Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, pandeminin ne zaman sona ereceğine dair bir öngörüde bulunmanın bilim insanları için zor olduğunu söyledi.
Dünyada sayısı yüzlerle ifade edilen aşı çalışmalarını "sevindiren gelişmeler" olarak yorumlayan Kayıpmaz, salgının kontrolünde virüsün mutasyonu ve aşı çalışmalarının yanı sıra insanların kontrollü yeni yaşama uyum sağlamasının önemine vurgu yaptı.
Kayıpmaz, koronavirüs gözle görülen, elle tutulan bir tehdit olmadığı için dünya toplumlarının önemli bir bölümünde risk algısının yeterince oluşmadığını anlatarak, şunları söyledi:
"İnsanlar yakın çevrelerinden birileri COVID-19'a yakalanmadıkça riskin derecesini kavrayamıyor. Elbette bu söylediklerim, insanları korkutmak veya felaket habercisi rolü oynamak için değil. Pandeminin bir an önce sona ermesini herkesten çok benim de içinde bulunduğum sağlık çalışanları istiyor."
"Özensiz davranan insanlar, evlerine virüsü de götürüyor"
Türkiye'de salgının başlamasının üzerinden 6 ay geçtiğini, bu süreçte medyada konunun uzmanlarının ve hekimlerin kontrollü sosyal yaşamın nasıl olması gerektiğine ilişkin tavsiyelerde bulunduğunu hatırlatan Kayıpmaz, tüm uyarı ve tavsiyelere rağmen lokantalarda, kafe ve benzeri işletmelerde maskesiz çalışan aşçı ve garsonların olduğunu gördüklerini anlattı.
Kayıpmaz, işletme girişlerinde ateş kontrolü için yakın mesafede duran görevlilerin de maskelerini burunlarını kapatacak şekilde kullanmadıklarına dikkat çekerek, şunları söyledi:
"Yaygın kullanılan siyah bez maskelerin eve dönüşte yıkanıp yıkanmadığını merak ediyoruz. Özellikle tatil beldelerine sanki virüs hiç uğramamış gibi bir durum var. Sosyal mesafe unutulmuş. Bunlara neden uyulmadığını sorduğunuzda insanlar, salgının öneminin farkında olduğunu, çalışırken maske takmanın, sosyal mesafeye uymanın onlara zor geldiğini söylüyorlar ancak bu kadar hastaya ve vefata rağmen hala durumun ciddiyetinin farkında değiller.
Toplu taşıma aracına maskesiz binmemesi için uyardığınız kişi, tepki olarak yüzünüze öksürüyor. Böylece, vaka sayılarında artış kaçınılmaz oluyor. Özensiz davranan insanlar, evlerine virüsü de götürüyor. Kendilerinde basit belirtiler olsa da büyüklerini ve kronik hastalıkları olanları hasta ediyor. Bu da ağır hasta sayısına yansıyor."
"Hasta olmak kolay değil"
Doç. Dr. Kayıpmaz, pandeminin ne kadar süreceğinin bilinmemesi nedeniyle eğitimin, gündelik ve sosyal yaşamın, iş yaşantısının ve toplu taşımanın pandemi koşullarına uyarlanması gerektiğini vurgulayarak, "Yeri geldiğinde elbette kısıtlamalara başvurulabilir ancak biz artık kısıtlamaya ihtiyaç duymaksızın yaşantımızı kış aylarında nasıl sürdüreceğimizi öğrenmeliyiz" dedi.
Yakın çevresindeki insanların da koronavirüse yakalandığını anlatan Kayıpmaz, şu uyarıları yaptı:
"Hasta insanlar ve yakınları bir şeyler danışmak, endişelerini paylaşmak için arıyor. Şunu bir kez daha anlıyorum ki hasta olmak kolay değil, hasta yakını olmak hiç kolay değil. Çember daralıyor ve kontrolsüz yaşamı sürdürdüğümüz takdirde bu illet hepimizi bulabilir.
Yersiz endişe olmamalı ancak tedbirlerde gevşeklik ve umursamazlık da asla kabul edilmemelidir. Bu konuda da denetlemelerin her geçen gün sıkılaştırılması bizleri mutlu ediyor. 'Hayat Eve Sığar' uygulamasında da artık kural ihlallerini bildirebileceğimiz 'ihbarda bulun' sekmesi mevcuttur. Bu da salgının kontrolüne katkı sağlayacak bir uygulamadır."