Dünyada milyonlarca insanda görülen hepatit, insan hayatını tehdit eden ciddi bir sağlık sorunu. Öyle ki her yıl 1 milyonu aşkın kişi, sırf hepatit virüslerinin sebep olduğu çeşitli hastalıklar yüzünden hayatını kaybediyor.
Hepatit aslında en basit anlatımıyla karaciğerin iltihabı olarak tanımlanıyor. İlaç kullanımından otoimmün hastalıklara kadar pek çok sebeple gelişebiliyor.
Hepatitin hangi türlerine virüsler sebep oluyor? Sık görülen hepatit türleri neler? Korunmak için neler yapılmalı? Tüm bu soruların cevabını Sağlık Bilimleri Üniversitesi Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi İç Hastalıkları ve Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Banu Kara ile konuştuk.
Toplumda sık görülen bir tür: Hepatit B
Araştırmalara göre dünya genelinde 325 milyon kişide hepatit B ve hepatit C bulunuyor. Ancak hepatit B ile yaşayanların yüzde 10’u, hepatit C ile yaşayanların ise yüzde 19’u hastalığından haberdar…
Peki Türkiye’de durum ne? Prof. Dr. Banu Kara, “Türkiye’de yaklaşık 2,5 milyon hepatit B’li var” diyor. Toplum tarafından en çok bilinen tür olan hepatit B'de aşılama ve bulaş yolları hakkında farkındalığın artması ile çok yol kat edildiğini söylüyor.
Hepatit B, kan ve vücut sıvıları yoluyla bulaşıyor. Hastalığın bulaşmasına sebep olan durumları Prof. Dr. Kara, şöyle açıklıyor:
“Kuaför ve berberlerde kullanılan tıraş, manikür ve pedikür aletlerinin kişiye özel kullanılmaması, ortak kullanılanların uygun sterilize edilmemesi, dövme, piercing ve akupunkturda kullanılan sterilize edilmeyen iğneler… Anneden bebeğe geçiş. Yine toplu yaşanılan yerlerde sağlık ve temizlik kurallarına uyulmaması hastalığın bulaşmasına neden oluyor. ”
Hepatit B’ye karşı aşı olunmalı
Korunmak için ise kişilerin ortak tıraş bıçağı, tırnak makası kullanımından kaçınmaları gerekiyor. Yine enjeksiyon kullanılarak yapılan işlemlerde de tek kullanımlık ürünler olmasına dikkat etmek şart.
Hepatit B’den korunmanın en önemli yolu da aşı… Bebekler rutin aşı takvimine uygun olarak dünyaya geldikten hemen sonra hepatit B’ye karşı aşılanıyor. Bir kez aşılanan ve aşısı tutmuş bir kişinin tekrar aşılanması ise gerekmiyor.
Hastalığın teşhisi de büyük önem taşıyor. Zira bu hastalığı taşıyanlar bazen durumun farkında bile olmuyor. Prof. Dr. Kara, hastalığın bulaşmasını önlemek ve teşhis etmek için izledikleri yolu şöyle anlatıyor:
“Özellikle gebelerde, başka bir karaciğer hastalığı olanlarda, kan, organ ve doku vericilerinde mutlaka hepatit B’ye bakıyoruz. Yine hasta bize karaciğer testlerinde yükseklikle geldiğinde bu konudaki hikayesini bilmiyorsa, mutlaka tarıyoruz.”
“Kronikleştiği zaman ağır seyredebiliyor”
Hepatit B ile ilgili en fazla merak edilen konulardan biri de hastalığın seyri. Prof. Dr. Kara, kronik hale gelen hepatit B’yle ilgili süreci şöyle açıklıyor:
“Yenidoğan bir bebek anneden virüsü aldığında hastalık yüzde 90 kronikleşiyor. Bu nedenle annenin hepatit B yönünden taranılması ve bununla ilgili hamilelik sırasında ve doğum sonrası tedbirlerin alınması önemli. Erişkin hasta virüsü aldığında ise yüzde 5-10 oranında kronikleşiyor. Hastalardaki kronik hepatit seyri sırasında siroza geçiş, karaciğer kanserine geçiş gibi komplikasyonların takibi önemli. Hepatit B’si pozitif olan kişi mutlaka takip edilmeli, tedavisine başlanmalı. Hepatit B’si pozitif olan her hastaya hemen tedavi vermiyoruz. Belli kriterler doğrultusunda başlıyoruz. Ama bu kişinin takip altında olması gerekiyor. Takip altında olduğu dönemde erken tedavinin başlaması, halk arasında leke diye tabir edilen tümöral görünümün erken fark edilmesi önemli.”
