Güzel sohbetlerin tamamlayıcısı, misafirliklerin vazgeçilmezi denilince Türkiye’de akla ilk çay geliyor. Sabah kahvaltısında ya da akşam yemeği sonrasında günün hemen her vakti çay tüketiliyor. Nitekim Statista’nın araştırması da bunu doğrular nitelikte… Söz konusu araştırma 56 ülkeyi kapsıyor. En fazla çay tüketen ülkeler sıralamasında başı ise Türkiye çekiyor. Araştırmaya göre Türkiye’de çay içme oranı yüzde 90.
Türkiye'yi Kenya takip ediyor
Önemli bir çay üreticisi ve ihracatçısı olan Kenya da listenin ikinci sırasında yer alıyor. Pakistan, Fas, Hindistan, İrlanda, Birleşik Krallık, Almanya, ABD, Çin ve İspanya listede öne çıkan ülkeler arasında yer alıyor.
Çay her ülkede farklı şekillerde demlenerek servis ediliyor. Geleneksel Türk çayı, siyah çaydan iki parçalı çaydanlıkta demleniyor. Arzuya göre içine şeker atılarak tatlandırılıyor.
Antioksidan özellikleri bulunuyor
Türkiye çayla ilk defa 1787’de Japonya’dan getirilen çay tohumlarının ekilmesiyle tanıştı. 1924’te çay yetiştirilmesi için onay alındı, 1947’de ise ilk fabrika kurularak üretimi hızlandı. Türk insanının sudan sonra en fazla tükettiği içecek olan çay, o günden bugüne önemini hiç yitirmedi.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Elvan Yılmaz Akyüz, çayın sağlığa faydalı pek çok fitokimyasallar içerdiğini söylüyor.
Doç. Dr. Akyüz, bunların başında da kateşinlerin geldiğini ifade ediyor.
Birçok kateşin türü olduğunu belirten Doç. Dr. Akyüz, “Kateşinlerin en önemli özelliklerinden biri antioksidan olması. Antioksidan özellikleri üzerine yapılan çalışmalarda da kardiyovasküler hastalıklar ve kan basıncı üzerine olumlu etkileri olduğu saptanmış. Hatta bazı kanser türlerinde, kanser hücrelerinin çoğalmasını azalttığı da çalışmalarda gösterilmiş” diyor.
Aşırı tüketimi anemiye sebep olabiliyor
"Yine içerdiği kimyasallar nedeniyle çay sindirime de katkı sağlayabiliyor" diyen Doç. Dr. Akyüz, fazla tüketiminin ise zararlı olduğunun altını çiziyor. Çayın aşırı tüketimde neden sağlığa olumsuz etki yaptığını ise şöyle açıklıyor:
“Çayda bulunan kimyasallar içinde en önemli madde tanendir. Tanen yiyeceklerdeki demire bağlandığı için fazla tüketirsek anemiye sebep olabiliyor. Normal tüketildiğinde hazmı kolaylaştırmaya yardım ederken aşırı tüketildiğinde mide asiditesini artırabiliyor. Kafein içerdiği için buna bağlı olarak kalp ritmini hızlandırıyor, uykusuzluğa sebep olabiliyor. Yine bunun dışında anksiyeteye sebep olabiliyor. Bu nedenle dozunda tüketmek önemli.”
Bir gün içinde sağlığı olumsuz etkilememek için en fazla 5-6 bardağı geçmeyecek şekilde çay tüketmek gerektiğine dikkat çeken Doç. Dr. Akyüz, kilo alımına sebep olmaması için de çayın şekersiz içilmesi konusunda uyarıda bulunuyor.
Grafik: Hafize Yurt