Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Dilşad Mungan, COVID-19 aşılarının, alerjisi olanlara etkileri ile anaflaksiye (alerjik şok) yol açıp açmadığı konusundaki endişelere açıklık getirdi.
"Alerjisi olup aşı olduktan sonra kaybedilen hasta bildirilmedi"
Prof. Dr. Mungan, alerjisi olanların COVID-19 aşısı olmakta tereddüt yaşadığını söyledi:
"Tüm aşılarla ilgili ciddi alerjik reaksiyonların oluşması milyonda bir gibi çok düşük oranda. COVID-19 aşılarında ise özellikle BioNTech/Pfizer aşısıyla ilgili vakalar üzerinden yapılan değerlendirmelerde bu oranın 1 milyonda 4,6 olduğu saptandı. Yani tüm aşılarda görülenden çok farklı bir oran değil.
Sinovac'ta ise fazla bir veri bulunmamasına karşın kendi merkezlerimizdeki aşı uygulamalarından ulaşan sonuçlar, BioNTech ile benzer olduğunu gösteriyor. Ayrıca dünyada ve Türkiye'de COVID-19 aşısı olup anaflaksi sebebiyle kaybedilen hasta bildirilmedi."
"İlk dozdan sonra "alerjik şok" yaşandıysa ikinci doz o aşıyla yapılmamalı"
Prof. Dr. Mungan, "Bu noktada kişi, herhangi bir aşının ilk dozuyla anaflaksi denilen ciddi alerjik reaksiyona girdiyse o aşıyla ikinci doz yapılmamalı. Yola diğer aşıyla devam edilebilir ama ona da alerji, immünoloji uzmanları karar vermelidir" uyarısında bulundu.
Mungan, Türkiye'de aşı uygulama prosedürünün de bu şekilde ilerlediğini, alerjik reaksiyon yaşayanların ikinci dozdan önce alerji uzmanının onayını aldığını anlattı.
"İstenilen aşı tercih edilebilir"
Alerjisi, astımı olanların aşı konusunda endişe yaşamaması gerektiğine işaret eden Mungan, "Alerjisi, astımı bulunanlar da COVID-19 aşılarından istediğini tercih edip olabilir. Önerimiz, aşının mutlaka hastanede yaptırılması ve aşıdan sonra yarım saat gözlem altında bekletilmeleri" diye konuştu.
Prof. Dr. Dilşad Mungan, aşı sonrası nadir görülen alerjik reaksiyonlara da hastanede hızla müdahale edildiğine değinerek, "Lütfen kimse alerjisi nedeniyle aşı olmaktan çekinmesin. Mutlaka doktorlarına danışsınlar ve önerilen şekilde aşılarını olsunlar. Şu an ülkemizde Sinovac ve BioNTech aşıları mevcut. Alerji yapma potansiyeli açısından elimizdeki sonuçlara göre arada anlamlı fark yok. Bu nedenle istenilen aşı tercih edilebilir" dedi.
"Astım ilacıyla ilgili daha geniş çaplı araştırmalara ihtiyaç var"
Mungan, astım ilaçlarının şiddetli COVID-19'a karşı koruma sağladığına ilişkin uluslararası bazı çalışmalarla ilgili şöyle konuştu:
"Salgında endişe ettiğimizin aksine astımlı hastalarımız COVID-19'a yakalandıklarında astımı olmayanlara kıyasla farklı bir durum yaşamadı, daha kötü seyretmedi. Astımlı hastaların ilaçlarını düzenli kullanmaya devam etmesi önemli. Solunum yoluyla alınan, kortizon içeren astım ilaçlarını kullananların COVID-19'u daha hafif geçirdiklerine ilişkin birkaç araştırma yayınlandı. Tabii ki bu tıp açısından yeterli değil, temkinli yaklaşıyoruz. Daha geniş çaplı araştırmalara ihtiyaç var."
"Penisilin, ağrı kesici alerjisi bulunan bir hasta BioNTech aşısı olabilir"
Dernek Genel Sekreteri, İlaç Alerjileri Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Emine Dibek Mısırlıoğlu da ağır ilaç alerjilerinin COVID-19 aşılarındaki etkisine ilişkin, "Örneğin, penisilin, ağrı kesici alerjisi bulunan bir hasta BioNTech aşısı olabilir. Birden fazla grupta alerjisi olan, ağır ilaç alerjisi olan kişiler ise aşıdan önce uzmanlarca değerlendirilmelidir" ifadelerini kullandı.
Mısırlıoğlu, ilaçlarda yer alabilen ancak yaygın olmayan polietilen glikol alerjisi bulunanların da aşı konusunda alerji, immünoloji uzmanlarının görüşünü almasının önem taşıdığını vurguladı.