Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alpaslan Tanoğlu, ev yoğurdunun çeşitli kanser türlerine karşı koruyucu etkisinin olduğunu belirterek, "Çeşitli bilimsel çalışmalarda, günde 200-300 gram doğal yoğurt tüketmenin başta kolon kanseri olmak üzere meme, mide, yumurtalık, endometriyoz kanserinden koruyucu olduğu bildirilmiştir." dedi.
Tanoğlu yaptığı açıklamada, dünya genelinde belki de en fazla tüketilen süt ürünlerinden birisi olan yoğurdun çok eski çağlardan itibaren hastalıkları tedavi amaçlı kullanıldığını, hatta sağlıklı yaşamın iksiri olarak tanımlandığını anlattı.
Avrupa'da 1800'lü yıllarda tanınmaya başlayan yoğurdun, 1900'lü yılların başında ilaç olarak kabul edildiğini ve bir dönem eczanelerde "ilaç niyetine" satıldığını anlatan Tanoğlu, yoğurt ve suyunda bolca bulunan laktik asit bakterilerinin, bağırsak duvarının iç yüzeyinde konuşlanmış bağışıklık sistemi hücrelerinin işlevselliğini artırdığını söyledi.
"Ev yoğurdu çabuk tüketilmeli"
Doç. Dr. Tanoğlu, laktik asit bakterilerinin, tüm savunma sistemini kamçılayan maddelerin salgılanmasını artırdığını, bu nedenle yoğurdun düzenli olarak tüketilmesinin büyük önem taşıdığını belirterek, şöyle devam etti:
"Özellikle evde yapılan yoğurtlar sağlık açısından daha yararlı kabul edilmektedir. Evde yapılan yoğurdun en önemli avantajlarından biri, bu yoğurdun herhangi bir koruyucu veya katkı maddesi içermemesidir. Bu nedenle ev yoğurdu daha çabuk tüketilmelidir. İçerisindeki doğal yoğurt bakterileri canlı kaldığı sürece yoğurtta diğer bakteri ve mayalar barınamaz. Işıl işleme tabi tutulan yoğurtlarda insan sağlığı için yararlı olan canlı bakteri sayısı maalesef önemli ölçüde azalmaktadır, tat değişiklikleri meydana gelebilmektedir ve depolama sırasında besin değerindeki kayıplar daha fazla olabilmektedir."
Ev yoğurdu birçok derde deva...
Doç. Dr. Alpaslan Tanoğlu, yoğurdun, güçlü bir probiyotik olduğunu dile getirerek, "Probiyotik gıdalar, bağırsak mikroflorasının dengesini geliştirerek, katkıda bulunan canlı bakteriler içeren gıdalar olarak tanımlanmaktadır. Yoğurt ayrıca 'inulin' adıyla bilinen, alt sindirim sistemindeki sağlığı geliştirici bakterilerin üremelerini ve canlı kalmalarını sağlayan prebiyotik bir madde de içermektedir." ifadelerini kullandı.
Ev yoğurdunun sindiriminin kolay olduğunu, bu yüzden laktoz hassasiyeti olan insanların genelde ev yapımı olanını daha kolay tüketebildiğini vurgulayan Tanoğlu, "Ev yoğurdu, başta ishal olmak üzere dışkılama düzensizliklerinin rahatlamasında etkindir, tansiyon yüksekliği gibi kalp hastalıkları riskini azaltır, kilo vermede ve kilo dengesini korumada etkili olur. Yoğurt aynı zamanda kolesterolü düşürmeye yardımcı olur, yağ emiliminde düzenleyici rol oynar ve bazı antibiyotiklerin olumsuz yan etkilerini ortadan kaldırır." diye konuştu.
Tanoğlu, yoğurdun ayrıca, kemik erimesine karşı koruyucu olduğuna, protein içeriğiyle kas gelişimine olumlu etki yaptığına, hastalıklara karşı bağışıklık sistemini güçlendirdiğine ve cilt sağlığını olumlu yönde etkilediğine işaret etti.
Prof. Dr. Tanoğlu, şu bilgileri verdi:
"Ev yoğurdunun, belki de en az bilinen ve en önemli faydası ise çeşitli kanser türlerine karşı koruyucu etkisinin olmasıdır. Çeşitli bilimsel çalışmalarda, günde 200-300 gram doğal yoğurt tüketmenin başta kolon kanseri olmak üzere, meme, mide, yumurtalık, endometriyoz kanserinden koruyucu olduğu bildirilmiştir. Yine kanserden korunmak için düzenli doğal yoğurt tüketmek kadar, zararlı alışkanlıklardan kaçınmak, dengeli ve sağlık beslenmek ve düzenli egzersiz yapmak da önem taşıyor. Yine çocukluk çağlarından itibaren düzenli bir biçimde doğal yoğurt tüketmenin, hayatın ileri ki dönemlerinde kansere karşı daha etkin bir biçimde koruyucu olduğu da belirtilmektedir. Ayrıca, kanser nedeniyle kemoterapi gören hastalara, bu ilaçların yan etkilerini önlemek ve iyileşme sürecini hızlandırmak için başta doğal ev yoğurdu olmak üzere probiyotik ve prebiyotik özelliği olan gıdaların tüketilmesini önermekteyiz." AA