Almanya’da kalp ve damar cerrahisi alanında çalışan Dr. Dilek Gürsoy’un hikayesi, anne ve babasının 1969 yılında Almanya’ya göç etmesiyle başladı aslında.
Gürsoy ailesi, Ordu’nun Aybastı ilçesinden Almanya'ya gidip bir fabrikada işçi olarak çalışmaya başladı.
Dilek Gürsoy 1976 yılında, Almanya'nın Neuss kentinde doğdu ve burada büyüyüp eğitim aldı.
TRT Haber’in sorularını yanıtlayan Dr. Dilek Gürsoy, üniversiteden 2003'te mezun olduktan sonra Avrupa’nın en büyük kalp merkezinde kalp cerrahı olarak işe başlamasını, "Anne ve babamın sayesinde Avrupa’daki imkanları kullanma şansım oldu" diye anlatıyor.
Babasını kalp rahatsızlığı sebebiyle kaybetti
Kalp cerrahisi alanında ilerlemesinde, çocukken babasını bir kalp rahatsızlığı sebebiyle kaybetmesinin etkisi olup olmadığı sorusuna Gürsoy, "Bilinçaltı mutlaka etkili olmuştur" diye yanıt veriyor.
"Ama daha çok üniversite hayatına başlarken, kalp ameliyatı görme şansım olmuştu. Kalp cerrahı olacağıma orada karar verdim. Çok estetik buldum, çok sakin bir ameliyat esnası gördüm. Bunu ben de yaparım, becerebilirim diye öyle başladım ben bu serüvene, kalp cerrahi bölümüne. Tabii babamı bir kalp kapakçığı probleminden kaybetmem bilinçaltı etkisi olmuştur diye düşünüyorum."
Yapay kalp üzerine çalışıyor
18 yıldır bu işi yapan başarılı cerrah, tam yapay kalp üzerine çalışıyor.
Yılmadan, hastalarına nasıl daha faydalı olabileceği üzerine kafa yoruyor.
Üniversite hastaneleriyle hala devam eden görüşmeleri, kendi ifadesiyle bazen kolay bazen zorlu geçiyor.
Tüm bu çabaları, onu birçok başarıya da taşıdı.
"Yolumdan asla vazgeçmeyeceğim"
Gürsoy, Avrupa’da yapay kalp nakli gerçekleştiren ilk ve şimdilik tek kadın cerrah oldu.
"Sadece arkadaşlarım yok. Beni zorlayanlar da oluyor elbet ama bunlar normal ve her yerde vardır. İşime baktığım ve hastalarıma odaklı olduğum müddetçe yolumdan asla vazgeçmeyeceğim ve başarılı olacağımdan da çok eminim."
2012’de yapay kalp ameliyatı yaptı
Burada bir parantez açmak gerekiyor. Kalbi destekleyen sessiz ve küçük cihazlar da var. Dilek Gürsoy, kendisinden önce bunu yapan başka kadın bilim insanlarının da muhakkak olduğunu söylüyor ve ekliyor:
"Ama tam yapay kalp üzerine yani komple kalbi alıyorsunuz, yapay kalple değiştiriyorsunuz. Avrupa’da ilkim ve şu ana kadar da tekim. Ama bu böyle kalmasın istiyorum tabii. İnşallah da olur. Belki benden sonra gelmiş de olabilir birisi ama bildiğim kadarıyla yok. 2012 yılında yaptım bu ameliyatı. ‘Avrupa’da ilk yapan sensin’ dediler. Amerika’da da bir arkadaşımız yapmış herhalde böyle ameliyatlar. O nedenle Avrupa diye geçiyor."
"20 sene öncesine göre çok ilerledik ama..."
"Son 10 senedir bu işle epey uğraşan arkadaşlarımız oldu. Avusturya’da da bir arkadaşımız çok ilerledi. Fransızlar yapay kalpte çok ilerledi. Onlarla da görüşmelerim var. İtalya ve İsviçre de yapıyor ve duyduğum kadarıyla çok ilerledi. Tabii açıklama olmadığı için tam bilmiyorum. Ama bakarsanız bu yapay kalpler 60’ıncı yıllarda başlatıldı. 60 ve 70’inci yıllarda takılan yapay kalplerle şimdi takılanlar hemen hemen aynı. Fazla bir gelişme yok. Hava basıncıyla çalışıyor, çok gürültülü. Tam yapay kalpten bahsediyorum. Bir ilerleme fazla olmadı ama şimdi çalışmalar sürüyor. Bu da birkaç sene alır. Benim çalıştığım yapay kalp 2-3 sene daha alır diye düşünüyorum. Diğerleri de ne kadar sürüyor bilmiyorum ama yakındır inşallah. Bundan 20 sene öncesine göre çok ilerledik. Ama şimdi yavaş yavaş da insana takılabilecek şekle gelmesi şart."
Kendi yapay kalp merkezini kurmak istiyor
Tabii bu başarı kolay gelmedi.
