Uyku, yaşam için vazgeçilmez, aktif, tekrarlayıcı, belirli süresi olan fizyolojik bir durum. Gözümüzü kapatıp uykuya daldığımız o sürecin sağlığa katkısı ise hayli büyük. Uykunun büyüme, gelişme, öğrenme, hafıza, davranış ve duygu gelişimi, bağışıklık sisteminin güçlenmesi, hormon salınımı, vücudun kendini yenilemesi ve yeni güne hazırlaması gibi birçok önemli fonksiyonu var.
Sağlıklı uykunun çocuklar üzerindeki etkisi de kritik önemde. Özellikle de zihin dünyalarının gelişiminde… Avustralya’da gerçekleştirilen bir araştırma da buna dikkati çekiyor.
Gündüz uykusu ve öğrenmeye etkileri
Okumayı öğrenme sürecinde önemli olan, harfleri seslerle eşleştirme yeteneğidir. Uyku, bu becerinin edinilmesi ve hafızanın güçlendirilmesi için de başlıca etkenlerden biri.
Avustralya’da yapılan çalışmada, gündüz uykusunun çocuklarda harf-ses eşleştirmesine yardımcı olup olmadığı araştırıldı. 32 okul öncesi çocuk üzerinde yapılan araştırmada elde edilen sonuçlara göre, gündüz uykusu sonrası çocuklar, uyanıklıktan sonraki döneme göre daha iyi harf-ses öğrenme performansı sergiledi. Bu çalışma, gündüz uykusunun okul öncesi çocukların harf-ses eşleştirmelerini öğrenmelerinde faydalı olabileceğine dair ilk kanıtları sağladı.
Sonuç olarak uyku insanın gelişimi için olmazsa olmaz. Peki çocuklarda sağlıklı uyku düzeni nasıl olmalı? Ebeveynler nelere dikkat etmeli? Sağlık Bilimleri Üniversitesi Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Uyku Bozuklukları Merkezi Koordinatörü Prof. Dr. S. Füsun Domaç ile bu sorulara yanıt aradık.
Çocuklarda yaşa göre uyku düzeni
Yenidoğan ve çocukluk döneminde iyi bir uyku alışkanlığı edinmek, yetişkinlikte sağlıklı bir yaşam için epey önem taşıyor. Gelişme dönemindeki yetersiz uyku davranışsal ve bilişsel problemlere yol açarak hem çocuğun hem de ailenin yaşam kalitesini düşürüyor. Peki uyku düzeninin çocuklara katkısı neler? “Çocuğun beyin ve vücut gelişimi ile büyümesi için önemli olan büyüme hormonu derin uyku sırasında salınır” diyerek sözlerine başlıyor Domaç. Uyku sürelerinin dönemlere göre değiştiğine dikkat çekiyor, hangi yaş aralığında nasıl bir seyir söz konusu şu sözlerle anlatıyor:
“Uyku süreleri yenidoğan döneminde 12-18 saat arasında değişir. Prematüre doğan bebekler daha uzun süreli uyuyabilir. Kısa süreli ve çoklu uyku dönemleri 24 saat içinde tekrarlar. Gece ve gündüz arasında farklılık yoktur.
Süt çocukluğu döneminde ise (3 ay-1 yaş) gece uykularının süreleri artmaya başlar. Gece 10-14 saat arası uyuyan bebekler, gün içinde 2 veya 3’e bölünmüş olarak yaklaşık 3-4 saat arası uyurlar. 6 aylık olan bebekler gün içinde genellikle 2 kez uyurken, gece uyku süreleri de artmaya başlar. Neredeyse bebeklerin hepsi gece boyunca kısa süreli uyanır ve birçoğu kendiliğinden tekrar uykuya dalar.”
Bu noktada ebeveynlere önemli bir uyarıda bulunuyor Domaç:
“Bebek gece uyandığında bebeği yatağında bırakmaları, uyuyana kadar beklemeleri bebeğe kendi başına tekrar uykuya dalma alışkanlığını kazandırmak için önemlidir.”
