Yeni tip koronavirüs (COVID-19) salgınıyla mücadelenin İstanbul’daki en önemli üslerinden biri olan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde de COVID vakalarının azalmasıyla beraber yeni normal dönemine geçiş aşamalı olarak gerçekleştirildi.
3 ay boyunca büyük oranda COVID vakalarını kabul eden Acil Servis’te işleyiş eski rutinine dönmeye başlasa da salgın sonrası Acil Servis kriterlerinde de önemli değişiklikler oldu.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim İkizceli, “Eskiden acillere her türlü vaka geliyordu. Ama biz, örneğin bir trafik kazası vakasında hastada birinci sırada enfeksiyonu düşünmüyorduk. Bu nedenle de acil servislerde enfeksiyon kriterleri bu kadar sıkı değildi. Ancak COVID salgınıyla beraber bu konudaki ezberler bozuldu; hasta her ne sebeple acile başvurursa başvursun, enfeksiyon olabilir ve bu enfeksiyon biz sağlık çalışanlarına bulaşabilir; sağlıkçılar da bundan zarar görebilir, hatta hayatını kaybedebilir, bunu öğrendik” dedi.
'Vaka trafik kazasıyla bile gelse, COVID'miş gibi yaklaşıyoruz'
Yeni normal döneminde artık hastaların acil servisten girdiği andan itibaren COVID protokollerine göre değerlendirildiğine işaret eden Prof. Dr. İkizceli, “Hem muayenede hem gözlemde hem de tedavide enfeksiyon riski önemli bir kriter oldu artık. Pozitif olanla olmayanı ayıracak şekilde triyaj organizasyonuna geçtik. Bu arada vatandaşlar da bu pandemi döneminde acil servisleri gereksiz yere meşgul etmemeyi öğrendi. Bu da çok önemliydi. Eskiden olur olmaz her şikayetle acil servise gelen vatandaşlar, salgın endişesi nedeniyle gerçekten mecbur kalmadıkça acile gelmedi. Böylece acil servisler gerçekten gerçek acil servis gibi kullanıldı. Şu an COVID şikayetiyle başvurular salgın dönemine göre çok çok azaldı. Ancak başka sebeple (örneğin trafik kazası veya inme) gelen hastanın yatışını vereceksek COVIDtestine bakmadan artık servise almıyoruz” diye konuştu.
“Apartmanda komşu komşuya bulaştırıyor"
Zaman zaman günde 15-20 şüpheli vakanın başvurduğunu, bunun da en önemli sebebinin vatandaşların önlemlere dikkat etmemesi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. İkizceli, şu önemli uyarılarda bulundu:
“Örneğin bir apartmanda ya da mahallede bir pozitif vaka varsa, onun çevresindekilerin hepsinde pozitiflik saptıyoruz. Bu da şu anlama geliyor, hala önlemler konusunda iyi değiliz, sosyalleşme sırasında mesafe, maske vs kurallarına riayet etmiyoruz. Bu nedenle de çevremizde hızla yayılıyor virüs. Hastalık devam ediyor, o yüzden vatandaşlarımız rehavete kapılmadan maske, mesafe, hijyen önlemlerine devam etmek zorundalar. Yoğun bakım ve entübe hasta sayısındaki artışların sebeplerinden birisi de bu sosyalleşme nedeniyle oluyor. Çünkü salgın boyunca evde, karantinada koruduğumuz risk grubu yaşlılarımız artık enfekte hastalarla karşılaşıyor. Onlar enfekte olduğunda ise daha ağır geçiriyor. Bir de şöyle bir değişim yarattı bu salgın, artık normal servislerde yatak kapasiteleri ciddi şekilde azaldı. Çünkü örneğin herhangi bir sebepten yatışı verilen hastanın testleri pozitif çıktıysa, o odaya başka hasta alamıyoruz. Yani iki kişilik odada tek hasta yatıyor. Vaka sayıları artarsa bu açıdan da sıkıntılar yaşanabilir.”
