Ankara Etlik Şehir Hastanesi Genel Hastane Başhekimi ve Kronik Yara ve Diyabetik Ayak Kliniği Direktörü Doç. Dr. Hikmet Erhan Güven, yaptığı açıklamada, halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diyabetin, her geçen gün görülme sıklığı artan bir sağlık sorunu olduğunu söyledi.
Türkiye nüfusunun yüzde 10'unundan fazlasının diyabetli olduğunun öngörüldüğünü aktaran Güven, bu hastalığının genel olarak damar ve sinirler dahil olmak üzere vücudun her tarafını etkileyen bir hastalık olduğuna işaret etti.
"Hayati tehlike yaratabiliyor"
Güven, diyabetin en önemli komplikasyonlarından birinin diyabetik ayak olduğuna işaret ederek, "Diyabetik ayak, hem tedavisi maliyetli hem hastaların hareket ve iş hayatına katılmasına engel oluyor hem de uzuv kaybına hatta ciddi enfeksiyonlara yol açarak hayati tehlike yaratabiliyor." dedi.
Diyabet hastalarında, ayak damarlarının, sinirlerin tutulması sonucunda ayakta iyileşmeyen yara, şekil bozukluğu, his kayıplarının görülebildiğini anlatan Güven, "Bu durumda açılan yaradan, enfeksiyon kaynaklarının vücuda girmesi sonucu, uzvu hatta hayatı tehdit eden ciddi sorunlar görülebiliyor." diye konuştu.
Uzuv kaybının hasta için psikolojik ve fiziksel açıdan çok ciddi bir durum olduğunun altını çizen Güven, şunları söyledi:
"Enfeksiyon ve yaralar nedeniyle bazı parmak ya da ayağın ön kısmının ampüte edilmesi söz konusu olabiliyor. Bizim amacımız, diyabet ayak sorunu yaşayan hastalarımızın kendi topuklarının üzerine basabilmesini sağlamak. Tedaviyle, hastanın dizinin altına bir protez koymaksızın yürümelerini sağlamayı amaçlıyoruz. Bir parmağın bile kaybı, yürüyüşte olumsuzluk yaratır, ancak topuğun korunması, vücudun desteklenmesi açısından önemlidir."
"Tüm hizmetler aynı merkezin çatısı altında gerçekleştiriliyor"
Güven, Etlik Şehir Hastanesi bünyesinde hizmet veren Kronik Yara ve Diyabetik Ayak Kliniği'nin, Türkiye'nin bu alanda hizmet verilen birçok merkezden bazı ayırt edici özelliklere sahip olduğunu vurguladı.
"Merkezimizin özelliği, tüm hizmetler aynı merkezin çatısı altında gerçekleştiriliyor." diyen Güven, merkezde, poliklinik hizmeti verildiğini, yataklı servislerin, yoğun bakımın ve buraya özel iki ayrı ameliyathanenin bulunduğunu anlattı.
Güven, "Buraya gelen hasta, başka bölümlerde sıraya girmeden, başka birimlerden randevu almadan, Avrupa ve diğer uluslararası kılavuzların öngördüğü bilgiler ışığında en son teknolojinin kullanıldığı gerekli tedaviyi alabiliyor." dedi.
Merkezde, diyabet nedeniyle ayağında yara açılan hastalara girişimsel radyoloji yöntemleri uygulanarak atardamarların açılarak tıkanıklığın giderildiğini aktaran Güven, enfeksiyon riskine karşı medikal tedavinin uygulandığını, görüntüleme yöntemlerinin yapıldığını ve bunların sonucunda da hastanın şekerinin düzenlendiğini belirtti.
"Uluslararası kliniklerle boy ölçüşebilir durumda"
Güven, "Kronik Yara ve Diyabetik Ayak Kliniği olarak, en az 10 ayrı tıbbi uzmanlık dalıyla ortak olarak hastayı ele alıyoruz. Yarının temizlenmesi ve ameliyata karar verildiğinde, başka bir ameliyathaneye gerek kalmadan merkezdeki kendi ameliyathanemizde işlemleri yapabiliyoruz. Pansuman cihazları ve yara örtüleriyle de hastaya ideal bakımı sağlayabiliyoruz. Merkezimizin başarı oranı, uluslararası kliniklerle boy ölçüşebilir durumdadır." diye konuştu.
Tedavi sonrasında bu sorunun tekrarlama riskinin olduğuna dikkati çeken Güven, merkezde aynı zamanda hastalara psikolojik destek ve hastalara, tekrarlayabilecek komplikasyon riskinden korunmaları için eğitim verdiklerini de söyledi.
Merkezde, belli bir süre içinde kapanmayan veya iyileşme süreci gecikmiş olan kronik yara bakımı tedavisinin de yapıldığını aktaran Güven, kronik yara kapsamında, halk arasında "yatak yarası" olarak bilinen uzun süre aynı pozisyonda yatmaya bağlı gelişen basınç yaralarının ve varis hastalarında bacak ülserlerinin de tedavi edildiğini anlattı.
"Ben buradan yürüyerek gideceğime inanıyorum"
6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen depremzedelerin de merkeze kabullerinin olduğunu söyleyen Güven, depremi İskenderun'da yaşayan ve diyabetik ayak sorunu bulunan Havva Barakoğlu'nun da merkezde tedavi altına alınan hastalardan biri olduğunu ifade etti.
Yapılan incelemelerden sonra hastanın tedavisinin planlandığı bilgisini veren Güven, şu an sağlık durumunun iyi olduğunu ve tedavinin devam ettiğini kaydetti.
"Burada çok güzel tedavi görüyorum"
Depremin yaşandığı tarihte, İskenderun'da özel bir hastanede tedavi gördüğünü anlatan Barakoğlu da, "Hastanede yatıyordum, sabaha karşı depremi orada yaşadım. Hastaneden çıkardılar bizi." dedi.
Bölgedeki hastaneler çok yoğun olduğundan Ankara'ya geldiklerini belirten Barakoğlu, "İskenderun'da da diyabetik ayak tedavisi alıyordum ama bu imkanlar yoktu. Vakum ilk defa ayağıma takıldı, daha önce de yara tedavisi görmüştüm. Buradaki imkanların hiçbirini daha önce göremedim. Ayağımın kesileceği bile konuşuluyordu. Çok şükür, burada hiç öyle bir mevzu geçmedi. Burada çok güzel tedavi görüyorum." dedi.
Depremden hem sağ kurtulmanın hem de diyabetik ayak tedavisinin son teknolojik uygulamalarla yapılmasının kendisi için ikinci bir hayat olduğunu ifade eden Barakoğlu, şunları kaydetti:
"Şu an, yaşadığımız deprem anlarını ve sonrasını unutmaya çalışıyorum. Burada bir aile gibi olduk. Ayağım gayet iyi. Bir kızım ve oğlum var. Kızımın işe girmesini istiyorum. İmkanımız olursa burada kalmak istiyoruz. Çünkü hiçbir şeyimiz kalmadı memleketimizde. Buradan yürüyerek gideceğime inanıyorum. Spor ayakkabılarımı giyeceğim ve yürüyüşe çıkacağım."