Erhan Zafer Akgüç Konferans Salonunda yapılan sempozyuma konuşmacı olarak Prof. Dr. Demir Budak, Prof. Dr. Müslüm Çiçek, Prof. Dr. Abur Kebudi, Prof. Dr. Özcan Gökçe, Prof. Dr. Nuh Zafer Cantürk, Prof. Dr. Ömer Erol Uzel, Prof. Dr. Volkan Baltacı ve Doç. Dr. Alper Can katıldı.
“8 kadından 1’i meme kanseri olacak”
Meme kanserinde yeni gelişmeleri konuşacaklarını söyleyen Doç. Dr. Leyla Zer, “Erkan tanı çok önemli, kişinin kendi farkındalığı kendi meme muayenesi çok önemli, her kadının bilinçli olup ayda bir kendini muayene etmesi lazım. Gerek duşun altında gerek yatarak bu meme muayene metotlarını da bilmesi lazım. Hastalarımız meme metotlarını bilmiyorlar. Bunu öğrenmeleri ve mutlaka bir hekime başvurmaları gerekiyor. 40 yaş ve sonrasında meme ultrasonu ve mamografi yıllık tarama şeklinde yapılması gerekiyor. Kadınların düzenli gittiği meme cerrahı olması lazım. Eğer ailede meme kanseri varsa 20 yaşından itibaren meme taramalarına başlanması gerekiyor. Yaşamları boyunca her 8 kadından 1’i meme kanserine yakalanacak. Maalesef oldukça yüksek bir oran" dedi.
Meme kanserini tetikleyen risk faktörleri
“Meme kanserinde çok fazla risk faktörü var bunların en önemlileri kadın olmak” diyen Doç. Dr. Zer, sözlerine şöyle devam etti;
“Genetik faktörler, obezite, östrojen hormonu, doğum kontrol hapları, yağ içerikli diyetle beslenme, modern yaşam, stres faktörleri meme kanserini tetikleyen risk faktörleri. Kendimizi korumak için önce bilinçli olmalıyız, taramalarımızı düzenli yaptırmalıyız ama genetik olarak risk faktörleri taşıyorsak bu taramaları daha düzenli ve sık yaptırmalıyız, koruyucu bir takım ilaçlar ve cerrahi tedaviler var. Onun dışında günlük yaşamda stresten uzak durmak, beslenmeye dikkat etmek, gün ışığında spor yapmak, organik gıdalarla beslenmek ve mutlu bir yaşam ile meme kanserinden korunmamız mümkün. Bugün artık kadınlar daha bilinçli tarama metotları arttı, erken tanıyla organı kurtarmak mümkün. Ama geç kalındığında maalesef organ kayıplarıyla sonuçlanıyor. Hastalık metastatik hale gelince mücadeleyle geçen uzun bir süreç sizi bekliyor. Oysaki erken tanıyla küçük müdahaleyle organ kurtarılabilir.” İHA