Puslu 3.4ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Sağlık
AA 19.09.2020 17:24

Salgın savaşçısı doktor: Hastam iyileşirse bir çocuk doğmuş gibi seviniyorum

Doktor Nazan Köylü İlkaya salgın sürecinde yaşadıklarını böyle özetliyor: Hasta ile 5 dakika geçirdikten sonra biz de oksijen açlığı çekiyoruz. Dr. Öztürk ise "Hastanın iyileşmesi bir çocuğun dünyaya gözünü açması gibi kutsal bir duygu" diyor...

Salgın savaşçısı doktor: Hastam iyileşirse bir çocuk doğmuş gibi seviniyorum

Samsun'da yeni tip koronavirüs (COVID-19) salgınıyla mücadelede görev alan doktorlar, zorlu süreçte yaşadıklarını anlattı.

Samsun Sağlık Müdürlüğüne bağlı Gazi Devlet Hastanesi’nde COVID-19 hastaları için ayrılan yoğun bakım servisinde görevli 3 çocuk annesi doktor Nazan Köylü İlkaya ve Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde COVID-19 hastalarının tedavi gördüğü serviste görevli yoğun bakım uzmanı doktor Çağatay Erman Öztürk, salgına karşı özveriyle mücadele eden sağlık personeli arasında yer alıyor.

Salgın ile mücadelenin çok ağır bir süreç olduğunu dile getiren İlkaya, "COVID-19'a yakalanmış hastamız ilk başta uyanık ve bize yürüyerek geliyor ama nefes alamama korkusu yaşıyorlar. Onlar nefes alamayınca bizler de nefes alamıyormuş gibi hissediyoruz. Hastalarımızın yanına gittiğimizde hem koruyucu kıyafetler hem de onların nefes alamaması bizi de olumsuz etkiliyor ve hasta ile 5 dakika geçirdikten sonra biz de oksijen açlığı çekmeye başlıyoruz" dedi.

“Bir anda durum kötüye gidebiliyor”

İlkaya, her şeyin normal seyrettiği bir anda hastanın durumunun kötüye gidebildiğini şöyle anlattı: "Bir gün önce yemek yiyen, bizimle sohbet eden hasta ertesi gün solumun cihazına bağlanıyor veya hayatını kaybediyor. Sanki verdiğiniz savaş tamamlanamamış gibi onun büyük üzüntüsünü yaşıyorsunuz."
İlkaya, tedavi sonucu tekrar hayata tutunan hastaların iyileşmesinin mutluluğunun ise tarifinin mümkün olmadığını ifade etti.

"Çocuklarımla aynı masada yemek bile yiyemedim"

Bu süreçte çocuklarına hasret kaldığını dile getiren İlkaya, şunları kaydetti:
"Çocuklarıma bu virüs bulaşmasın diye evde yemek yaparken bile maske takıyorum. Aynı masa etrafında çocuklarımla 6-7 aydır yemek bile yiyemedim. Virüsten korunmak için evde herkes farklı zamanlarda yemeğini yiyor. Birbirimize doya doya sarılamıyoruz. Evde bile birbirimize mesafe koyuyoruz. Aylardır çocuklarımın kokusunu özledim."

Salgın savaşçısı doktor: Hastam iyileşirse bir çocuk doğmuş gibi seviniyorum



Doktor Öztürk: Koronavirüsle bir savaş veriyoruz

Dr. Çağatay Erman Öztürk ise yoğun bakım ünitesinde hastaların durumunu takip ederken virüse yakalanma korkusu taşıdığını ancak hastalara faydalı olmak ve onları tekrar eski sağlığına kavuşturmak için korkularını bir kenara bıraktığını anlattı.

Yoğun bakımda onlarca hastanın takibini yaptıklarına dikkati çeken Öztürk, şöyle devam etti: "Hastalarımıza faydalı olmaya çalışıyoruz ancak bazen ne yaparsak yapalım kaybettiğimiz hastalarımız oluyor. Onları kaybetmek, hasta yakınlarına ölüm haberini vermek çok üzücü bir durum. Elimizden geldiğince hastalarımızı sağlığına kavuşturmaya çalışıyoruz ama tedavi yöntemleri belli, biz de bunları uygulamaya gayret ediyoruz. Bazen belirgin bir iyileştirme gösterirken hastalarımızın durumunun birden kötüleştiğini görüyoruz. Genelde bu tip hastalarımız böbrek yetmezliği ve kalp krizi geçiren vatandaşlarımız."

“İyileşirse yeni bir çocuk doğmuş gibi seviniyorum”

Yoğun bakımdaki bir hastanın sağlığına kavuşmasının dünyaya yeni bir çocuk gelmiş gibi kendisini sevindirdiğini belirten Öztürk hislerini şöyle paylaştı: "Koronavirüsle bir savaş veriyoruz. Savaşı kazanmak nasıl bir komutan için yüce ve kutsalsa biz de iyileştirdiğimiz hastamızda bu mutluluğu yaşıyoruz. Bir hastanın yoğun bakımdan çıkıp iyileşiyor olması yeni bir çocuğun doğması ve dünyaya gözünü açması gibi çok kutsal bir duygu..."

Her zaman tedaviden olumlu sonuç alınamadığını vurgulayan Öztürk, "Hastayı kaybettiğimizde bir yakınımız kaybetmiş gibi üzülüyoruz" diyor.

Öztürk de aylarca otellerde kaldığını ve eve gidemediği için çocuklarını çok özlediğini söyledi.
 

Sıradaki Haber
18 Eylül koronavirüs tablosu açıklandı… Bugünkü vaka sayısı…
Yükleniyor lütfen bekleyiniz