Domaç’a göre 6 aylıkken edinilen uyku alışkanlığı sonraki yıllardaki uykunun temellerini atıyor. Uyanınca kucakta sallanan, yanında yatılan çocuklarda özellikle uykuya dalma güçlüğü ile giden uykusuzluk, gece uykusunun sık bölünmesi, gece korkuları, yatağa gitmek istememe gibi uyku ile ilgili sorunlar ortaya çıkabiliyor.
Çocukluk döneminde uyku seyri
Yürümeye başlayan çocuklarda (1-3 yaş arası) gece uyku süresi ise 10-12 saat arasında değişiyor. Çocuklar gün içinde artık 1 kez uyuyor. Domaç, bu dönemde yaşanabilecek sorunları da sıralıyor:
“Çocukların yaklaşık dörtte birinde uyumak için yatağa gitmeye direnme, zor uykuya dalma ve sık uyanma gibi uyku ile ilişkili şikayetler ortaya çıkmaya başlıyor. Az uyuyan çocuklarda gün içinde de davranışsal problemler görülebiliyor.”
Okul öncesi dönemde (3-5 yaş) artık gün içi uyumalar azalmaya ve sona ermeye başlıyor, gece uyku süreleri de 11-12 saat civarında oluyor. Domaç, “5 yaşına gelen çocukların yaklaşık dörtte üçü gündüz uykusuna yatmazlar” diyor.
Okul çağındaki çocuklarda uyku
Gelelim okula giden çocuklardaki (6-12 yaş) uyku düzenine… Gece boyunca 10-11 saat uyuduklarında gün içinde uyanık, zihinsel ve bedensel açıdan aktif oluyorlar. Prof. Dr. Domaç, gün içi kısa süreli uyuma ya da diğer deyimle şekerlemenin nadir görüldüğünü belirtiyor.
Çocukların uyku alışkanlıkları okul günü/hafta sonu, tatil günleri ve yaz aylarında değişiklik gösterebiliyor. Bu yaş grubundaki çocukların üçte birinde uyku problemleri görülebiliyor. Bunların ne olduğunu Domaç’tan öğreniyoruz:
“En sık görülen şikayetler uyku için yatağa gitme direnci, uykuyu başlatma güçlüğü, gün içi aşırı uykululuk görülebilir. Yetersiz uyku süresi, uyku apne sendromu, uyku hijyeninin kötü olması, kaygı bozukluğu ve depresyon bu şikayetlere neden olabilir. Uyku süresinin kısa olması nedeniyle dikkat ve hafızada etkilenme, karar verme, problem çözme ve öğrenme güçlüğünün yanı sıra yoğun stres, kaygı bozukluğu, depresyon, agresif davranış gibi psikiyatrik bulgular da eşlik edebilir. Yapılan bir çalışmada yetersiz uyku uyuyan çocuklarda bu bulguların yaklaşık 2 yıl devam ettiği, yani yeterli uyku uyumamanın uzun süreli olumsuz etkileri olabileceği belirtilmiştir.”
Gündüz uykusu ne zaman bırakılmalı?
Prof. Dr. Domaç, gündüz uyumanın süt çocuğu ve okul öncesi dönemlerinde öğrenme ve hafıza üzerine olumlu etkileri olduğunu vurguluyor. Gündüz uyuyan okul öncesi dönemdeki çocukların uyandıktan sonra harf-ses eşleştirmelerinde daha başarılı olduğunu gösteren araştırmaya değiniyor. “Farklı bir çalışmada ise gündüz uyumanın tek başına yeterli olmadığı, gece uykusunun düzenli ve yeterli sürede olması ile öğrenmenin daha kalıcı olduğu bulunmuştur” diyor.