“Acil hemşiresine hastadan değil, kuzeninden bulaştı"
Acil Tıp Servisi Başhemşiresi Emel Çavuş Şimşek ise kısıtlamaların kalkmasıyla beraber vatandaşların salgın bitmiş gibi davranmaya başladıklarını ve salgın boyunca evinden ailesinden uzak kalıp kendi hayatını riske atarak çalışan sağlık çalışanlarının buna çok öfkelendiğini belirterek, “Böyle giderse bizim galiba bu kadar hızlı bir tempoyla, bu stres altında çalışacak halimiz kalmayacak” dedi. Vatandaşların 'tanıdıklardan virüs bulaşmaz' gibi yanlış bir algıya sahip olduğuna işaret eden Şimşek, “Acilde çalışan hemşireye başka şehirden onu ziyarete gelen kendi kuzeninden COVIDbulaştı. Düşünün o hemşire burada, COVIDhastalarının ortasında aylarca çalışıp enfekte olmuyor, çünkü sıkı sıkıya önlemlerini alıyor ama evine gelen bir ziyaretçiden hastalık bulaşıyor. Demek ki bizim asıl evimizde, sokakta, kendi tanıdığımız, akrabalarımızla sosyal mesafemize dikkat etmemiz, maske kullanımını asla ihmal etmememiz gerekiyor.” dedi.
“Bir kişi pozitif çıksa diğerlerinde de saptıyoruz"
Özellikle ofiste çalışanlar içinden bir kişide COVID saptandığında aynı yerde çalışan neredeyse her çalışanda COVID saptandığına da işaret eden Şimşek, “Maske, mesafe kuralına işte, evde her yerde dikkat etmek gerekiyor. Toplumda şöyle bir algı da var; hastalık artık hafifledi, bulaşsa da ayaktan atlatırız. Çok genç insanlar bile çok ciddi solunum sıkıntısı yaşayabiliyor. Hastaların tuvalete dahi oksijen tüpüyle gitmek zorunda kalmalarına şahit oluyoruz” dedi.
“Sağlık çalışanlarının da limiti var"
Pandeminin en yoğun dönemlerini olağanüstü bir çabayla atlatmayı başardıklarını anlatan Emel Çavuş Şimşek, en çok da bu nedenle vatandaşların bu kadar rahat davranmasına öfkelendiklerini anlatarak şu uyarıları yaptı:
“Burası acil servis olduğu için biz hastaları, hangi hastalığı olduğunu bilmeden alıyoruz. Normal servisler gibi değil, kapıdan giren hastada her türlü bulaşıcı hastalık olabilir. Tüberküloz, yani veremde bile cerrahi maske ile yaklaşabiliyoruz hastaya. Ama bir COVID vakasına cerrahi maske ile uzun süre bakım veremezsiniz. Kişisel koruyucu ekipman kullanmak, N95 maskelerle, siperliklerle vs çalışmak iş yükümüzü gerçekten on katına çıkardı. Çünkü giydiğimiz her şey üzerimize daha fazla yük bindiriyor. Nefes almakta zorlanıyoruz, gözlüklerimiz buğulanıyor, bir saatten fazla N95 ile çalışınca baş ağrısı başlıyor ama tüm bu koşullara rağmen yine de hızlı çalışmamız gerekiyor. İnsanlar hastalandıktan sonra ‘Ah keşke dikkat etseydik’ diyorlar ama şunun farkında değiller. Sadece kendilerini değil çevrelerindeki insanları ve biz sağlık çalışanlarını da riske atıyorlar. İş yükümüz arttıkça dayanma gücümüz azalacak ve nitelikli hizmet veremeyeceğiz.”
“Hasta ziyaretlerinin bırakılması gerekiyor"
Acil Tıp Uzmanı Dr. Yonca Senem Akdeniz de “Salgın halen devam ediyor ama kimse farkında değil gibi bir durum var sanki” diyerek yeni normale artık alışmak zorunda olduğumuzu söyledi ve ekledi:
“Artık vakalarda hastaneye yatışları daha az görüyoruz. Ama hastalığın bulaşma hızı arttı. Daha fazla insana daha hızlı bulaşıyor. Özellikle ishal, ateş, öksürük şikayetiyle geliniyor bugünlerde. Hastalık henüz yok olmadı, daha çabuk bulaşıyor, daha çok kişiyi hasta ediyor ama öldürücülüğü azaldı. Halen acil serviste bir gecede 10-15 tane COVIDşüpheli vakanın geldiği oluyor. Hatta örneğin kaza geçirdiği için gelen bir vakaya servise yatırmadan önce hiçbir şikayeti olmasa da test yapıyoruz. Bunların çoğu pozitif çıkıyor. Oysa hiçbir şikayeti yok, şüphe bile etmiyor kendinden. Yeni normalimizde artık mesafe kuralına uymamız, maskesiz çıkmamamız, ellerimizi sık sık yıkamamız ve en önemlisi de hasta ziyaretlerini bırakmamız gerekiyor. Özellikle de acil servislerde hasta ziyaretlerinin kesinlikle bırakılması gerekiyor. Belki hastaya bir şey olmayacakken bu ziyaretler yoluyla bile hastalık bulaşabiliyor.”