Tiroit bezi iltihabı özellikle hava değişiminin hızla yaşandığı kış mevsiminde görülüyor. Değişen hava koşullarına adapte olamayanlar viral enfeksiyonlara çok sık yakalanıyor.
Enfeksiyonların tiroit bezine geçmesiyle de boyun bölgesinde ağrı, yutma zorluğu, boyunda baskı ve akşam saatlerinde baş gösteren ateş, kırgınlık, üşüme gibi sorunlar görülebiliyor.
Peki, tiroit bezi iltihabına karşı ne gibi önlemler alınmalı? Önlem alınmazsa ne olur? Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Altay, TRT Haber’e anlattı.
Prof. Dr. Mustafa Altay, hastalığın genellikle tiroit bezi üzerinde oldukça rahatsız edici bir ağrı ile kendini gösterdiğini söylüyor.
"Bu ağrı baş hareketleriyle, yutkunmakla ve öksürük-hapşırık gibi durumlarda artıp dayanılmaz bir hal alabiliyor. Hatta çeneye, kulağa doğru ağrının yayıldığını birçok hastamız ifade ediyor. Tiroit bezi bu iltihaplı duruma bağlı olarak tek veya çift taraflı olarak büyüyüp sertleşebiliyor."
Mustafa Altay, bu hastalıkta tiroit bezinin iltihap hücreleri tarafından istilaya uğradığını ve tiroidin iç yapısında bir tahribat gerçekleştiğini anlatıyor.
"Buna bağlı olarak tiroit bezinde üretilen ve depolanan T3 ve T4 hormonları aniden kana sızmaya başlar. Kanda artan başlayan tiroit hormon düzeyleri sanki zehirli guatr (hipertiroidi) varmışçasına bir klinik tablo ortaya çıkarabilir. Çarpıntı, aşırı terleme, sıcağa tahammül edememe, sinirlilik, kilo kaybı, ellerde titreme, ishal, uykusuzluk, adet gecikmeleri gibi şikayet ve bulgular görebiliyoruz. Bu hipertiroidi bulguları genelde geçici ve hafif şiddette oluyor, hastalık iyileşince şikayetler ortadan kalkıyor. Enfeksiyon belirteçlerinden sedimentasyon ve CRP’nin aşırı yüksek olması ve tiroit üzerinde ağrı olması subakut tiroidit açısından en önemli uyarıcı işaret ve bulgular. Ultrasonda tiroit iltihabına bağlı tipik bulguları bu konuda tecrübesi olan hekimler hemen tanıyabiliyor."
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Altay, "Özellikle kadınlarda daha sık karşılaşıyoruz, erkeklere göre yaklaşık 5 kat daha sık olarak. En fazla genç-orta yaşlı bireylerde görüyoruz" diyor.
Prof. Dr. Mustafa Altay, enfeksiyonlara yakalanmamak veya vücut direncini artırmanın önemli olduğunu vurguluyor.
"Sağlıklı beslenmek, uyku düzenine dikkat etmek, düzenli egzersizler yapmak, sigara-alkolden uzak durmak alabileceğimiz genel tedbirler. Tiroit iltihabına yakalanınca iyot damlaları gibi aşırı iyot kullanımından sakınmak ve bir an önce bir endokrinoloji uzmanına muayene olmak gerekir."
Hastalığın tanısını koymak bazen zor olabiliyor. Rutin bir enfeksiyon hastalığı gibi düşünülüp antibiyotik verildiğinde veya tedavisiz takip edildiğinde hastanın klinik bulgularında iyileşme gerçekleşmiyor.
Bu da tanı ve tedavide gecikmelere, hastanın yaşam kalitesinde düşmeye sebep oluyor.
Mustafa Altay, "Hastalık zamanında tanınıp tedavi edilmezse, aylarca şikayetler devam edebiliyor. Hastaların yaklaşık yüzde 10-20’sinde tiroitteki hasar şiddetli olup kalıcı hipotiroidi gelişiyor. Bu durumdaki kişilerin ömür boyu tiroit hormon tedavisi kullanması gerekiyor" şeklinde konuşuyor.