Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Yılmaz'ın sorumluluğunda, tıp fakültesinin yoğun bakım ünitesinde çalışan sağlık çalışanları rahatsızlığı ilerleyen hastaların durumunu titizlikle takip ediyor.
COVID-19'un kendilerine bulaşmasını önlemek için de hassas davranan sağlıkçılar, tulum, önlük, maske, gözlük ve siperlikle koruyucu tedbirlerini alıyor. Üst üste maskeler ve siperlik takan, önlüklerin üzerine tulum giyen sağlık çalışanları, solunum cihazına bağlı hastanın nefes alabilmesi için mücadele veriyor.
Tüpler yardımıyla doktorlar tarafından yapılan akciğer temizliğinin ardından doktor, hemşire ve hasta bakıcıları, daha rahat nefes alabilmesi için belirli aralıklarla hastanın yatış yönünü değiştiriyor.
Akciğerlerinde tüp takılı, üzerinde çok sayıda kablo bağlı olduğu için milim milim en az 6 kişilik ekip tarafından sırtüstü ya da yüzüstü çevrilen hastanın temizliğinden beslenmesine kadar her ihtiyacını sağlık personeli karşılıyor.
Canları pahasına, fedakarca mücadele ediyorlar
Saatlerce hastanın başında kalan sağlık personelinin tulumlarını çıkardıklarında önlüklerinin terden ıslandığı, maskeden yüzlerinde izler oluştuğu görülüyor.
En küçük alarmda hastanın başına koşan sağlık çalışanları, günlerce sevdiklerinden ayrı entübe COVID-19 hastalarının hayata tutunması için canları pahasına fedakarca mücadele ediyor. Solunum cihazına bağlı olsa da hastanın beslenmesi küçük tüplerle yapılıyor.
"Bu bir ekip işi"
Prof. Dr. Murat Yılmaz, hastaların tedavisinin bir ekip işi olduğunu, en az 6-7 kişinin aynı anda hastayla ilgilendiğini söyledi.
Günde defalarca kıyafetlerini değiştirmek zorunda kaldıklarını anlatan Yılmaz, "Hastanın bakımını da altının temizliğini de personelimiz yapıyor. Kalabalık bir ekibiz. Sadece doktorla hemşireyle olacak bir şey değil, bu ekip işi. Odadan çıktığımızda hamamdan çıkmış gibi oluyoruz." dedi.
"Tüpteki bir santimlik oynama hastanın hayatına mal olabilir"
Solunum cihazına bağlı hastaların nefes almakta güçlük çektiğini dile getiren Yılmaz, şunları kaydetti:
"Hastaların bakımları gerçekten çok zor. Hastaları sağa, sola çevirirken çok dikkat etmek gerekiyor. Sadece bir kişi, solunum yollarına gönderdiğimiz tüpün yerinden oynamaması için onu sabit şekilde tutuyor. Tüpteki bir santimlik oynama hastanın hayatına mal olabilir. Sağa sola çevirirken boynunda kırılmalar meydana gelmesin, ani hareketler olmasın diye en az 6-7 kişi aynı anda hastayı tutarak çevirmeye çalışıyor. Damar yollarının çıkmaması gerekiyor. Küçücük odada, kat kat marul gibi kıyafetlerin içinde durmak çok zor. Gerçekten insanın nefesi daralıyor. Hastalara nefes verebilmek için bizim bu kat kat maskelerin içinde nefesimiz kesiliyor."
Yılmaz, COVID-19 olmamak ve yayılmasını önlemek için herkesin kurallara uyması gerektiğini vurguladı.
"Hastanın sağlığı bizim için her şeyden daha önemli"
Yoğun bakım hemşirelerinden Hasan Özer ise tulumun içinde su gibi terlediklerini, bazen her saat kıyafet değiştirmek zorunda kaldıklarını aktardı.
Zorlu bir süreç olduğunu anlatan Özer, "Hastanın durumu kötüye gittikçe 2-3 saat hastanın başında kalıyoruz, çıktığımızda sırılsıklam terlemiş oluyoruz. Hastanın sağlığı bizim için her şeyden daha önemli. Kendi canımızı tehlikeye atsak da hastalarımız için buradayız." ifadesini kullandı.
Hemşire Ayşena Ünal ise 21 yıldır yoğun bakımda çalıştığını, salgında bulaşma riskinin olduğunu dile getirdi.
Hastanın sürekli ihtiyaçları olduğuna dikkati çeken Ünal, "Dikkatli olmak zorundayız. İşin psikolojik kısmı, tükenmişlik, yorgunluk da var. Hastanın orada tek başına kalmış olmasının getirdiği vicdani sorumluluk var. Bunlar bizi çok zorluyor." diye konuştu.
Uzman hekim Hatice Oğuz da sürekli hastanın oksijen seviyesini takip ettiklerini, akciğerlerin toparlaması için işlemlerde bulunduklarını söyledi.
Tüm ekibin çaba sarf ettiğini dile getiren Oğuz, hastanın günlük temizliğinden tedavisine, beslenmesine kadar tüm ihtiyaçlarını kendilerinin karşıladığını ifade etti.