“Size uygun donör bulundu”, “Uygun eşleşme sağlandı”… Kemik iliği nakli bekleyen binlerce hasta bu cümleleri duymak için umutla bekliyor. Lenfoma, lösemi, kalıtsal metabolik hastalıklar ve benzeri pek çok rahatsızlığın tedavisi kemik iliği nakliyle yapılıyor.
Kemik iliği nakli kolay bir süreç değil. Çünkü nakil yapılacak hastanın dokularıyla eşleşen bir donör bulunması gerekiyor. Bu nakil hastaların birinci derece yakınlarından yapılabiliyor. Ancak bazen çok yakın aile fertleri olsa da doku uyumu yakalanamıyor. Bu gibi durumlarda ise devreye gönüllü bağışçılar giriyor.
Kök hücre bağışının adresi: TÜRKÖK
Türkiye’de kök hücre bağışı denilince akla gelen ilk adres, Türkiye Kök Hücre Merkezi (TÜRKÖK)… 2015’ten bu yana kemik iliği nakli bekleyen hastalar ile bağışçıları buluşturuyor. Öyle ki TÜRKÖK Projesi kapsamında bugüne kadar yaklaşık 908 bin kişi kök hücre bağışçısı oldu. Projenin başlangıcından itibaren de neredeyse 16 bine yakın eşleşme gerçekleşti.
Peki bu kadar hayati önem taşıyan kemik iliği nakli hangi durumlarda yapılıyor? Doku uyumu sağlanan bir bağışçıyı neler bekliyor? Kemik iliği nakliyle ilgili merak edilenleri Türk Hematoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Leylagül Kaynar, TRT Haber’e anlattı.
Kimler bağış yapabilir?
Kemik iliği bağışının çok kıymetli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Leylagül Kaynar, “Sağlıklı olan ve kan verme şartlarını kendinde bulunduran her bireyin mutlaka bağışçı olması gerekir” diyor.
Kemik iliği bağışı yapmak sanılanın aksine çok basit bir işlem. 18-50 yaş aralığında olan herkes gönüllü bağışçı olabiliyor.
Gönüllü olmak isteyenlerin yapması gereken ilk iş, Gönüllü Kök Hücre Bağışçısı Bilgilendirme ve Onay Formu’nu doldurup imzalayarak işi resmiyete dökmesi gerekiyor. Ardından kan grubunun belirlenmesi, enfeksiyon hastalıkları açısından test edilmesi (HIV, Hepatit ve Sifiliz) ve doku tipleme testlerinin yapılabilmesi için 3 tüp kan örneği alınıyor. Test sonuçları enfeksiyon açısından negatif çıkarsa kan örneği, doku tipini belirlemek için TÜRKÖK Doku Tiplendirme Laboratuvarı’na gönderiliyor. Sonuçlar direkt Kemik İliği Bankası’na aktarılıyor.
Lösemi, lenfoma, talasemi gibi hastalıklarda yapılıyor
Peki hangi durumlarda kemik iliği nakline ihtiyaç duyuluyor? “Önce kemik iliği naklini ikiye ayırmamız gerek" diyen Prof. Dr. Kaynar, şöyle açıklıyor:
“Kemik iliği nakli dediğimizde hastanın kendisinden yaptığımız bir kemik iliği nakli var. Bunu otolog kök hücre nakli olarak isimlendiriyoruz. Sıklıkla myelom ve lenfoma hastalıkları için gerçekleştiriyoruz. Bir de doku grubu uygun vericilerden yani kardeşler ve TÜRKÖK gibi kemik iliği bankalarından elde ettiğimiz kök hücrelerle nakil yapıyoruz. Bunu da daha çok lösemilerde, ileri evre lenfomalarda ve kemik iliği yetmezliklerinde kullanıyoruz. Çocuk yaşlarda daha fazla olmak üzere talasemi ve orak hücre anemisi gibi hastalıkların tedavisinde de yine kök hücre nakli yapılıyor. Yine bazı nadir hastalıklarda da kemik iliği nakli yaparak hastalara katkı sağlıyoruz.”