Hepatit C yüzde 90 oranında kronikleşiyor
Hepatit türleri arasında iyi tedavi edilmezse ciddi sorunlara yol açabilecek bir tür ise hepatit C. Bulaşma yolları hepatit B’yle aynı şekilde olan hepatit C’nin farkı, yetişkinlerde daha fazla kronik hale gelmesi… Öyle ki hepatit C, yüzde 90 oranında kronikleşiyor.
Hepatit C’nin bazen hasta tarafından fark edilmediğini ifade eden Prof. Dr. Kara, “Sinsice seyrederek siroz ve karaciğer kanserine sebep olabiliyor. Bu nedenle hepatit C saptadığımız her hastada hemen tedaviye başlıyoruz. Şu anki mevcut tedavilerle hastaları yüzde 90-95 oranında iyileştiriyoruz. Ancak hasta iyileştikten sonra da yolları ayırmıyoruz. Karaciğer kanseri açısından risk grubunda oldukları için takibe devam ediyoruz” diyor.
Hepatit A’dan korunmanın yolu hijyenden geçiyor
Toplumda sıkça duyulan hepatit türlerinden biri olan hepatit A ise sıklıkla çocukluk döneminde görülüyor.
Prof. Dr. Kara hastalığın bulaşma şekli konusunda şunları anlatıyor:
“Hijyen kurallarının uygulanmadığı ortamlarda temasla ve kontamine olan yiyecek ve suların tüketimiyle bulaşıyor. Genelde kendini sınırlayan bir hastalık. Özellikle yetişkinlerde semptomlar daha belirgin oluyor. Çocuklarda ise daha az. Bulantı, halsizlik, ateş, kusma, karın ağrısı gibi bulgularla başlıyor. Daha sonra hastalığın seyri değişebiliyor. Kimi hastalarda sarılık oluşabiliyor.”
Hastalığın teşhisi konulurken hasta, diğer hepatit türleri açısından da değerlendiriliyor. Böylece benzer tabloya neden olan hastalıklar ekarte ediliyor. Hastaya destek tedavisi veriliyor.
Neyse ki hepatit A’nın aşısı bulunuyor. Rutin aşı takviminde de yer alan aşı, çocukluktan itibaren uygulanıyor.
Hepatit D, hepatit B’yle bir arada oluyor
Hepatit D’nin bulaşması diğerlerine göre farklılık gösteriyor. Bir kişinin hepatit D olması için hepatit B’nin de olması gerekiyor. Bunun için hepatit D’ye “yarım virüs” deniliyor.
Prof. Dr. Kara, normalde hepatit B’si olan kişide hepatit D olma ihtimalini göz önünde bulundurarak ilk tanıda buna yönelik olarak değerlendirme yaptıklarını belirtiyor.
Gebeler hepatit E'ye karşı dikkatli olmalı
Hepatit E, tıpkı hepatit A’da olduğu gibi hijyenin yeteri kadar sağlanamadığı durumlarla bulaşıyor. Tıpkı hepatit A’da görülen bulantı, ishal, kusma ve karın ağrısıyla seyredebiliyor.
Hepatit E’nin kronik bir dönemi olmadığını belirten Prof. Dr. Kara, çocuklarda belirtisiz de seyredebildiğini söylüyor. Hastanın şikayetlerine ve mevcut klinik durumuna yönelik olarak destek tedavisi veriliyor.
Prof. Dr. Kara, hepatit E’ye karşı dikkatli olunması gereken grubun gebeler olduğunun altını çiziyor:
“Hepatit E enfeksiyonu gebeler için riskli. Bir gebe hepatit E’yle enfekte olduğunda erken doğum, karaciğer yetmezliği ve ölüm gibi istenmeyen durumlar olabilir.”
Grafik: Nursel Cobuloğlu