Samsun'da yeni tip koronavirüs (COVID-19) salgınıyla mücadelede görev alan doktorlar, zorlu süreçte yaşadıklarını anlattı.
Samsun Sağlık Müdürlüğüne bağlı Gazi Devlet Hastanesi’nde COVID-19 hastaları için ayrılan yoğun bakım servisinde görevli 3 çocuk annesi doktor Nazan Köylü İlkaya ve Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde COVID-19 hastalarının tedavi gördüğü serviste görevli yoğun bakım uzmanı doktor Çağatay Erman Öztürk, salgına karşı özveriyle mücadele eden sağlık personeli arasında yer alıyor.
Salgın ile mücadelenin çok ağır bir süreç olduğunu dile getiren İlkaya, "COVID-19'a yakalanmış hastamız ilk başta uyanık ve bize yürüyerek geliyor ama nefes alamama korkusu yaşıyorlar. Onlar nefes alamayınca bizler de nefes alamıyormuş gibi hissediyoruz. Hastalarımızın yanına gittiğimizde hem koruyucu kıyafetler hem de onların nefes alamaması bizi de olumsuz etkiliyor ve hasta ile 5 dakika geçirdikten sonra biz de oksijen açlığı çekmeye başlıyoruz" dedi.
“Bir anda durum kötüye gidebiliyor”
İlkaya, her şeyin normal seyrettiği bir anda hastanın durumunun kötüye gidebildiğini şöyle anlattı: "Bir gün önce yemek yiyen, bizimle sohbet eden hasta ertesi gün solumun cihazına bağlanıyor veya hayatını kaybediyor. Sanki verdiğiniz savaş tamamlanamamış gibi onun büyük üzüntüsünü yaşıyorsunuz."
İlkaya, tedavi sonucu tekrar hayata tutunan hastaların iyileşmesinin mutluluğunun ise tarifinin mümkün olmadığını ifade etti.
"Çocuklarımla aynı masada yemek bile yiyemedim"
Bu süreçte çocuklarına hasret kaldığını dile getiren İlkaya, şunları kaydetti:
"Çocuklarıma bu virüs bulaşmasın diye evde yemek yaparken bile maske takıyorum. Aynı masa etrafında çocuklarımla 6-7 aydır yemek bile yiyemedim. Virüsten korunmak için evde herkes farklı zamanlarda yemeğini yiyor. Birbirimize doya doya sarılamıyoruz. Evde bile birbirimize mesafe koyuyoruz. Aylardır çocuklarımın kokusunu özledim."
Her zaman tedaviden olumlu sonuç alınamadığını vurgulayan Öztürk, "Hastayı kaybettiğimizde bir yakınımız kaybetmiş gibi üzülüyoruz" diyor.
Öztürk de aylarca otellerde kaldığını ve eve gidemediği için çocuklarını çok özlediğini söyledi.