Tüm dünyada sık görülen kanserlerin başını akciğer ve meme kanseri çekiyor. Üçüncü sırada ise kolon kanseri yer alıyor. Dünya genelinde her yıl yaklaşık 2 milyon kişiye kolon kanseri teşhisi koyuluyor. Kanserle ilişkili ölümlerde ise 2’nci sırada yer alıyor.
Kolon kanserinin 50 yaşından sonra görülme sıklığı daha fazla. Ancak günümüzde genç yaş gruplarında bu hastalığa yakalananların sayısında artış olduğu gözleniyor. Bu nedenle hastalığın erken teşhisi tedavi için hayati önem taşıyor.
Peki kolon kanseri nasıl bir hastalık? Hangi belirtilerle seyrediyor? Kimler risk altında? Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji ve İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Abdussamet Çelebi merak edilen soruları yanıtladı.
1. Kolon kanseri nedir?
Kolon kanseri, ince bağırsaktan sonra gelen, kalın bağırsak olarak da bilinen kolonun iç yüzeyinde bulunan hücrelerin anormal ve kontrolsüz bir şekilde büyümesiyle başlayan bir hastalık. Kolonun içerisinde yer alan polip adı verilen küçük hücre kümelerinin oluşmasıyla meydana gelir. Bu polipler genellikle kanserli değildir fakat bazıları zamanla kolon kanserine dönüşebiliyor.
2. Hastalık hangi belirtilerle kendini ele veriyor?
Karın ağrısı, dışkıda kan gelmesi, kansızlık-anemi, tuvalet alışkanlığında değişiklik, uzun süreli ishal ya da kabızlık atakları, dışkı şeklinde ve kıvamında değişiklik, kilo kaybı, iştahsızlık, mide bulantısı, gözlerde ve ciltte sararmanın yanı sıra yorgunluk ve halsizlik kolon kanserinin en sık belirtileri…
3. En fazla kimlerde görülüyor?
Görülme sıklığı ve riski yaşla birlikte artıyor. Çoğunlukla 50 yaş üzeri kişilerde görülüyor. 60 yaşın üzerindeki hastaların kolon ve rektum kanserlerine yakalanma oranı, 40 yaş altındaki kişilere göre 10 kat daha fazla.
Ailesinde daha önce kolorektal kanser görülen kişilerde gelişme riski ise daha yüksek. İltihabi bağırsak hastalıkları (ülseratif kolit ve crohn hastalığı) tanısı olanlarda belirli süre sonrasında risk daha da artıyor.
4. Beslenme alışkanlığının hastalığa etkisi ne?
Beslenme alışkanlığı yönünden bakıldığında posasız gıda tüketimi, kabızlığı artırarak dışkının uzun süre bağırsak içinde kalmasına ve o bölgenin kanserleşerek kolon kanseri oluşmasına neden oluyor. Bu nedenle şarküteri ürünleri, salamuralar, tütsülenmiş etler, mangal türü yiyecekler, kızartmalar ve kabızlık yapan yiyecekler yönünden yoğun beslenenlerde görülme sıklığı artıyor. Yoğun sigara ve alkol kullanımı, obezite ve hareketsiz yaşam da buna eklenebilir.
5. Tedavide nasıl bir yol izleniyor?
Kolon kanserinin tedavisine başlamadan evvel öncelikle evreleme yapılıyor. Kolon kanserinin 0’dan 4’e kadar toplamda 5 evresi var. En erken aşamasından evre 3’e kadar (Kanser çevre dokulara yayılmıştır ve bölgesel lenf bezlerinde ve diğer çevre dokularda kanser tutulumu vardır) tüm evrelerde amaç hastalıksız yaşam elde etmek. Bu evrelerde ilk tedavi cerrahi operasyon olmakla birlikte evresine ve risk durumuna göre kısa süreli korunma kemoterapisi uyguladığımız hastalar oluyor. Rektum kanserinde ayrıca radyoterapi de (ışın tedavisi) mevcut stratejilere dahil ediliyor.
4. Evrede ise (İlerlemiş son evredir, kanser uzak organlara en sık karaciğer ve akciğere metastaz yapar) tedavi stratejisinde öncelikli amacımız hastalığı kontrol altına almak, yaşam kalitesini artırmak (beslenememe ve ağrı gibi problemlere karşı hastanın şikayetlerini azaltmak) ve yaşam süresini uzatmak. Bu evrede şifa nadir görülüyor ve tedavide daha uzun süreli olarak kemoterapi ve akıllı ilaçlar olarak bilinen hedefe yönelik ilaçlar beraber kullanılıyor. Cerrahi operasyon ve radyoterapi bu evrede sadece belirli durumlarda multidisipliner tümör konseylerinde branş hekimlerinin ortak kararı ile hasta faydası tartışılarak nadiren uygulanıyor.
6. Kolon kanserinden korunmak için neler yapılmalı?
Öncelikle sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinilmeli. Hayvansal ürünler ve kırmızı et tüketimi sınırlandırılmalı, günlük lif alımı artırılmalı. İşlenmiş ve paketlenmiş gıdalardan uzak durulmalı. Sigara içilmemeli. Yoğun alkol kullanımından da kaçınmak gerekiyor. Tüm toksik ürünlerde olduğu gibi alkol de vücutta bir yere kadar tolere ediliyor. Aralıksız ve aşırı alkol tüketimi karaciğerin ve tüm sindirim sisteminin sağlığını olumsuz yönde etkiliyor.
Stres yönetimi tüm hastalıklardan korunmak için öğrenilmesi gereken bir özellik. Yüksek stres vücut için yıkıcı etkilere sahip. Bireylerin ideal kiloda olması hemen her sağlık sorununa karşı vücudun direncini artırıyor. İdeal kilonun üzerinde ya da obez olmak; kansere ve diğer sindirim sisteminin hastalıklarına, kalp ve dolaşım sorunlarına, omurga hastalıkları ve diyabete neden oluyor.
Düzenli olarak egzersiz yapmak vücudun direncinin artırılmasına ve kolon kanseri dahil birçok hastalığın önlenmesine katkı sağlıyor. En önemli uygulamalardan biri de tarama testlerini yaptırmak. Özellikle risk grubunda olanlar için bu önemli. 50 yaş üzerindekilerin şikayetleri olmasa da dışkıda kan ve kolonoskopi tetkiklerini yaptırmasını öneriyoruz.