Kemik iliği nakli nasıl yapılıyor?
Nakil bekleyen bir hastayla uyum sağlandığındaysa süreç için düğmeye basılıyor. Prof. Dr. Kaynar, bağış yapan kişi için çok zahmetli bir süreç olmadığını söylüyor. Türkiye’de bu işin yetkin merkezlerde yapıldığını belirterek bağışçı açısından hayati bir riski olmadığını da belirtiyor.
Zaten bağışçı nakil öncesi uzman hekimlerce mutlaka değerlendiriliyor. Çeşitli kan testleri yapılarak bağışa engel bir durumunun olup olmadığı tespit ediliyor. “Bizim temel hedefimiz hastayı iyileştirmek ama bağışçının da bundan herhangi bir zarar görmemesi gerekir. Eğer sağlıklıysa donör olarak kabul ediliyor” diyen Prof. Dr. Kaynar, nakle giden süreci ise şöyle anlatıyor:
“Bağışçıya beş gün boyunca cilt altı iğne yapılıyor. 4’üncü veya 5’inci gün bir cihaz yardımıyla kanla çıkmış olan kök hücreleri toplanıyor. Büyük olasılıkla herhangi bir operasyona ya da işleme gerek kalmıyor. Sadece bazı özel durumlarda kemik iliği tercih ediliyor. Bunun için de mutlaka bağışçının kendisinin onay vermesi gerekiyor. Kemik iliği alınma işlemi ameliyathanede bağışçı uyutularak yapılıyor. Bağışçı hiçbir şey hissetmiyor. Bir saatte işlem tamamlanıyor.”
Nakil sonrası hasta için zorlu bir süreç başlıyor
Diğer tarafta ise nakil yapılan hasta bulunuyor. Onun için süreç biraz daha meşakkatli.
“Nakil öncesindeki dönemde bu verdiğimiz hücreleri vücudun kabul edebilmesi için eğer hastanın kötü huylu bir hastalığı varsa onu tamamen ortadan kaldırabilmek için bir kemoterapi veriyoruz. Bazen de radyoterapi ilave edebiliyoruz. Bu süreci tamamladıktan sonra toplanılmış olan kök hücreler hastaya kan transfüzyonu gibi veriliyor. Asıl dönem bundan sonra başlıyor.”
Bu dönem hasta için büyük önem taşıyor. Prof. Dr. Kaynar, hastanın kan değerleri düştüğü için enfeksiyona ve diğer görülebilecek yan etkilere açık duruma geldiğinin altını çiziyor. Sonra ikinci ve üçüncü hafta civarında kök hücrelerin yeniden yerleşmeye başladığını söylüyor.
“Hastayı çok yakın takip ediyoruz”
Hastanın bağışıklık sisteminin oturması bu süreç için önemli. Bunun tam olarak oturması nakil tipine göre değişiklik göstermekle birlikte 6 ay ila 1 yıl arasında sürüyor.
“Bu dönemde enfeksiyonlarla, ilaç yan etkileriyle mücadele ediyoruz. Yine verdiğimiz hücrenin dokularda oluşturabileceği hasarla mücadele ediyoruz. Buna göre hastayı çok yakın takip ediyoruz. Yani aslında mücadelenin asıl başladığı dönem oluyor.”
Hastanın tüm bu mücadele döneminde hekimlerinin tavsiyesine uyup kontrollerini aksamaması şart. Süreç zor gibi görünse de üç aydan sonra şikayetler yavaş yavaş azalıyor. Altıncı ayın sonunda her şeyin yolunda gitmesi durumunda hastanın ilaçları kesiliyor. Ve normal yaşamına dönebiliyor.
Grafik: Nursel Cobuloğlu