Sağlık Bilimleri Üniversitesi Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Alerji-İmmünoloji Eğitim Görevlisi Doç. Dr. İsmet Bulut, Türkiye'de astımlı hastaların yüzde 10'undan fazlasının sigara içtiğinin, yüzde 30-40'nın da obez olduğunun bildirildiğini belirterek, "Araştırmalar, sigarayı bırakmanın ve obez hastaların kilo vermesinin, astımın kontrolünü kolaylaştırdığını göstermiştir." dedi.
Bulut, yaptığı açıklamada, astımın tekrarlayan nefes darlığı, hırıltı, göğüste baskı hissi ve öksürük gibi belirtilerle kendini gösteren, kronik bir hava yolu hastalığı olduğunu söyledi.
Astımda, çeşitli etkenlerle tetiklenen üst ve alt nefes yollarının daraldığını ve ataklar görüldüğünü aktaran Bulut, hastaların atak dönemleri dışında kendilerini iyi hissettiklerini ifade etti.
Astımda nefes yollarının duvarlarının, mikrobik olmayan, alerjik karakterde ya da olmayabilen, süreklilik arz eden iltihap bulunduğu için şiş ve ödemli olduğunu anlatan Bulut, bu durumun nefes yollarının uyaranlara aşırı cevaplı olmasına sebep olduğunu dile getirdi.
Hastada, toz, duman, koku gibi uyaranlarla hemen öksürük, hırıltı, nefes darlığı ve göğüste baskı ve tıkanıklık hissi gibi yakınmalar ortaya çıktığını dile getiren Doç. Dr. Bulut, şöyle konuştu:
"Ataklar sırasında nefes yollarını saran kaslar kasılır, ödem ve şişlik artar, ilerleyen iltihapla birlikte nefes yolu duvarı kalınlaşır, esnek boru özelliğini yitirir ve katı kurşun boru gibi bir hal alabilir. Nefes yollarındaki sayı ve hacimce artan salgı bezlerinden koyu, yapışkan kıvamlı bir mukus salınır. Tüm bunlar nefes yollarını önemli ölçüde daraltır ve havanın akciğerlere girip çıkması engellenir. Bu durum, artan öksürük, nefes darlığı, hırıltı, hışıltıyla kendini göstermektedir. Hastalarda anılan şikayetlerin hepsi bir arada olmayabilir. Bazı hastalarda sadece öksürük, bazı hastalarda da öksürük olmaksızın nefes darlığı olabilir. Bazı durumlarda özellikle enfeksiyon varsa tüm yakınmalar bir arada ortaya çıkabilir."
"Tetikleyicilere maruziyet hastalığın kontrolünü zorlaştırıyor"
Doç. Dr. Bulut, astımda yakınmaların, sigara dumanı, hava kirliliği, egzersiz, mesleki ajanlar, alerjen olarak adlandırılan ev tozu akarları, polen, hayvan deri döküntüleri, mantar sporları gibi maddelerle tetiklendiğini vurgulayarak, "Alerjik nezle, sinüzit, nazal polip gibi kronik üst solunum yolu hastalıkları uygun yöntemlerle tedavi edilmediğinde astımla ilgili yakınmaların şiddetini artırabilir ve hastalığın kontrolünü güçleştirir." şeklinde konuştu.
Özellikle ev tozu akarları ve Türkiye için önemli bir sorun olan çayır-çimen polenlerine bağlı alerjik nezle olanlarda erken dönemde tedavi edilmesinin, ileri dönemde alt hava yollarının aşırı duyarlılığı tablosunun astıma dönüşmesine engel olabileceğini aktaran Bulut, şöyle devam etti:
"Astımın şekli, hastalık şiddeti, zamanla ve kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Astım tamamıyla geçmese de tedavi edilebilen ve kontrol altına alınabilen bir hastalıktır. Tedavinin hedefi hastanın hiç şikayetinin olmaması, günlük kişisel ve mesleğinin gereği olan işleri herhangi bir kısıtlanma olmadan yapabilmesi, hastalık nedeniyle iş ve okul devamsızlığının olmamasıdır. Dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de bu hastalığın tedavisi için gerekli her tür ilaç ve ekipman bulunmaktadır. İlaçların uygun doz ve yöntemle, düzenli kullanılmaması, sigara dumanı, obezite, çevresel ve mesleki alerjenlerle kimyasal gibi tetikleyicilere maruziyet astım kontrolünde sıkıntıya yol açan unsurlardır."
"Astım kontrol edilebilen bir hastalık"
İsmet Bulut, dünyada yaklaşık 300 milyon kadar astım hastası olduğunun tahmin edildiğini, Türkiye'de yaklaşık her 100 erişkinden 5-7'sinde, her 100 çocuktan 13-15'inde astımın görüldüğünü belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ülkemizde astımlı hastaların yüzde 10'undan fazlasının halen sigara içtiği ve yüzde 30-40'nın obez olduğu bildirilmiştir. Araştırmalarda sigarayı bırakmanın ve obez hastaların kilo vermesinin, astımın kontrolünü kolaylaştırdığı gösterilmiştir. Hastalarımız, hastalıkla mücadelede kesinlikle çaresiz ve yalnız değiller. Hastalığın kontrol altında tutulmasında en büyük yardımcıları hekimleridir. Hastalığının kontrol altında olmadığını düşünen ya da ilgili şikayetlerinde artma gören kişiler, mutlaka göğüs ya da alerji hastalıkları uzmanına başvurmalıdır. Hastalarımız doktorlarından, kontrolü kaybettiği durumda neler yapabileceğine dair yazılı bir eylem planı isteyebilir. Gerektiğinde hızlı, etkili nefes açıcı ilaç, vakit geçirmeden, nefes yolları tamamen kapanmadan kullanmalıdır. Buna rağmen hala rahatlama sağlanamıyorsa derhal hastaneye başvurulmalıdır. Astımın kontrol edilebilen, tedavi edilebilir bir hastalık olduğu unutulmamalıdır."