Yaşam kalitesini büyük ölçüde düşüren migren hastalığına karşı geliştirilen ve koldan enjekte edildiği için "migren aşısı" olarak bilinen, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) onaylı ilacın, Sağlık Bakanlığınca ruhsatlandırılması sonrası Türkiye'de 2020 yılında kullanıma girmesi öngörülüyor.
Antalya'da düzenlenen 54. Ulusal Nöroloji Kongresi'ne katılan Türk Nöroloji Derneği Başkan Yardımcısı ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Neşe Çelebisoy yaptığı açıklamada, baş ağrısı ile kendisini gösteren migrenin, kişinin iş ve sosyal yaşamında ciddi verim düşüklüğüne neden olduğunu anımsattı.
Migrenin 20-65 yaşlarındaki bireylerde görülme sıklığının yaklaşık yüzde 16, çocuklarda ise yüzde 5 civarında olduğunu belirten Çelebisoy, hastalığın kadınlarda görülme sıklığının ise erkeklere göre 2,5-3 kat daha fazla olduğunu aktardı.
Çelebisoy, ataklarla seyreden olgularda yaklaşık yüzde 10, kronik migren hastalarında ise yaklaşık yüzde 20 iş gücü kaybı tanımlandığını ifade ederek "4 ile 72 saat devam eden, orta şiddetli, zonklayıcı, sıklıkla tek taraflı, fiziki aktivite ile şiddetlenen, bulantı, kusmanın eşlik edebildiği, ışık ve sesten rahatsızlığın belirgin olduğu baş ağrısı atakları, migren tanısı koydurur. Migren hastalarında doğru teşhis konmayıp hastaların çok miktarda ağrı kesici alarak ağrılarını ortadan kaldırmaya çalışması, sık yapılan yanlış tedavi biçimidir." diye konuştu.
Migrende, atakların ortadan kaldırılmasını ya da sıklığını azaltıcı tedavilerin akla geldiğini dile getiren Çelebisoy, atak tedavisinde, sadece migren ağrısı için geliştirilmiş "triptan" diye bilinen ilaçların, atak önleyici olarak ise bazı antidepressan, antiepileptik ve bir grup antihipertansif ilaçların kullanıldığını kaydetti.
Prof. Dr. Çelebisoy, daha etkin tedavi arayışlarının ise sürdüğünü anlattı.
Halk arasında "migren aşısı" olarak biliniyor
Migren ağrısının ortaya çıkışında rol alan unsurların kaldırılmasını amaçlayan araştırmalar olduğunu aktaran Çelebisoy, yaklaşık 3 yıldır yapılan çalışmalar kapsamında, migren hastalığının nedenine yönelik özel bir ajan geliştirildiğini bildirdi.
Söz konusu ajanın, ağrının santral sinir sisteminde iletimini sağlayan aracı proteine karşı geliştirilen antikorlar içerdiğini ifade eden Çelebisoy, bununla ağrı atak sıklığının azaltılmasının hedeflendiğini vurguladı.
Bununla ilgili önce laboratuvar, ardından klinik hasta çalışmalarının gerçekleştirildiğini anlatan Çelebisoy, klinik çalışma havuzuna, Türkiye'den de 5 merkezden hastalar dahil edildiğini belirtti.
Halk arasında "migren aşısı" olarak nitelendirilen ilacın, hastalar için bir umut olduğunu aktaran Çelebisoy, şunları söyledi:
"Belirli aralıklarla aylık ya da 3 aylık enjeksiyonlarla uygulanarak migren hastalarında atak sıklığının azaltılması hedefleniyor. Söz konusu ilaçla atak sayısında yüzde 50 oranında azalma olduğu, hatta bir grup hastada atakların tamamen ortadan kalkmasını sağladığı görüldü. Bu açıdan önemli. Bu ilaç, daha spesifik, bu nedenle daha etkili olması bekleniyor. İlaç ABD'de FDA onayı aldı, Türkiye'de de başvuru süreci başladı. 2020 gibi bizde de kullanıma geçmesi hedefleniyor."
Geliştirilen ajan ile ilgili çalışmaların devam ettiğini dile getiren Çelebisoy, ilacın kimlerde nasıl yanıt verdiği, iyi yanıt verdiği hastaların da özelliklerine ilişkin analizler yapıldığını ifade etti.
Migrenin ölümcül bir hastalık olmadığını ancak iş gücü kaybına, sosyal aktivitelerin engellenmesine, verimliliğin ciddi oranda düşmesine yol açtığını söyleyen Çelebisoy, ilacın önleyici özelliğe sahip olduğunu kaydetti.
"Heyecanla bekleniyor"
Mevcut tedavilerde kullanılanların, doğrudan migrenin oluşum mekanizmalarına yönelik ilaçlar olmadığına işaret eden Neşe Çelebisoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz tansiyon ilaçlarının bir bölümü, bir grup depresyon ilacı ve bazı epilepsi tedavisinde kullandığımız ilaçlarla migren ataklarının sıklığını azaltmaya çalışıyoruz ancak bunların hiçbiri direkt spesifik olarak hastalığın mekanizmaları üzerinden etki etmiyor. Yeni geliştirilen ilacın ayrıcalığı mekanizmalar üzerinden etki ediyor olması. Kişilerin yaşamını engelleyen bir hastalık olduğu için bu ilaç büyük bir özlemle heyecanla bekleniyor."
İlacın erişkin hastalar için planlandığını belirten Çelebisoy, Sağlık Bakanlığınca ruhsatlandırıldıktan sonra Türkiye'de de kullanılmasının hedeflendiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA