Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı'ndaki uyku laboratuvarı, 'uykusuz geceler' için çare arıyor.
Geceleri sık sık uyanan, nefesleri duran, oksijensiz kalarak kaliteli uyku uyuyamayan, uyku apnesi yaşayan kişiler, rahatsızlıklarının teşhisi için uyku laboratuvarının yolunu tutuyor. İki yataklı uyku laboratuvarı, uyku apnesinin tedavisi için hastaları, ses izolasyonlu özel odalarda uyutarak izlemeye alıyor. Tedavi için gelen hastalar, geceyi, kamerayla izlenen laboratuvarda, vücutlarına takılan kablolarla uyuyarak geçiriyor.
Vücut oksijensiz kalıyor, tüm sistem etkileniyor
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sedat Kuleci, uyku apnesinin toplumda farkındalığı artan, oldukça sık görülmeye başlanan bir solunum sistemi rahatsızlığı olduğunu söyledi.
Bu hastalığın en önemli özelliğinin, kişilerin uyku sırasında nefeslerinin durması ve buna bağlı olarak uykularının bölünmesi olduğunu dile getiren Kuleci, vücudun oksijensiz kalmasıyla bütün organ sistemlerinin kötü etkilendiğini kaydetti.
Kuleci, hastanedeki Göğüs Hastalıkları ve Nöroloji Anabilim Dalları'nda ikişer yataklı olmak üzere iki dört uyku laboratuvarının bulunduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Hastaneye başvuran hastalarımıza, çeşitli tetkiklerin ardından uyku laboratuvarı için gün veriliyor. Laboratuvarda hastaya çeşitli sensörler içeren kablolar bağlanıyor ve gece boyunca teknisyen kontrolünde uyutuluyor. Kamerayla da kayıt yapılan odada, uyku sırasında elde edilen kayıtlar incelenerek kişide gerçekten uyku apnesi sendromu var mı, varsa şiddeti ve yoğunluğu nedir, hesaplanarak hastalığın tanısı konuluyor. Daha sonra da hastaya uygun bir solunum cihazı verilerek uyku sırasında solunumun rahat bir şekilde sürdürülmesi amaçlanıyor."
"Bazı apneler 60 saniyeyi aşıyor"
Kuleci, yaptıkları kayıtlarda, her biri en az 10 saniye süren, saat başına onlarca solunum durması gözlendiğini ve bazı apnelerin de 60 saniyeyi geçtiğini söyledi.
Solunumun uyku sırasında sürekli durmasının, büyük sıkıntı yarattığını ifade eden Kuleci, şöyle devam etti:
"Sık sık solunumun durmasıyla, kişinin uykusu bölünüyor ve uyku kalitesi bozuluyor. Bunun sonucu gündüzleri sık sık uyuklayan, iş konsantrasyonu bozuk, huzursuz biri haline geliyorlar. İkinci önemli nokta; geceleri bu apneler sırasında vücudun oksijensiz kalmasıdır. Bu da sadece akciğerleri değil, kalbi, beyni, böbrekleri, mideyi vücudun her yerini, hatta ayak parmak ucunu dahi etkiliyor. Bunu her gece dakikalarca, defalarca yaşadığınızı düşünün; bunun vücudumuza bindirdiği yük çok fazla oluyor. Uyku apnesi toplumun yüzde 3 ile 7'si arasında görülmektedir. Bu çok ciddi bir rakam."
Uyku laboratuvarına gelen 54 yaşındaki KOAH hastası Göksel Aslanpençe, 4,5 yıldır çektiği rahatsızlık nedeniyle geceleri uykusunun sık sık bölündüğünü, yaşamının alt üst olduğunu söyledi.
Geceleri uyuyamadığı için mesleği olan şoförlüğü yapamadığını ve 2,5 yıldan bu yana çalışmadığını dile getiren Aslanpençe, tek dileğinin deliksiz bir uyku olduğunu belirtti.
Kaynak: AA