Kanser hangi türü olursa olsun ciddi bir hastalık. Ancak öyle türleri var ki hem geç teşhis ediliyor hem de tedavide başarı oranı hayli düşük oluyor. Pankreas kanseri de bunlardan biri…
Dünya Sağlık Örgütü’ne bağlı Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı’nın verilerine göre pankreas kanseri en sık görülen kanser tipleri arasında dünyada 12’inci sırada yer alıyor. Türkiye Kanser İstatistikleri Raporu’na göre ise pankreas kanseri 9’uncu sırada yer alıyor.
Pankreas kanseriyle ilgili son aylarda gündeme gelen haberlerde hastalığın artış gösterdiği yönünde bilgiler yer alıyor. Nitekim geçtiğimiz ay İngiltere’de yapılan bir araştırmada buna ilişkin sonuçlar elde edildi. Söz konusu araştırmaya göre 1990 yılından beri 0-24 yaş arası kadınlarda pankreas kanseri sayısı yüzde 200 artış gösterdi. Yine 25-49 yaş arası kadınlarda da yüzde 34’lük artış olduğu açıklandı.
Peki pankreas kanserinin nasıl bir seyri var? Hangi belirtilerle kendini ele veriyor? Teşhisi neden zor koyuluyor? Türkiye’de hastalıkta bir artış var mı? Merak edilenleri Sağlık Bilimleri Üniversitesi Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği’nden Prof. Dr. Ender Onur’la konuştuk.
Teşhisi zor bir hastalık
Pankreas kanserinin organın yeri itibarıyla zor bulgu veren bir hastalık olduğunu söyleyen Prof. Dr. Onur, “Özellikle sarılık belirtisiyle ortaya çıkıyor. Karın ağrısı, bulantı ve kusma bulguları da görülebiliyor. Ancak bu belirtiler çok geç ortaya çıktığı için tanısı zor olan bir kanser türü. Onun için geç tespiti sıklıkla rastlanan bir durum” diyor.
Pankreas kanserinin erken evrede belirti vermemesi hastalığın tedavisindeki en büyük sorun. “Sadece tesadüfen rastlanan kitlesel lezyonlar vs. olursa erken evrede tanı koyabiliyoruz. O zaman hastaların prognozu (hastalığın gidişatı) daha iyi oluyor” diyen Prof. Dr. Onur, şöyle devam ediyor:
“Günümüz şartlarındaki teknolojik gelişmelerle birlikte tanı koyma şansımız artık daha fazla. Eskiden bu hastalar hiç tanı koyulmadan vefat ediyorlardı.”
Erken evrede tedavi şansı artıyor
Pankreas kanseri "agresif" diye tabir edilen kötü huylu bir kanser türü olduğu için tedavisi de hayli zor. Ancak teknolojinin gelişmesiyle tedavide de büyük aşamalar kaydedildi. Bu noktada Prof. Dr. Onur şunları anlatıyor:
“Günümüzde kanserin tanı koyduğumuz andaki evresi de önemli olmakla birlikte yapılan cerrahi girişimler, verilen kemoterapetik ve radyoterapetik ajanlar çok etkili oluyor. Eskiden 5 yıllık yaşam sürelerinden bahsedemezken şimdi bahsedebiliyoruz.”
“Göreceli olarak arttı”
Peki son yıllarda pankreas kanserinde bir artış gerçekten söz konusu mu? Yanıtını Prof. Dr. Onur’dan alıyoruz:
“Her türlü kanser türünde artış olduğu söyleniyor. Artık tanı şansımız arttı. Bundan dolayı da ‘Acaba bu insanlar geçmişte tanı koymadan hayatlarını mı kaybediyorlardı’ diye düşünüyoruz. Bence şimdi tanı koyma şansımız arttığından dolayı göreceli olarak arttığını söylüyoruz.”
Pankreans kanserinin nedenleri aslında diğer kanser türleriyle benzerlik gösteriyor. “Obezitenin, sigaranın, alkolün, genetik faktörlerin, çevresel faktörlerin etkileri hepimizin bildiği bir gerçek” diyor Prof. Dr. Onur. Pankreans kanseri özelinde ise “Proteinden fazla diyet alan insanlarda daha fazla görülür deniyor. Ama bunların hepsi multifaktörel etkenler” diyerek kimlerde daha sık görüldüğü hakkında şöyle konuşuyor:
“Genelde yaşlılarda daha sık görülüyor. Genç yaş grubunda, yani 40 yaşında da pankreas kanserine yakalanan hastamız var. Yani illa yaşlı hastalarda görülüyor diye bir kanı yok. Ailesinde pankreas kanseri olanların daha dikkatli olması gerekiyor. Çünkü ailesel genetik geçiş olduğu zaman bu risk daha da artırıyor. Yine diyetine dikkat etmeyenler, alkolü çok tüketenler, sigarayı çok kullananlarda da yakalanma riski daha yüksek. Diyabet hastalığı olanlarda da daha fazla rastlanıyor.”
Korunmanın yolu: Sağlıklı yaşam kuralları
Pankreans kanserinden korunmanın yolu ise her hastalıkta olduğu gibi sağlıklı yaşam kurallarına dikkat etmekten geçiyor. Prof. Dr. Onur, bu konuda yapılması gerekenleri şöyle özetliyor:
“Beslenme alışkanlığı çok önemli. Çünkü sentetik gıdalar çok fazla. Korunmak için spor yapılmalı, sigaradan ve alkolden uzak durulmalı. Bu bütün kanser tipleri için böyle aslında…”
Çeşitli kanser türleri belli yaşlarda ve belli aralıklarla yapılan testlerle tespit edilebiliyor. Peki pankreas kanseri için aynı şey söz konusu mu? Prof. Dr. Onur bu soruyu, “Kalın bağırsak ve meme tümörleri için sıklıkla yapılan tarama testleri var. Ancak pankreas kanseri için böyle bir tarama testimiz yok maalesef” diye yanıtlıyor.