İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa (İÜC) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Acil Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim İkizceli, birçok kişinin hayatını kaybetmesine yol açan, sahte içki olarak da bilinen metil alkolün zararlarına ilişkin açıklama yaptı.
Metil alkolün etil alkolden çok daha ucuza satıldığını belirten İkizceli, sanayide kullanılan bir alkol çeşidi olduğunu, antifriz ve araçların cam temizleyicileri gibi kimyasal temizlik ürünlerinde bulunduğunu söyledi.
İkizceli, sahte içki tüketildiğinde bulantı, kusma ve karın ağrısı şikayetlerinin baş gösterdiğini ancak bu belirtiler sahte olmayan içki içildikten sonra da görülebildiği için hastaların sağlık kuruluşlarına başvurmada geç kalabildiğini anlattı.
"Görememe durumu kalıcı olabiliyor"
Sahte içkinin esas belirtisinin görme bozukluğu olduğuna dikkat çeken İkizceli, şöyle konuştu:
"Eğer bulantı ve kusmanın üzerine görme bozukluğu da yaşanıyorsa o zaman sahte içki alınmış olma ihtimali yükseliyor. Bu durumda hemen tedavi edilmesi gerekiyor. Özellikle görme bozukluğu bulanık görmekten görememeye kadar ilerleyebiliyor. Görememe durumu kalıcı olabiliyor. Bir kişi içki içtiyse ve göremiyorum ya da bulanık görüyorum diyorsa yüzde 99,9 metil alkol tüketmiştir. Az bir tüketim sonrasında da bulantı, kusma, mide ağrısı oluyorsa metil alkolden şüphelenmek gerekiyor."
Prof. Dr. İbrahim İkizceli, sahte içki kullanımından sonra bulantı ve kusma belirtilerinin 1-2 saat içerisinde başladığını, görme bozukluğunun ise içkinin miktarına göre 4-5 ile 8-10 saat arasında ortaya çıkabildiğini kaydetti.
Vakalarda farklı yöntemler kullanılıyor
Alkol alımının ardından bulantı ve kusma şikayetleri yaşadığı için acil servise başvuran bir kişinin kan gazına bakıldığını, eğer hastane şartları elverişliyse etil alkol seviyesinin incelendiğini aktaran İkizceli, tetkikler sonucunda kan gazı değerleri değişmiş, etil alkol seviyesi ise düşük çıkmışsa metil alkol almış olma ihtimalinin ortaya çıktığını ifade etti.
Sahte içki tüketildiğinin saptanması halinde, basit, orta ve ağır vakalara üç farklı tedavi yöntemi uygulandığını anlatan İkizceli, "Birincisi, basit olan vakalarda hastaya etil alkol veriyoruz. Metil alkol zehirlenmesinde etil alkol antidot gibi kullanılıyor. Bu şekilde kişiyi kurtarma şansımız yüksek. Orta vakalarda eğer imkan varsa fomepizol kullanıyoruz. Eğer ağır vakaysa da diyalize alıyoruz" dedi.
İbrahim İkizceli, metil alkol az miktarda içildiyse ve görme bozukluğu henüz meydana gelmediyse kişinin kurtulma şansının yüzde 80'lerde olduğunu, ancak görme bozukluğu yaşandıysa ve kan değerleri bozulduysa bu şansın yüzde 20-30'larda seyrettiğini dile getirdi.
"Alkolle imal edilmiş ürünlerin ucuzunu kullanmasınlar"
Prof. Dr. İkizceli, zehirlenme durumunun kaçak, ucuz ya da nereden geldiği belli olmayan içkiler tüketildiğinde yaşandığının altını çizerek, vatandaşlara şu uyarıları yaptı:
"Mümkünse alkol tüketmesinler ama içeceklerse ucuz alkol almasınlar. Alkolle imal edilmiş ürünlerin de ucuzunu kullanmasınlar. Metil alkolün yalnızca içkilerde değil, parfüm ve kolonyalarda da kullanılmaması gerekiyor. Çünkü ciltte de emilimi yüksek olduğu için zehirleyebiliyor. Ucuz kolonyalarda da maalesef ki metil alkol kullanılıyor. Bir kişi ucuz kolonyaları sık sık kullanırsa, bundan dolayı metil alkol zehirlenmesi yaşayabiliyor. Yani, metil alkol cilde temasla dahi zehirleme yapabiliyor. Bu nedenle kaynağı belli olmayan kolonya kullanımından ve alkol tercihinden kaçınılması gerekiyor."
"Kaynağı belli olmayan, markasız ürünleri kullanmayın"
Prof. Dr. İbrahim İkizceli, "fırsatçı" olarak tanımladığı bazı kişilerin, etil ve metil alkolün tadı ile kokusu birbirine benzediği için sonucunu düşünmeyerek, etil alkol yerine metil alkol kullandıklarını, renklendirip, sulandırıp, kokulandırıp metil alkolü normal içkiymiş gibi sattıklarını ve bundan kar elde ettiklerini anlattı.
Sahte içki satışının bu kişilerce "hızlı para kazanma metodu" olarak görülen bir sistem olduğunu söyleyen İkizceli, "Zaman zaman (zehirlenme vakalarının) pik yapmasının sebebi zaten bu. Birisi çıkıyor para kazanmak için özellikle çok fazla içki tüketilen yerlere ucuza satıyor bunları. Ucuza satınca tabii alan kişi de mantığını sorgulamıyor ve araştırmıyorsa o zaman sahte içki dağıtmış oluyor müşterilerine" dedi.
Prof. Dr. İkizceli, insan vücuduna zararlı olacak ürünlerin üretimine Sağlık Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığının izin vermediğinin altını çizerek, vatandaşlara "Kaynağı belli olmayan, markasız, herhangi bir yerden alınan ürünleri kullanmayın" tavsiyesinde bulundu.