Koronavirüsün omicron varyantı, vakaları her gün katlayarak artırıyor.
Dünyada birçok ülke tedbirlerini artırırken, Türkiye’de de vakalar bir haftada 20 binlerden 65 binlere çıktı.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, henüz vaka artışının hastanelere yansımadığını belirtti. Bakan Koca, ayrıca, tüm vakaların yarısının İstanbul’da görüldüğünü açıkladı.
“Omicron varyantı, İstanbul’daki vaka sayılarının toplam vaka sayısının yarısını aşmasına neden oldu. Yeni varyanta bağlı vaka artışları şimdilik büyük şehirlerde dikkat çekse de aynı durum diğer illerde de kolayca yaşanabilir. Tedbirlere her yerde aynı ciddiyetle uyulmalıdır.”
Omicron varyantı, İstanbul’daki vaka sayılarının toplam vaka sayısının yarısını aşmasına neden oldu. Yeni varyanta bağlı vaka artışları şimdilik büyük şehirlerde dikkat çekse de aynı durum diğer illerde de kolayca yaşanabilir. Tedbirlere her yerde aynı ciddiyetle uyulmalıdır. pic.twitter.com/wmWhOMcjKk
— Dr. Fahrettin Koca (@drfahrettinkoca) January 4, 2022
Omicrona karşı maske ve mesafe önemli
Wall Street Journal'da yayınlanan son rapora göre tek katlı bez maskeler kişileri omicron varyantından korumak için yetersiz kalıyor.
Uzmanlar, çok bulaşıcı olan omicrondan çift maske ile korunmanın daha mümkün olabileceği görüşünde.
Çift maske herkese önerilmiyor
Öte yandan, çift maskenin tavsiye edilmediği yaş grupları da var. Özellikle, kalp yetmezliğine, solunumsal bazı hastalıklara sahip kişiler ve çocuklar için çift maske oksijen ihtiyacını azaltıyor. Bu yüzden, uzmanlar, bu gruplardaki kişilerin çift maske takmasının ciddi sıkıntılara sebebiyet verebileceğini de söylüyor.
Dün yapılan Bilim Kurulu toplantısının ardından yapılan yazılı açıklamada ise vakaların kolay bulaştığı kapalı ortamlarda maskeden taviz verilmemesi gerektiği vurgulandı.
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Yoğun Bakım Uzmanı Prof. Dr. İsmail Cinel ve Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Haydar Sur, omicrondan korunmanın yollarını TRT Haber’e değerlendirdi.
“Çift maske takarak omicrondan korunabiliriz”
Prof. Dr. İsmail Cinel, omicronun aşılıları da hasta ettiğini belirterek, organizasyonel tedaviye dikkat çekti:
“Her dalgada olan varyantlar farklıydı. 3’üncü dalgada aşsızların pandemisi denmişti. Şu anda 4’üncü dalganın içindeyiz ve rakamlar 30 binden 20 bine geri geldi ama bu dalga bitmeden üstüne omicron geldi. Yeni bir varyant olan omicron aşılıları da tutuyor ve aşılılar da virüsü kapıp hasta olabiliyor. Baştan beri elimizde olan organizasyonel tedavi ve tıbbi tedavi vardı. Tıbbi tedavide aşıyı öneriyorduk çünkü aşı bizi koruyordu. Şu anda yine aşı bizi koruyor ama belli bir yere kadar. Diğer varyantlardan farkı omicron çok aşırı bulaşıcı bir virüs. Bu yüzden tıbbi tedavi öncesi organizesyonel tedavi yani maske ve mesafe ile kendimizi korumamız lazım. Çift maske takarak, uzak durarak insanlardan, kalabalık ortamlardan uzak durarak ve toplu yemeklere gitmeyerek omicrondan korunabiliriz.
En azından virüs bulaşsa bile bu tedbirlerle virüsü az almış oluruz. Aşılıysak da virüs bulaşabilir ama hastaneye ya da yoğun bakıma yatmayız. Solunum yolu enfeksiyonu şeklinde, burun akıntısıyla geçirebiliriz virüsü. Dolayısıyla, aşılıların da hastalığı hafif geçirmesiyle, virüsün ölümcül hasarlarından ve uzun vadeli bıraktığı zararlarından korunmuş oluyoruz böylece.”
"Hareketliliği de önlememiz gereken bir dönemdeyiz"
Prof. Dr. Cinel, omicronun bulaşıcılığı nedeniyle maskenin daha fazla önem kazandığının altını çizdi:
“Omicron için en önemli tedbirler, maske ve mesafe ile kapalı alanlarda bulunmamak oldu. Çok bulaşıcı olduğu için bu önlemler ön plana çıkıyor. Kesinlikle çift maskeyi öneriyorum. Çünkü aşılı olunsa da virüs hasta edebiliyor. Pandemiler genelde 2-2 buçuk yıl içinde bitti salgının sonuna da gelebiliriz. Çünkü çok hızlı bulaştığı için toplumsal bağışıklık ülkemizde de gelişiyor ama mutlaka hareketliliği de azaltacak tedbirler alınması lazım. Yani bu hareketliliği önlememiz gereken bir dönemdeyiz.
Aşı çok önemli, aşıların zamanı geçtiyse mutlaka yaptıralım ve eksik aşılı konumuna düşmeyelim. Ama omicron ile en ön plana çıkan şey virüsle temas etmemek gerekliliği oldu. Bunun için de organizasyonel anlamda korunma çok önemli. Maske bizi özellikle önümüzdeki 1-2 ayda bu virüsten koruyacak.”
"Çift maskenin yüzde 99’a kadar koruyuculuğu var"
Prof. Dr. Haydar Sur, çift maskenin yüzde 99’a kadar koruyuculuğunun olduğunu belirterek, kalabalık ortamlara girildiğinde çift maskenin takılabileceğini söyledi:
"Çift maske olduğu zaman virüsün insanın solunum yoluna ulaşması zorlaşıyor. Ağzımından ve burnumuzdan aldığımız havanın içinde virüs olduğu için maskeyle bunu engelleyebiliyoruz. Karşılıklı iki kişinin de tek maskeli olduğu zaman korumanın yüzde 95 olduğunu biliyoruz. Takılan maskerler 3 kat halinde çünkü. İki kişi birden 2’şer maske takarsa koruyuculuk da yüzde 99’a kadar çıkıyor ve başkalarını da koruyor tabi. Ama burada dikkat etmemiz gereken başka hastalıkları olanlara ağır gelebilecek bir durum bu. Normal insanların bile çift maskeyle durması zor. Çok riskli, çok kalabalık yerlere girildiğinde 20-30 dakikalık sürelerde çift maske takılabilir. Fakat, sürekli çift maske takmanın uygulanabilir bir yöntem olmadığını düşünüyorum."