Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tezer Kutluk, koronavirüs sürecinde kanser tarama oranlarıyla ilgili verileri paylaştı.
Kutluk, kanserin "epidemi" olarak adlandırılan sık görülen hastalıklar içerisinde yer aldığına dikkat çekti.
20 milyon kişiden 10 milyonu kurtarılabiliyor
Her yıl görülen 20 milyon kanser hastasından ortalama 10 milyon kişinin kurtarılabildiğini, 10 milyonunun ise yaşamını kaybettiğini anlatan Kutluk, "2040'a gelindiğinde yıllık 16-17 milyon düzeyinde bireyin kanser sebebiyle yaşamını kaybedileceği öngörülüyor. Dünyada her yıl 20 milyona yakın insan kansere yakalanıyor. Bu sayının 2040 yılına gelindiğinde aşağı yukarı 30 milyona ulaşmasını bekliyoruz" dedi.
Tezer Kutluk, ayrıca dünya genelinde 0-19 yaş grubunda yılda yaklaşık 400 bin çocuğun kansere yakalandığını söyledi.
Türkiye'nin 85 milyona yaklaşan nüfusuyla büyük bir ülke olduğunu vurgulayan Kutluk, şöyle konuştu:
"Türkiye büyüklüğündeki bir ülkede beklenen kanser sayısı, erişkinlerde her yıl için 220-230 bin, çocuklarda ise maalesef her yıl 3-4 bin civarındadır. Dolayısıyla gerek sayıya gerek ölümlere baktığımızda kanser, halk sağlığı açısından önemli bir sorun."
"Kanserlerin yüzde 30'unu önleyebiliriz"
Prof. Dr. Kutluk, "Kısa, orta ve uzun vadede alınabilecek tedbirlerle tüm kanserlerin yüzde 30'unu önleyebiliriz. Yani önümüzdeki 3-5 yıl içerisinde gerek önleme gerek tedavi anlamında iyi tedbirler alıp uygulamaya koyabilirsek dünya genelindeki yıllık 10 milyon ölümden 3-5 milyonunu süratli bir şekilde kurtarmak mümkün olabilir" dedi.
Başlıca risk faktörü tütün ürünlerinin kullanımı
Kanserin başlıca risk faktörünün tütün ürünleri olduğunu anlatan Kutluk, dünyada her yıl 2 milyonu aşkın kişinin akciğer ve ilişkili solunum yolu kanserlerine yakalandığını söyledi.
Prof. Dr. Tezer Kutluk, tütün dünyadan temizlendiğinde milyonlarca insanı kurtarmanın da mümkün olacağına dikkat çekti.
Kovid-19 nedeniyle kanser taraması yaptıranların sayısı azaldı
Prof. Dr. Tezer Kutluk, COVID-19 salgını nedeniyle dünyanın birçok ülkesinde kanser tanılarında gecikmeler yaşandığını, kanser taramalarının da ciddi oranda düştüğünü vurguladı.
Türkiye'nin kanser taramalarında iyi bir noktaya geldiğini, özellikle rahim ağzı kanseri taramalarının Avrupa standartları olan yüzde 70'li rakamlara ulaştığını anlatan Kutluk, "Türkiye'de pandemi öncesinde yılda 7 milyon kişi taranırken 2020'de kanser taramalarını yaptıranların sayısı birden bire 3,5 milyona düştü. Devlet de bu durumun farkında aslında, bu nedenle sık sık kanser taramalarının yapılması gerektiği mesajı paylaşıldı. 2021'e gelindiğinde pandemiye biraz daha adapte olunmasının etkisiyle kanser taramalarının sayısı ancak 4,5 milyona çıktı. Hala pandemi öncesindeki yıllık 7 milyon taramanın çok altındayız" dedi.
"Geç tanılar pandeminin geç yan etkisi olarak karşımıza çıkacak"
Vatandaşlara kişisel tedbirlerini alarak mutlaka kanser taramalarını yaptırma çağrısında bulunan Kutluk, şunları söyledi:
"Dünyanın bazı ülkelerinde bilim insanlarının yaptığı çalışmalara göre, kanserde gecikmiş tanılar ilerde pandeminin de geç yan etkisi olarak karşımıza çıkacak. Farklı kanser türlerinde değişen oranlar olmakla birlikte, geç tanılar nedeniyle kansere bağlı ölümlerde yüzde 5-10 oranında artış olacağı öngörülüyor."
Prof. Dr. Tezer Kutluk, bilim insanlarının bu durumun kontrol altına alınmasına yönelik çalışmaları sürdürdüğünü vurguladı.
"Kanser hastaları COVID-19 aşılarını yaptırmalı"
Tezer Kutluk, kanser hastalarının COVID-19'a karşı aşılanmasıyla ilgili, "Kanserli bir hastanın COVID-19 geçirdiğinde olumsuz etkilenme ihtimali biraz daha fazla. Bu nedenle kanserli hastalara aşılarını yaptırması tavsiye ediliyor. Kemoterapi alırken bile bu tavsiye ediliyor ama önce mutlaka doktorlarına danışmaları lazım. İki kemoterapi aralığında olabilir, kan sayımları kontrol edilerek hekimleri tarafından bu aşıların yapılmasında fayda görülüyor. Kanserli hastalarda aşıdan dolayı ekstra bir yan etki beklenmiyor" dedi.