Türk Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık, salgının insanlar üzerinde haklı kaygı ve korku havası oluşturduğunu, bu durumun kan bağışlarını da ciddi şekilde etkilediğini söyledi.
Bağışların sadece Türkiye'de değil, dünya genelinde azaldığını anlatan Kınık, "Sadece bizi değil, yaklaşık 53 ülkenin Kızılhaç başkanlarının olduğu, benim de federasyon başkanlığını yürüttüğüm Avrupa ve Orta Asya bölgesindeki Kızılhaç başkanları ile toplantı yaptık. Hepsinde kan bağışının azaldığını bu anlamda gördük. Bu bizim açımızdan ciddi bir risk" dedi.
Türkiye'nin bin 500'ü aşkın hastanesine her gün 9 bin ünite kan sevkiyatı yapıldığını vurgulayan Kınık, kan ihtiyacının devam ettiğine dikkat çekti.
Kerem Kınık, Türk Kızılay'ın ülke genelinde 300 noktada kan topladığını, bağışçıların kanver.org web sitesinden kendilerine en yakın kan bağış noktasını görebileceğini anlatarak, "Türkiye'nin 300 noktasından bu kanları alırız, laboratuvarlarımızda test ederiz. Üç komponentte ayırarak, eritrosit, trombosit ve plazma olarak Türkiye'deki hastanelere ulaştırırız. 3 bin 500 Kızılay çalışanı her gün bu işlemi yapar. Çünkü her gün ameliyat olan, trafik kazası geçiren, kanser olmuş, lösemi olmuş, talesemiden dolayı kan bekleyen, trombosit bekleyen hastalarımız var. Bu hastalarımızın ihtiyaçları halen devam ediyor" dedi.
"9 binlerden 2 binlerin altına düştü"
Kanın üretilemediğine ve sadece insandan insana aktarılabildiğine değinen Türk Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık, şöyle konuştu:
"Kan laboratuvarlarda yapılamayan bir doku ancak bir insan bir başkasına bağışlarsa o insan hayata tutunabiliyor yoksa hayata tutunamıyor. Bugün bizim günlük 9 bin olan kan bağışlarımız 2 binlerin altına düştü. Bu bizim çok çok kaygılanmamızı gerektirecek seviyelerde. Stoklarımız da 50 binlerde, biz bunların 100 binlere yakın olmasını bekleriz. Çünkü hep en kötü senaryoya göre kendimizi hazırlamak isteriz."
Koronavirüs kan yoluyla bulaşmıyor
Koronavirüsün kan yoluyla bulaşmadığını, kan bağışının herhangi risk taşımadığını belirten Kınık, "Kızılay Kan Merkezleri hastane değil, orada sağlıklı insanlar var. Hekimlerimiz bu tedaviyi yapmadan önce zaten onların böyle bir rahatsızlığı olup olmadığını muayene ediyorlar, tespit ediyorlar. Dolayısıyla ortamlarımız hijyenik. İki saatte bir de kan merkezlerimiz dezenfekte ediliyor. Bu çerçevede 15 dakika süren bir eritrosit işlemi ya da 40-45 dakika süren bir afarez trombosit bağış işlemi için vatandaşlarımızın tıpkı zorunlu olarak evden çıkması gereken durumlar gibi, ekmek almak gibi düşünerek bu işlemi gerçekleştirmesini özellikle de planlı kan bağışçılarımızın bu işlemi gerçekleştirmelerini istirham ediyorum" dedi.