"Her iş gibi kalp cerrahi bölümü de zor bir bölüm. Yaşadığım zorluklar olmuştur. Taşlar önüme koyulmuştur ama bu tabii sadece başta asistan olarak sadece bayanlara değil erkeklerin de önüne konulan zorluklardır. Ben bir bayan olarak zorlukları özgüvenimi ve tecrübelerimi kazandıktan sonra yaşıyorum. Ben de bir yerlere, bir pozisyona gelmek istiyorum derken problemler oluyor. Özellikle bir bayan olarak tabii ama özgüvenim yerinde olduğu için, bildiklerim de ortada olduğu için ben bu yoldan asla vazgeçmeyeceğim. Kendim de bir yapay kalp merkezi kurup şef pozisyonuna yükselmek istiyorum elbette."
Peş peşe prestijli ödüller aldı
Almanya Siegburg Helios Kliniğinde Yapay Kalp Nakli Bölüm Başkanı olarak görev yapan Dilek Gürsoy, kısa bir süre önce, geçen nisan ayında Almanya’nın prestijli ödüllerinden Victress Ödülü’nü aldı.
Berlin merkezli Victress kuruluşu, 2005 yılından bu yana her yıl toplumda başarılı ve önder konumundaki kadınlara verdiği ödülü, Dr. Gürsoy’a azimli ve istikrarlı çalışmaları dolayısıyla layık gördü.
2017’de Almanya Başbakanı Angela Merkel'le görüştü ve Merkel'e “Neuss’un gururu” olarak tanıtıldı. Merkel de Gürsoy’a övgüler yağdırdı.
Bu yıl da Almanya, Avusturya ve İsviçre'de tıp alanında başarılı çalışmalar yapan hekimlere ve tıbbi kuruluşlara verilen Alman Tıp Ödülü'nü (German Medical Award) aldı.
"Ego problemim yok, hastalarım için bir şeyler yapmak istiyorum"
Gürsoy, çalışmalarını hastaları için sürdürse de ödül de şüphesiz bir motivasyon kaynağı oluyor.
"Ödül için iş yapmıyorum ama tabii ödüller bir motivasyon. Ben hastalarım için uğraşıyorum. Beni de zaten bu ödüllere layık gören kişiler bundan ötürü bu ödülleri veriyorlar bana. Çünkü çok hasta odaklıyım. Ego problemim yok. Vicdanımla, hastalar için bir şeyler yapmak istiyorum. Çünkü kalp yetmezliği olan çok hastam var. Öldüklerini görüyorum bazı bazı. Güzel, hoş bir durum değil. 2019 yılında yaşıyoruz. Ve bu devirde yapay kalplerin o kadar çok denemesi olması lazım ki kalp yetmezliğinden bir hastamızı kaybetmeyelim, organ bağışı olmadığı için. Elbette ki ödüller beni çok motive ediyor. Bu yola devam diyorum ve asla da vazgeçmeyeceğim."
Türkiye ile sürekli irtibatta
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da Almanya'da "Yılın doktoru" ödülünü alan Kalp Cerrahı Dilek Gürsoy'u görüntülü arayarak tebrik etti.
Gürsoy'u İstanbul'da düzenlenecek 6'ncı Türk Tıp Dünyası Kurultayı’na davet eden Koca, başarılı hekimin çalışmalarını Bakanlık olarak destekleyeceklerini vurguladı.
Dilek Gürsoy da Türkiye’deki bilim insanlarıyla irtibatta olduğunu anlatıyor.
"Türkiye’de de çok değerli hocalarımız var. Avrupa’da da var. Sadece ben yapıyorum diye bir olay da yok zaten. Kendileriyle zaten her zaman irtibattayım. Beni Türkiye’den bir hasta arayınca direkt hocalarıma yönlendiriyorum. İnşallah onlarla çalışma imkanı da olur yapay kalp üzerine."
Beslenme alışkanlıkları etkiliyor
Dünyaca ünlü cerrahın, organ nakli ve beslenme konusunda uyarıları da var.
"Türkiye’de de tüm dünyada olduğu gibi bir ‘fast food’ olayı var. Bu her yerde bir problem. ABD’de de beslenme konusunda çok büyük bir problem var."
"Organ nakli, kalp yetmezliğinde tek tedavi şekli"
Gürsoy bilhassa, organ bağışının ne kadar önemli olduğuna dikkat çekiyor.
"Yapay kalpler sadece geçici olarak kullanılabiliyor. Organ nakli, kalp yetmezliği olan bir hasta için en iyi tedavi şekli şu an. İlk takılan yapay kalpler 1, en fazla 1 buçuk sene dayanabiliyordu. Şimdi bir yapay kalp 5 seneye kadar dayanabiliyor. Ama geçici olarak. Tabii benim vizyonum, yeni bir yapay kalp üzerine çalıştığım için, yapay kalpler 10-15 sene problemsiz çalışabilirlerse kalp nakline gerek kalmayacak diye düşünüyorum. Ama bu devirde, organ-kalp nakli çok önemli ve kalp yetmezliği tedavisinin tek tedavi şekli diye düşünüyorum."
Kalp Cerrahı Dilek Gürsoy, kendi yapay kalp merkezini en kısa zamanda kurmak için çalışmalarını yoğun şekilde sürdürüyor.
Ondan gelecek bir müjde, kalp yetmezliği olan çok sayıda hasta için de umut olacak.
Dilek Gürsoy da değerlendirmelerini, şu sözlerle noktalıyor:
"Her şey hastalarım için..."
* Fotoğraflar: Dilek Gürsoy'un arşivinden
Grafikler: Bedra Nur Aygün