Kış mevsimiyle birlikte her yıl rastlanan solunum yolu virüsleri yine kendini göstermeye başladı. Mevsim geçişlerinde ortaya çıkan ve neredeyse bütün kış boyunca kapı kapı dolaşan enfeksiyonlarda artış var. Ancak bu kış diğerlerinden farklı… Çünkü semptomları birbirine benzeyen üç solunum yolu hastalığı birden görülüyor.
Bu hastalıkların ilki influenza ya da halk arasındaki adıyla grip… İkincisi semptomları artık hafiflese de hala görülmeye devam eden COVID-19. Sonuncusu ise daha ziyade okul çağındaki çocuklarda sık rastlanan ancak yetişkinlerde de görülen respiratuvar sinsityal virüs (RSV).
Yediden yetmişe herkeste görülen bu hastalıklar, yaşa ve altta yatan kronik hastalıklara bağlı olarak herkeste farklı seyrediyor. Peki kimler bu hastalıklar açısından risk altında? Korunmak için neler yapılmalı? Hangi aşamada sağlık kuruluşlarına başvurmak gerekiyor? Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bursa Yüksek İhtisas Eğitim Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ali Asan, TRT Haber’e değerlendirdi.
“Üç hastalık da benzer semptomlar gösteriyor”
Kış aylarında birçok viral hastalığın görülebildiğini söyleyen Doç. Dr. Ali Asan, bu yıl yaygın olarak rastlanan rahatsızlıkları şöyle değerlendiriliyor:
“Hastalarda boğaz ağrısı, ateş, öksürük, yorgunluk ve halsizlik gibi bulgular görülüyor. Üç hastalık da benzer semptomlar gösterdiği için klinik olarak ayırt etmek zor oluyor. Ancak tanı koymak mümkün. COVID-19 için PCR testi yapılıyor. Yine influenzanın kendine özgü antijen testleri var. RSV diğer birçok virüse göre hafif seyrettiği için tanı koyma ihtiyacı hissetmiyoruz. Çünkü kendini sınırlayan ve iyileşen bir hastalık.”
Risk grupları ağır geçiriyor
Geçtiğimiz iki yıl boyunca COVID-19’a karşı korunmak için tüm dünya gibi Türkiye’de de yaygın olarak maske kullanılıyordu. Bu sadece COVID-19 değil, diğer solunum yolu virüslerine karşı da koruma sağlıyordu. “Maskeyi bırakmak bunların sıklığının artması için büyük bir etken” diyen Doç. Dr. Asan, bu noktada bir detaya dikkat çekiyor:
“Toplumumuzda COVID-19 ile birlikte maske ve mesafeye dikkat ettiğimiz için influenzaya karşı duyarlılık azaldı. Bu da özellikle riskli gruplarının gribi -eğer aşı yaptırmamışlarsa- ağır geçirmesine sebep oluyor. O yüzden dikkat etmek gerekiyor. Risk gruplarının özellikle influenza açısından aşılanmaları önem taşıyor.”
Semptomlara yönelik tedavi veriliyor
Peki bu tip enfeksiyonlarla karşı karşıya kalanların ne yapması gerekiyor? Doç. Dr. Asan soruya cevabı şöyle veriyor:
“Eğer hasta risk grubunda değilse ve tablo ağır seyretmiyorsa evimizde istirahat etmeliyiz. Çevreye bulaştırmayı engellemek adına maske takarak ve el hijyenine dikkat ederek hastalığı geçirmeliyiz.”
Doç. Dr. Asan, bu tavsiyeden sonra tedavi sürecine ilişkin detaylar veriyor:
“İnfluenzanın tedavisi var. Herkese vermiyoruz ama belli risk gruplarına veriyoruz. COVID için de var tedavi seçeneği… Bunun dışında kalan virüslerin çoğunda tedavi yok. Destek tedavisi veriyoruz. Hastanın akıntısını, ağrısını azaltmak gibi semptomlara yönelik kararlar veriyoruz. Tabi çok ağır değilse kişinin evde istirahat edip iyi beslenmesi, bol sıvı tüketmesi, C vitamini açısından zengin besinler tüketmeleri hastalığın seyrini azaltacaktır.”
Tablo ağırlaşırsa sağlık kuruluşuna gidilmeli
İnfluenza, COVID-19 ya da RSV... Viral enfeksiyonlarla karşı karşıya kalanların durumları kötüye gittiği taktirde mutlaka yakınlarındaki bir sağlık kuruluşuna başvurması gerekiyor.
Doç. Dr. Asan, konuya ilişkin, “Hastanın düşmeyen bir ateşi varsa, nefes darlığı gelişirse, beslenmesi bozulduysa, tablo kötüleşmişse hastaneye başvurması gerekiyor” açıklamasını yapıyor.
Hepsi bir arada görülebiliyor mu?
Merak edilen bir başka konu da bu hastalıkların hepsinin bir arada görülüp görülmediği…
“Aynı kişide birden fazla virüsü normalde görmeyiz aslında… Virüsler yapı gereği enfeksiyon yaptıklarında başka bir virüsün vücuda girmesini engelliyor. Birden fazla solunum yolu virüsü bir araya gelerek hasta edebilir, ama bu çok beklediğimiz bir durum değil.”