Yıldız Teknik Üniversitesi Öğrenci Dekanı ve Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği Genel Başkan Yardımcısı Engin Deniz, günün en büyük sorununun tüm dünyanın mücadele ettiği koronavirüs pandemisi olduğunu anlattı.
"Depresyon, kaygı ve stres seviyesi arttı"
Salgınla mücadelede vücut direncini yüksek tutmak için fiziksel bir takım önlemlerin alındığını söyleyen Deniz, uzmanların, ruh sağlığının bağışıklığını güçlendirilmesinin de bu süreci sağlıklı bir şekilde atlatmada önemli olduğu düşündüklerini belirtti.
Bu kapsamda kendisiyle birlikte Artvin Çoruh Üniversitesinden Doç. Dr. Seydi Ahmet Satıcı, Dr. Öğretim Üyesi Begüm Satıcı ve Sakarya Üniversitesinden Dr. Emine Göçet Tekin'den oluşan bir ekibin koronavirüsün psikoloji üzerindeki etkilerini incelemek için geniş katılımlı bir araştırma gerçekleştirdiklerini duyuran Deniz, şunları söyledi:
"75 ilden yaşları 18 ile 64 arasında değişen 1304 kişinin katıldığı araştırmada öncelikle COVID-19 korkusunu ölçmeye hedefleyen bir araç dilimize çevrilmiştir. Bu araç ile önümüzdeki dönemde COVID-19’un psikolojik etkilerini inceleyecek daha fazla bilimsel araştırma yapılacağı öngörülmekte. Gerçekleştirilen araştırmada COVID-19 korkusunun kişilerdeki depresyon, kaygı ve stres seviyesini artırdığı belirlenmiştir. Ayrıca COVID-19’u daha sıklıkla düşünen kişilerin yaşamlarından elde ettikleri doyumun azaldığı görülmüştür. Kadınların erkeklere göre daha fazla COVID-19 korkusuna sahip olduğu saptanan araştırmada yaş faktörünün ise salgın korkusunda ayırıcı bir durum olmadığı anlaşılmıştır. Benzer şekilde evli ve bekarlar ayrıca çocuğu olanlar ile olmayanlar da koronavirüsten benzer seviyede korku duymaktadır."
Yüzde 1'lik grup dışarı çıkmakta sakınca olmadığını düşünüyor
Deniz, çalışmada büyük çoğunluğun mecbur olmadıkça evden dışarı çıkmadığının görüldüğünü söyledi.
Yaklaşık yüzde 20’lik bir grubun da kesinlikle evden çıkmadığını vurgulayan Deniz, "Ancak hala yüzde 1’lik bir grup COVID-19 öncesinde olduğu gibi yaşamını sürdürmekte ve dışarı çıkmakta bir sakınca olmadığını düşünmektedir. Pandemi sürecinde kesinlikle evden çıkmayacağını söyleyen grubun da COVID-19’dan en fazla korku duyan grup olduğu görülmektedir" dedi.
Şu an herkesin belirsizlikle mücadele etmeye çalıştığını ve belirsizliğin kişilerde korku duygusunu uyandırmasının normal karşılanabileceğini anlatan Deniz, şöyle konuştu:
"Ekibimiz, bu salgının geçici bir dönem olduğunu kişilerin kendilerine hatırlatarak korkularını kontrol altına almalarının da sağlıklı bir ruhsal durum ve vücut direnci için önemli olduğunun altını çizmektedir. Bu süreçte evde kalmanın önemine bir kez daha değinmemiz lazım. Bilgi kirliliğinin önüne geçmek için resmi veri ve bilgilerin dışındaki söylentilere kulak asılmaması gerekiyor. Ayrıca bu dönemi bunalıma girmeden atlatabilmek için kişilerin günlük rutinlerini olabildiğince yerine getirmelerini, bütün günü aynı kıyafetle geçirmemeyi, ev içinde daha önce yapmayı planladıkları işlerini ertelemeyip hayata geçirmelerini ve sosyal ilişkilerini online bir şekilde sürdürüp yakınlarıyla iletişimleri bu şekilde devam etmeyi öneriyoruz."