Peki gündüz uykusu nasıl planlanmalı? Çocuk ne zamana kadar gündüz uyutulmalı? Domaç’ın bu sorulara yanıtı ise şöyle oluyor:
“Gündüz uykusunu bırakma için kesin bir yaş yoktur, çocuğun davranışları ve fiziksel bulguları bunda yol gösterici olmaktadır. Çocuğunuz gündüz uyumadığı zamanlarda yorgun ve huzursuz görünmüyorsa, gündüz uykusu için yattığı saat diliminde uykulu değilse ve aksine uykuya dalmakta zorlanıyorsa, gündüz uyuduğu için gece uykuya dalmakta güçlük çekiyorsa bu artık gün içinde uyumaya ihtiyacının kalmadığını gösterir.”
Çocuklarda görülen uyku problemleri
Dilsel gelişimin ve zihinsel muhakemenin oluştuğu okul öncesi dönemde uyku problemleri ortaya çıkabiliyor. Prof. Dr. Domaç, bu süreçte yaşanabilecek olumsuzlukları şöyle anlatıyor:
“Yatağa gitme saatini geciktirme, karanlıktan ve canavarlardan korktuğu için uykuya dalmak için direnme, kabus bozukluğu, uykudan korkuyla uyanma, uykuda yürüme gibi uyku hastalıkları bu dönemde başlayabilir.”
Prof. Dr. Domaç, erişkin döneminde görülen uyku hastalıklarının çocukluk döneminde de görülebildiğine vurgu yapıyor. “Çocukların uyku düzeni sorgulanırken çocuğun her gece yatağa gitmeden önce neler yaptığı, yatağa gidiş saati, uyuduğu odanın çevresel koşulları (odayı kardeşiyle mi paylaşıyor, odada televizyon var mı gibi), yattıktan sonra ne kadar sürede uykuya daldığı, gün içinde uyuyup uyumadığı, gün içinde uyursa gece uykuya daha zor geçip geçmediğine bakılmalı” diyerek ebeveynlerin hangi durumlara dikkat etmesi gerektiğini ise şu şekilde açıklıyor:
“Gece uyku sırasında sık uyanıp uyanmadığı, tekrar uyumakta güçlük yaşaması, kabus görme, bağırarak korkuyla uyanma, uykuda yürüme, horlama, nefes tıkanıklığı ile uyanma veya ebeveynlerin ya da kardeşinin fark ettiği uykuda geçici nefes durma atakları, nöbet geçirme ve gece yatağı ıslatma sorgulanmalıdır.
Sabah nasıl uyandığı, uyanmada güçlük çekip çekmediği, gün içinde aşırı uykululuk ve yorgunluk olup olmadığı, gün içinde şekerleme yapma ihtiyacı duyup duymadığı ya da gün içinde kolayca uykuya dalması, okul başarısı, derslere dikkatini verip veremediği de takip edilmelidir.”
Sosyal ilişkiler, aile bireyleri ve ebeveynlerle ilişki, ev ortamında yaşananlar, okul ve sosyal stres faktörlerinin de ebeveynler tarafından öğrenilmesi gerektiğini belirtiyor Domaç. Kaygı bozukluğu, depresyon, hiperaktivite ve dikkat eksikliği gibi durumların bu dönemde uyku bozuklukları ile birlikte görülebildiğini ifade ediyor. Peki bu davranış özellikleri görüldüğü takdirde ebeveynler ne yapmalı? Domaç’tan dinliyoruz:
“Çocuğunuzda bu bulguları gözlemliyorsanız öncelikle çocuk hekiminize danışmalı, bunlara yol açacak herhangi bir neden olup olmadığı araştırılmalıdır. Psikiyatrik problemler eşlik ediyorsa çocuk psikiyatri uzmanı tarafından değerlendirilmeli, uyku ile ilgili şikayetlerin psikiyatrik kökeni olup olmadığı araştırılmalıdır. Eğer çocuğunuzdaki şikayetler uyku bozukluklarından birini düşündürüyorsa uyku hastalıkları hekimine başvurulmalı ve gerekli hallerde uyku testleri yapılmalıdır.”
Grafik: Ayhan Akgün