Koronavirüs vakaları ve ölümleri tüm dünyada artmaya devam ediyor. Türkiye'de de günlük vaka sayısı 30 bine yaklaştı. Vefat sayıları ise son günlerde günlük 150'nin üzerinde...
İş insanı Lütfi Mete de koronavirüsü ağır atlatan hastalardan biri. 9 gün yoğun bakımda kaldı. Bu süreçte solunum cihazına bağlandı.
"Hiç basite alınacak yer değil. Şakası bile hoş değil. Yani dünyaya kim zulmediyor, onların bile orada entübe olmasını istemem. Çok büyük acılar çekiyorsunuz. Günün büyük bir saatini yüzükoyun, ağzınızda bir boru ve makineye bağlı bir şekildesiniz. O şekilde geçiriyorsunuz. 9 gün kaldım ama 9 gün ne kadar bir süre hiç bilmiyorum. Hatırladığım sadece acı, acı, acı..."
Hastalığı basite aldığını düşünüyor
Mete'nin hiçbir kronik hastalığı yoktu. Hatta 50 yaşına kadar dişindeki çürük dışında hastaneye yolu bile düşmedi. Ama basit ihmaller nedeniyle koronavirüse yakalandı. Bugün solunum cihazına bağlı olarak yaşıyor.
Hastalığı basite aldığını söyleyen Mete, "Bu hastalığı nereden kaptım, nasıl kaptım bilemiyorum ama şunu biliyorum. Şu maske hayat kurtarıyor. Maskeyi biz gerektiği gibi usulüne uygun kullanmadık. Sık sık değiştirip, mesafemizi korumadık. Kısacası basite aldık" diyor.
"Bu duyarsızlığa inanamıyorum, şımarıklık yaptığımız"
Dünya genelinde her gün on binlerce kişi hastalığa yakalanıyor. Yüzlerce insan ölüyor. Peki, insanlar hala neden hastalığı basite alıyor?
Lütfi Mete'nin eşi Filiz Mete ise "Ben gerçekten bu duyarsızlığa inanamıyorum. Ben de onu düşünüyordum. Bize gelmez, bize olmaz… Şimdi dışarda rahat gezenler, restoranlara gidenler, dışarda rahat dolaşanlara inanamıyorum. Şu an ben geçirmeme rağmen her an ikincisini geçireceğim korkusuyla dışarıya adım atmak istemiyorum. Eskiden ben de öyle yapıyordum, şımarıklık yaptığımız" diyor.
Lütfi Mete, maskenin mutlaka takılması gerektiğini söyledi.
"Baş ağrısının yüksekliğini anlatamam"
Koronavirüse yakalanıp tedavi görenlerin öyküleri hep aynı... İş insanı Timuçin Konuksever de hayatında hiç böyle bir baş ağrısı yaşamadığını söylüyor.
"Baş ağrısının yüksekliğini anlatamam. Kafanız patlayacak gibi oluyor. Gözleriniz yerinden fırlayacak gibi oluyor."
Koronavirüs, zengin-fakir, genç-yaşlı ayırt etmiyor. Önlemlere uymayan herkesi, ağır bir tedavi süreci ve derin bir yalnızlık bekliyor. Timuçin Konuksever bu süreci şöyle anlatıyor:
"Nerede olursanız olun, tek başınasınız. Sarayda olun, tek başınızasınız. Duvara bakıyorsunuz. Gün mevhumunu kaybediyorsunuz. Nasıl yaşanacağını kaybetmeye başlıyorsunuz. Bu 10 gün içinde bana olanlardan bahsediyorum. Bu çok kötü bir şey. Çaresizsinizi. Koruyacağınız insanları koruyamıyorsunuz."
Haber: Fuat Kozluklu
Kamera: Deniz Kahraman