Hastaları kabul etmeden önce 2 haftalık deneme sürecine tabi tutan merkez, bu süre içerisinde hastanın merkeze gelmekten keyif alıp almadığını, merkezin ona uygun olup olmadığını gözlemliyor. Sonrasında ise karar, hastanın mutluluğu gözetilerek veriliyor.
Arkadaş grupları oluşuyor
Alzheimer hastaları için sosyalleşmenin zor olduğunu belirten psikolog Sümeyye Çalışkan “Genellikle alzheimer hastaları bulundukları yeri değiştirmeyi pek sevmiyor. O yüzden sosyalleşme güçlükleri çekebiliyorlar. Burada ise biz onlara özledikleri sosyalleşme imkanını sağlıyoruz. 4-5 kişilik bir arkadaş grupları oluyor” diyor. Hastalar çay saatleri ve bahçe aktiviteleri ile birlikte dışarıda da vakit geçiriyor.
“Faydalı vakit geçirmeye çalışıyoruz”
Güne yapboz yapma ve gazete okumayla başlayan hastalar öğleden sonra ise ahşap boyama, ebru ve teraryum yani fanus içinde bitki yetiştiriciliği atölyelerinde vakit geçiriyor.
Merkezde bulunan atölyelerde hastalar ahşap boyuyor. Atölyelerde yapılan boyamaların hastalara huzur verdiğini söyleyen ahşap boyama eğitmeni Nalan Atilla ”Boyamalar onlar için bir terapi. Elleri rahatlıyor vücutları gevşiyor. Bunları hissediyoruz” diyor.
Ailelerin bazen önyargılı olabildiğini belirten psikolog Sümeyye Çalışkan “Bazı aileler yakınları olan alzheimer hastalarının hiçbir etkinlik yapamayacağını, el becerisi gösteremeyeceğini düşünüyor. Ama biz burada hastaların çok güzel boyamalar yaptığına şahit oluyoruz. Özellikle ebru atölyesinde çalışmalar yapıyorlar. Hasta olsun ya da olmasın insanların üretme isteği hiç bitmiyor” diyor.