Bütün bu şikayetlerin altında yatan nedenin, hatalı beslenme sonucu kan şekerindeki dalgalanmalar olabileceğini belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Özge Güneş, kan şekerinin aniden düşmesi sonucunda kriz halinde yemek yeme, özellikle de tatlı yeme isteğinin ortaya çıktığına dikkat çekiyor.
Güneş, “Kandaki glukoz miktarı düşen kişilerde beynin belirli bölgesine sinyaller yollanıyor ve kişi kendini yemek yeme isteğiyle buluyor. Bu isteği durdurmak için tüketilen tatlılar veya fazla besin alımı ise kontrolsüz kilo artışı, diyabet ve çeşitli kardiovasküler hastalıklara yol açabiliyor. Bu nedenle açlık krizlerinin önüne geçmek çok önemli” diyor.
Bu sorunu ortadan kaldırmanın yolu ise ufak tefek beslenme değişiklikleri yapmak ve kendinizi aç bırakmamaktan geçiyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Güneş, açlık krizlerini önlemenin 10 etkili yolunu şöyle anlatıyor:
Kahvaltıda proteini eksik etmeyin: Kahvaltı günün en önemli öğünlerinden biri. Bunun nedeni ise gece uzun süren açlıktan sonra kan şekerinin taban seviyeye kadar inmesi. Dolayısıyla hem metabolizmanızı hareketlendirmek hem de gün içinde açlık krizleriyle karşılaşmamak için güne kahvaltısız başlamayın. Özellikle protein ağırlıklı kahvaltı etmeniz güne dinç başlamanıza yardımcı olacaktır. Beyaz peynir, yumurta veya süt, kaliteli protein kaynakları olarak güzel birer seçenek olabilir.
En az 2 kez ara öğün yapın: Düzenli öğün yapmak kan şekerinin gün içinde dengeli seyretmesine yardımcı oluyor. Özellikle kahvaltı, öğle ve akşam yemeği olan ana öğünlerini atlamamalı ve en az 2 kez ara öğün yaparak kan şekeri dengesini sağlamalısınız.
Canınız tatlı istediğinde meyve yiyin: Her şeye dikkat etmenize rağmen canınız hala tatlı isteyebilir. Bu durumda işlenmiş şeker oranı yüksek tatlılar yerine, vitamin ve minerallerden zengin, posa içeriği yüksek olan meyvelere yönelebilirsiniz. Tabii ki meyvede de porsiyon kontrolü yapmanız önemli. Gün içinde 1-3 porsiyon arasında meyve tüketmeniz yeterli olacaktır. 1 orta boy elma veya 4 tane kayısı veya 1 adet şeftali veya 1 tane portakal ya da 15 adet üzüm bir porsiyon meyveye denk geliyor.
Ceviz, fındık veya badem atıştırın: Ana öğünlerinizden sonra ortalama 2-3 saat sonra mideniz kazınmaya, canınız bir şeyler atıştırmak istemeye başlayabilir. İşte bu kan şekerinizin verdiği sinyal aslında. Bu durumda magnezyum, fosfor, çinko gibi minerallerden zengin olmalarının yanı sıra bitkisel yağ içerikleriyle de midede uzun süre kalarak tokluk hissi veren ceviz, fındık ya da badem doğru bir seçenek olacaktır. Ancak kalori alımını azaltmak ve yağ içeriğini arttırmamak için çiğ olanlarını tercih edin ve 1 avuçtan fazla tüketmemeye dikkat edin.
Tam tahıllı ekmek tüketin: Tam tahıllı undan yapılan ekmekler beyaz ekmeklere göre, içeriklerindeki tahıllar sayesinde midede daha uzun süre kalıyorlar. Bu sayede de sindirim daha yavaş oluyor. Bu da kan şekeri seyrini dengeleyerek açlık krizlerini önlüyor.
Her ana öğünde salata tüketin: Özellikle çiğ sebze grubundan olan besinlerin posa içerikleri yüksek oluyor. Dolayısıyla kahvaltı, öğle ve akşam yemekleri gibi ana öğünlerde salata tüketmek aldığımız posa miktarını arttırarak midenin boşalma hızını yavaşlatıyor. Bu durum da öğünler arasındaki açlık kontrolünü sağlamamıza yardımcı oluyor. Eğer salata sevmiyorsanız, lezzetlendirmek için 1 yemek kaşığını geçmeyecek kadar zeytinyağı kullanabilirsiniz.
Tahıl yulafıyla ara öğün yapın: Kaliteli karbonhidrat içeren proteinli bir ara öğün sizi bekliyor. Bununda yanında tatlı isteğinizin de önüne geçebilirsiniz. Tahıl ve proteinin birleştiği ara öğünler kan şekeri dengenizi koruyarak tokluk hissi veriyor. Yulaf ve yoğurt ya da süt size yardımcı olacaktır. 1 su bardağı süt içerisine 3 yemek kaşığı yulaf ezmesi ilave ederek karıştırın. İçerisine ortalama 1,5 çay kaşığı toz tarçın ilave edin. İsteğinize göre 7-8 tane çiğ badem veya yarım muz veya herhangi bir meyve ilave edebilirsiniz.
Çubuk tarçınlı yeşil çay için: Özellikle ara öğün zamanlarında içeceğiniz yeşil çay açlık duygunuzu bastırmanızda yardımcı olur. Yeşil çay ve tarçın insülin seviyesini dengeleyerek kan şekerinin aniden düşmesini önlüyor. Ayrıca tarçın aromatik etkisiyle şeker isteğinizin de önüne geçiyor.
Su içmeyi unutmayın: Yetişkin bir kişinin kilo başına günlük 35 ml su içmeye ihtiyacı var. Su ihtiyacımızı karşılayamadığımız beynimiz kendini aç hissedip sinyaller verebiliyor. Eğer su içmeyi sevmiyorsanız, suyu limon, elma dilimleri, salatalık ve nane gibi çeşili aroma vericilerle tatlandırabilirsiniz.
1 bardak kefir: Kefirin faydaları saymakla bitmez ama en önemli yararlarından biridir tok tutucu olması ve kan şekerini dengelemesi. Glisemik indeksi düşük olan kefir içerdiği proteinle birlikte midede uzun süre kalarak tokluk hissi veriyor ve kan şekerinin de daha yavaş yükselmesini sağlıyor. Böylelikle yaşanılan açlık krizlerinin önüne geçerek fazla besin ve kalori alımını azaltıyor. Tadından hoşlanmıyorsanız, çeşitli meyveler ilave ederek kefiri tatlandırabilirsiniz.