Hafif Sağanak Yağışlı 13ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Sağlık
15.07.2016 11:41

"Pokemon Go sağlığı tehdit ediyor"

"Pokemon Go" oyununa ilişkin uzmanlar, göz ve ruh sağlığı açısından uyarılarda bulundu.

"Pokemon Go sağlığı tehdit ediyor"
Akıllı telefonlarla oynanabilen, her yaştan tutkunu bulunan ve dünya genelinde adeta salgın haline gelen "Pokemon Go" oyununa ilişkin uzmanlar "sağlık üzerinde olumsuz etkileri olabileceği" uyarısında bulundu.
 
Psikiyatri uzmanı Prof. Dr. Ali Bozkurt yaptığı açıklamada, uzun süreli dijital oyunlar oynanmasının, hem yetişkin hem de çocuklar üzerinde sağlık açısından tehlikeleri olabileceğini söyledi.
 
Kişilerin gün içinde uzun süre ekran başında durmasının, hem fiziksel hem ruhsal açıdan yararlı olmadığını belirten Bozkurt, "Verilere göre, çocuk ve ergenlerin günlük en fazla 1-2 saatlerini bilgisayar, tablet, cep telefonu benzeri ekranların başında geçirmeleri uygundur. Dolayısıyla 'Pokemon Go' gibi oyunlar, bu süreden çok daha fazla zaman geçirilmesine yol açmaktadır." dedi.
 
Ekran başında geçirilen sürenin artmasıyla karşılaşılan en önemli sorunun "bağımlılık" olduğuna, bu tür bir bağımlılığın kişiyi sosyal yaşamdan uzaklaştırdığına dikkati çeken Bozkurt, şunları kaydetti:
 
"Yaşam biçimindeki değişimler, insanları evlerine hapis ediyor. Bununla birlikte de muhtelif ekranlara. Bu oyun, sokakta oynanıyor gibi görünse de sokak oyunlarından beklediğimiz sosyalleşmeye hizmet etmiyor. Aslında sokakta gibi görünen, yine de sosyal izolasyonu, yalnızlığı artıran bir aktivite. Dolayısıyla insan ilişkilerinde uzaklaşmayı daha fazla artıran yeni bir etken.
 
Yaşamda kullanılan önemli mekanizmalardan biri 'savaş ve kaç' tepkisidir. Bunun yaşamın içinde çok fazla kullanılmaya başlanması, kaygı bozukluklarının da ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu tür oyunlarda savaşmak ve hedefe ulaşmak çabası, stresi artırabilir ve olasılıkla kaygıyı ortaya çıkarabilir. Fantezi dünyası ile gerçek yaşam arasında sınırlar özellikle soyut düşünce aşamasına gelmemiş çocuklarda ya da gerçeklik ve hayal sınırları karışabilme olasılığı olan yetişkinlerde buna bağlı sorunların ortaya çıkmasına yol açacaktır. Geçmişte kendini Pokemon sanıp camdan atlayan 4 yaşındaki çocuk, bunun iyi bir örneğidir."
 
Bozkurt, sürekli bir oyunla zaman geçirilmesinin, zihinsel işlevler açısından da bazı sorunlara yol açabileceğini vurgulayarak, "Tüm bağımlılıklarda olduğu gibi uyuşturucu etkisi oluşturması olasıdır." ifadesini kullandı.
 
Bu oyunları oynayanlarda bazı fiziksel sorunlar da ortaya çıkabileceğini dile getiren Bozkurt, "Bu kişilerde, vücut konumuna bağlı omurilik sorunları, oyuna dalındığında fiziksel kazalar da önemli bir risktir." diye konuştu.
 
"Dijital göz yorgunluğu sendromuna neden oluyor"
 
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ulucanlar Göz Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yönetici ve Başhekimi Prof. Dr. Pelin Yılmazbaş da akıllı telefonlar ve bilgisayarların, teknolojinin gelişimiyle paralel olarak günlük hayatta çok fazla yer tutmaya başladığını belirterek, tüm yaşlarda kullanım sıklığı artan bu cihazlarla gereğinden fazla vakit geçirmenin, bazı sosyal ve fiziksel problemlere öncülük edebildiğini vurguladı. 
 
Bu cihazların faydası yadsınamamakla beraber, kullanımlarının yüksek görsel konsantrasyon istediğini ifade eden Yılmazbaş, "Bu durum özellikle çocuklarda bazı göz problemlerinin oluşumuna ve ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Dijital göz yorgunluğu sendromu dediğimiz bu durum bilgisayar ve benzeri cihazların aşırı kullanımına bağlı olarak, gözün kendisinde veya görme kalitesinde birtakım problemlerin oluşması ve beraberinde meydana gelen göz yorgunluğu olarak yorumlanabilir." dedi.
 
"Dijital göz yorgunluğu sendromu"nda gözlerde yorgunluk ve ağrı, yanma ve sulanma, bulanık görme, gözleri kısarak bakma ihtiyacı, zaman zaman oluşan çift görme, odaklanma güçlüğü, ışık saçılmaları ve ışığa karşı hassasiyet gibi çok çeşitli şikayetler ortaya çıkabileceğini belirten Yılmazbaş, bu durumun uzun süre devam etmesinin, çocuklarda daha tehlikeli bazı göz problemlerinin oluşumuna da zemin hazırladığını söyledi.
 
"Miyopinin ortaya çıkmasına neden olabilir"
 
Uzun süre ekran karşısında vakit geçiren çocuklarda sürekli yakına bakma nedeniyle gizli göz kaymaları da açığa çıkabileceğine dikkati çeken Yılmazbaş, "Ayrıca bu yakın çalışma ve odaklanmanın özellikle ailesinde miyopik göz bozukluğu olan çocuklarda miyopinin ortaya çıkmasına ve var olan göz numarasının daha hızlı ilerlemesine neden olabildiği gösterilmiştir. Bilgisayar benzeri cihazları daha az kullanan ve vaktini fiziksel aktivitelere ayıran çocuklarda miyopi daha az görülmektedir. Ayrıca ekran karşısında uzun süre vakit geçirilmesi gözlerde kuruluk ve alerjinin daha fazla olmasına neden olmaktadır." ifadelerini kullandı.
 
Prof. Dr. Yılmazbaş, çocuklarda bu tür göz problemlerinin oluşmasını engellemek için bu cihazlarla geçirilen vaktin sınırlanması gerektiğine işaret ederek, okul öncesi çocukların günde bir saatten fazla zamanını ekran karşısında geçirmemesi gerektiğini bildirdi.
 
Kullanılan cihazların ekranlarının yüksek çözünürlük ve düşük parlaklıkta olması, uygun kontrastın seçilmesi (ekran zemin renginin açık, yazı karakterlerinin koyu renk olması), daha büyük boyutlu ekran kullanılması ve ekranın üst kenarının göz seviyesinin biraz altında olacak şekilde yerleştirilmesinin sorunları azaltmak açısından önemli olduğuna işaret eden Yılmazbaş, ayrıca ekran karşısında geçirilen süre boyunca her yarım saatte bir çocukların bu ortamdan uzaklaştırılması ve gözlerin kapatılarak veya uzak bir hedefe bakılarak dinlendirilmesinin faydalı olacağını kaydetti.
 
Sıradaki Haber
Klima yanlış kullanıldığında hasta ediyor!
Yükleniyor lütfen bekleyiniz