Menisküsler, diz eklemini oluşturan kemiklerin arasında, kemiklerin kıkırdak yüzlerinin sürtünmesini azaltmak ve ekleme gelen yükleri dengeli bir şekilde dağıtmakla görevli, özelleşmiş kıkırdak destekleri ve basınç emici darbe yumuşatıcı yapılar olarak tanımlanıyor. Diz hareketinin ve kıkırdak kalitesinin devamlılığını sağlamada büyük önem taşıyorlar.
"Her yaşta ortaya çıkabiliyor"
İnsan vücudunda en sık yaralanan bölgelerin başında diz eklemi ve en fazla ameliyat nedeni olarak dizdeki menisküs yırtıkları geliyor. Üstelik menisküs yırtıkları sanıldığının aksine sadece sporcuları ya da spor yapan kişileri ilgilendirmiyor. Her yaşta ortaya çıkabiliyor.
Fiziksel olarak aktif ve daha genç kişilerde bu yırtıklar genellikle dize gelen ani bir darbe, dizde ani burkulma veya düşme sonrasında ortaya çıkabiliyor. Menisküs yırtığı zamanında tedavi edilmezse dizin eklem kıkırdağında hasar oluşabiliyor. Bunun sonucunda erken dönemde dizde ağrı ve hareket kısıtlılığı, geç dönemde ise kalıcı kıkırdak hasarına bağlı genç yaşta kireçlenme problemi gelişebiliyor.
PRP ve kök hücre tedavileri yapılabilir
Menisküs yırtıklarının tedavisi yırtığın büyüklüğüne bağlı olarak şekilleniyor. Düşük dereceli ara tabaka yırtıklarının tedavisinde dinlenme, buz uygulama ve ilaç tedavisi gibi yöntemler ağrının giderilmesine yardımcı oluyor. Daha küçük yırtıklarda ise egzersizlerin yanı sıra ilaç, ağrı kesici ve bandajlarla diz eklemi desteklenebiliyor. Ayrıca küçük yırtıklarda son yıllarda güncellik kazanan PRP ve kök hücre tedavileri de uygulanıyor.
Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Turhan Özler, bilinenin aksine menisküsün kendisinin değil, menisküs yırtığının bir hastalık olduğunu ve bunun da sadece sporcularda görülmediğini, toplumun her kesiminden ve her yaşta ortaya çıkabileceğini söyledi.
Büyük menisküs yırtıklarında ise çözümün cerrahi olduğunu aktaran Özler, şöyle konuştu:
"Günümüzde artroskopik yöntemlerle kapalı olarak çevre dokulara zarar vermeden, büyük kas kesileri yapmadan, doğrudan eklem içine kuş gözü kadar iki küçük delikten girilerek kamera ve çok ince aletlerin yardımıyla sadece sorunlu dokulara müdahale ediliyor. Bu nedenle hastaların korkularının da yersiz olduğunu özellikle vurgulamak isterim."
Özler, "Hayat hareket, hareket de hayattır" diyerek, hastaların doktorlarına güvenmelerini ancak tedavi ile ilgili gerekli bilgilendirmeleri de doktorlarından talep etmelerini gerektiğini belirtti.
Bu sayede tedavinin her aşamasında kendilerine verilecek egzersiz programlarına ve doktorların önerilerine uyum sağlamalarının mümkün olabileceği ve bunun da her türlü tıbbi tedavinin başarısında çok önemli olduğundan bahseden Özler, "Menisküs yırtığından korkmayın, tedavisiz kaldığında doğabilecek daha büyük ve önemli eklem problemlerinden korkun" dedi.
Kaynak: AA