Türkiye'de ilk maymun çiçeği vakası tespit edildi ve gözler maymun çiçeğine çevrildi.
Herkes bu hastalığın koronavirüs gibi bir salgına yol açıp açmayacağını merak ediyor.
TRT Haber'e konuşan Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. İftihar Köksal, hastalığın kökeniyle ilgili şunları anlattı:
"Maymun çiçeği virüsü çiçek hastalığı ile aynı aileden gelen bir virüs. Esas olarak temas yoluyla bulaşan bir hastalık. İnsanların enfekte olması da bir tesadüf. Aslında hayvanlardan insanlara bulaşan bir hastalık. Daha çok kemirgenlerde ve Batı ile Orta Afrika’da görülen bir hastalık. İnsanlara bulaşması da bu hayvanlarla ya da bu hayvanların hastalığı bulaştırdığı evcil hayvanlar üzerinden meydana geliyor. Daha sonra da insandan insana temas yoluyla bulaşıyor."
"Dünyada 4 bin civarında vaka olduğunu biliyoruz"
Hastalığın Afrika’da yıllardır 'endemi' olarak bulunduğunu belirten Prof. Dr. Köksal, "Öyle bulaşıcı ki aileler arasında çok sayıda vaka görüldüğünü biliyoruz. Ne zaman ki Avrupa’da görülmeye başlandı, dünyanın ilgisi ondan dolayı yoğunlaştı. Başlangıçta birkaç vaka iken, bugünkü rakamlarla 4 bin civarında vaka olduğunu biliyoruz" dedi.
Hastalığın esas olarak şiddetli baş ağrısı, halsizlik, yorgunluk ve lenf bezlerinde şişmeyle ortaya çıktığını söyleyen Köksal, birkaç gün sonra da vücutta kızarıklık ve döküntüler şeklinde devam ettiğini söyledi.
"Temas yoluyla çok kolay bulaşabilen bir hastalık"
Prof. Dr. Köksal, hastalığın bulaş durumuna ilişkin ise şunları söyledi:
"Özellikle derideki lezyonlar meydana geldikten sonra, bunlara temas etmek yoluyla çok kolay bulaşabilen bir hastalık. Ayrıca bu vücuttaki yaraların temas ettiği kıyafetlerle, çarşaflarla, havlu gibi eşyalarla da kullanan diğer kişilere bulaşabilir.
Solunum yoluyla esas olarak bulaşan bir hastalık değil. Ancak bu sekresyonların yoğun olduğu ağız içindeki yaralar ve diğer sekresyonların yoğun olduğu hastalardaki lezyonların sayısı birkaç bine kadar çıkabiliyor. Bu nedenle uzun süre aynı ortamda kalan kişilere solunum yoluyla da bulaşabilir. Temas önlemlerine ve solunum yolu önlemlerine çok dikkat etmek gerekiyor."
Pandemi beklenmiyor
Dünya Sağlık Örgütü, maymun çiçeği hastalığının koronavirüs gibi bir pandemiye neden olmayacağını açıkladı.
Hastalığın belli gruplarda görüldüğünü belirten Köksal, bundan dolayı bir salgın beklenmediğini vurguladı:
"Özellikle ağız içi ve yüzdeki lezyonlar çok tipik. Bunlarla temas etmemek lazım. Solunum yoluyla bulaşan bir hastalık olmadığı için büyük bir salgın ya da pandemi beklenmiyor. Türkiye’de bir vakaya tanı kondu. Bu bizim için bir alarm olmalı. Özellikle yurt dışından gelen kişilere dikkat etmek lazım. Temas ve tokalaşmadan kaçınmak lazım."
Aşının kökeni Ankara'ya dayanıyor
Dünyada bazı ülkeler aşı yapmaya başladı. Köksal, 1980'den sonra kullanılmayan çiçek aşısının bu hastalık için yüzde 85 oranında koruyucu olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Köksal, şu anda maymun çiçeği hastalığına karşı kullanılan tek aşının, modifiye vaccinia virus Ankara (MVA) suşunu içeren atenüe virüs aşısı olduğunu anlattı:
"Bugün maymun çiçeğinin etkeni olan poxvirus’a karşı kullanılan aşı modifiye Ankara suşu. 1960’lı yıllardan kalan bir suş. Yani Türkiye'de Ankara'dan çiçek hastalığı zamanında elde edilmiş virüsten elde edilen aşı. Bu modifiye edilerek maymun çiçeği hastalığında da kullanılabilmekte. Bu aşıların hazırlanmış olduğu virüs suşları eksi 96 derecede uzun yıllarca saklanabiliyor ve dünyanın değişik yerlerine de gönderilebiliyor. Bu daha önce Pasteur Enstitüsü'ne gönderilmiş, oradan da Amerika’ya. Bugün Amerika’nın elinde bu Ankara suşu var. Maymun çiçeği hastalığına karşı hazırlanan aşı da modifiye Ankara suşundan hazırlanan aşı."
Grafik: M. Furkan Terzi