Çok Bulutlu 10.1ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Sağlık
02.10.2017 11:19

'Akciğer tansiyonunu diğer hastalıklarla karıştırmayın'

Prof. Dr. Yıldızeli ,"Akciğer tansiyonu, en çok göğüs ağrısı varsa kalp krizi, nefes darlığı varsa KOAH ya da astım ile karıştırılıyor" dedi.

'Akciğer tansiyonunu diğer hastalıklarla karıştırmayın'

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Akciğer Nakli Koordinatörü Prof. Dr. Bedrettin Yıldızeli, halk arasında akciğer tansiyonu olarak bilinen "pulmoner hipertansiyonun" geliştiği hastalarda, göğüs ağrısı ya da nefes darlığı şikayeti görüldüğünü, bu durumların da kalp krizi ya da KOAH gibi hastalıklarla karıştırıldığını söyledi.

Yıldızeli, sağ kalpten akciğere temizlenmesi için kirli kanı götüren atardamarlardaki kan basıncının sürekli yüksek olması olarak tanımlanan ve ciddi, ilerleyen, hayatı tehdit eden bir hastalık olan pulmoner hipertansiyonun geliştiği hastalarda akciğerin ve sağ kalbin bozulduğunu belirtti.

Hastalığın 1 milyonda 6 kişide görüldüğünü ve direkt bir risk faktörünün olmadığını aktaran Yıldızeli, "Akciğer tansiyonunda bilinen, 'Bunu yaptın da bu oldu' diyebileceğimiz çok az şey var. Mesela bunlardan biri artık kullanılmıyor, zayıflama ilaçları... Zayıflamaya yol açan ilaçlar kullanan hastalarda bu sorun gelişebiliyor. Bunun dışında çoğu zaman ailesel öykü önemli. Amerika'da zayıflama ilaçları bir dönem çok tüketilmiş. Bu insanlarda daha sonra pulmoner hipertansiyon geliştiği görülmüş." diye konuştu.

Prof. Dr. Yıldızeli, hastalığın çeşitli sorunlarla sıkça karıştırıldığına işaret ederek, şu bilgileri verdi:

"Akciğer tansiyonunun geliştiği hastalarda başlıca iki semptom görülmektedir. Hastanın ya göğüs ağrısı olur ya da nefes darlığı. Dolayısıyla hastalık en çok göğüs ağrısı varsa kalp krizi, nefes darlığı varsa KOAH ya da astım ile karıştırılıyor. O yüzden bu hastalık 'öksüz hastalık'tır. Son 20 yıldır dünyada bu hastalık üzerinde çalışılır hale gelindi. Şu an 10 yıl öncesine göre bu hastalıkla ilgili daha çok bilgimiz var. Siz göğüs ağrısıyla doktora gittiğinizde, kalp krizi mi geçiriyorsunuz diye bakar. Çünkü sizi o an öldürebilecek bir hastalıktır. Bakarlar kalp krizi değilse 'Göğüs hastalıklarına git.' derler. Göğüs hastalıkları ekibi de sizin akciğerlerinizi dinler, mesela 'Sigara içiyorum.' derseniz 'KOAH' derler. Genç hastaysanız 20-25 yaşlarında, 'Astımınız olabilir.' derler."

"Akciğer tansiyonunun ameliyatla düzeltilebilen tek türü KTEPH"

Yıldızeli, bu bilgiler eşiğinde, hastalığın kendi içinde birkaç bölümde ele alındığını belirterek, hastaların yüzde 5 kadarında görülen Kronik Tromboembolik Pulmoner Hipertansiyonun (KTEPH), pulmoner hipertansiyonun ameliyat edilebilen tek türü olduğunu kaydetti.

KTEPH hastasının pulmoner endarterektomi ameliyatı olduğunda, pulmoner arter hipertansiyondan kurtulduğunu dile getiren Yıldızeli, bu hastaların çoğunda pulmoner emboli öyküsünün olduğunu vurguladı.

Prof. Dr. Yıldızeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ülkemizin nüfusunu göz önüne aldığımızda senede bin civarında KTEPH hastası olması gerekiyor. Pulmoner emboli akciğer damarları içinde zamanla organize olarak yer kaplamaya başlıyor ve damarların tıkanmasına neden oluyor. Bunun sonucunda hastalarda ciddi nefes darlığı, göğüs ağrısı şikayetleri oluşuyor. Bu tip hastaların vakit kaybedilmeden uzman bir merkez tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir."

Konuyla ilgili farkındalığın arttırılması gerektiğinin altını çizen Yıldızeli, bunun oluşması için neredeyse her ilde konferanslar düzenlediklerini, bu kapsamda da kardiyologlarla, göğüs hastalıkları uzmanlarının çok dikkatli olması gerektiğini, hekimin aklına böyle bir hastalık olduğunu getirilmesi gerektiğini anlattı.

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Akciğer Nakli Koordinatörü Prof. Dr. Bedrettin Yıldızeli, "Bu hastalık grubunda, hastaya tedavi olma şansı verilirse hastalar iyileşiyor. Veremezseniz hastalar kayboluyor. Bizim en ufak hastamız 7, en yaşlı hastamız 85 yaşındaydı. 80 yaş üstü ameliyat yaptığımız 3 hastanın da genel durumu şu an çok iyi." dedi.

Sıradaki Haber
Kalbin ilacı günde yarım saat egzersiz
Yükleniyor lütfen bekleyiniz