Türk Kardiyoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol, kalp yetersizliği hastalarının kış aylarında daha fazla hastaneye yattığı ve ölümlerin de kış aylarında daha fazla olduğunun saptandığını belirterek, "Yapılan bir çalışma, aralık ve ocak aylarında, ağustos ayına kıyasla kalp krizlerinin yüzde 35 daha fazla olduğunu göstermiştir." dedi.
Erol, yaptığı açıklamada, kalp-damar ve tansiyon hastalarına, "Kış aylarında soğuk hava şartlarına karşı dikkatli olun." uyarısında bulundu.
İnsanın normal vücut ısısının 36,6-37 derece arasında sabit olduğunu, soğuk havalarda büzüşen damarların vücudun ısı kaybını minimuma indirmeye çalıştığını ifade eden Erol, damarlardaki büzüşme ile tansiyonun yükseldiğini, kalp atım sayısı ve kalp debisi ile kalbin oksijen ihtiyacında da artış meydana geldiğini, aynı zamanda soğukla birlikte kanda pıhtılaşma faktörlerinde de artış gözlemlendiğini söyledi.
Kış aylarında kan basıncının yaz aylarına göre arttığını, bunun da kalp-damar hastalıklarına bağlı olay gelişimindeki artışla ilişkili olduğunu dile getiren Erol, "Normal sağlıklı bireylerde kalpte soğuk havalarda meydana gelen bu yük artışını rahatlıkla tolare ederler ancak koroner kalp hastalığı olan kişilerde arterlerin büzüşmesi, tansiyonun yükselmesi, kalbin hızlanması göğüs ağrısını tetikleyebilir veya daha az bir eforla göğüs ağrısı ortaya çıkabilir, hatta kalp krizini tetikleyebilir." diye konuştu.
Soğukta rüzgara karşı yürümek kalp krizini tetikliyor
Erol, koroner arter hastalığına bağlı ölümlerin soğuğun derecesinden çok ortalama değerden sapma derecesi ve hızı ile soğuğun süresi ile ilişkili bulunduğunu aktardı.
Ani sıcak-soğuk değişiminin kalp krizlerini tetikleyici olabileceğini ifade eden Erol, "Hele bu ani soğuğa çıkma, kar kürüme, arabanın itilmesi gibi ısınmadan ani olağan dışı egzersiz ile birleştiğinde kalp krizi ve ölüm riski belirgin artmaktadır. Soğukta rüzgara karşı yürümek de göğüs ağrısı ve kalp krizini tetikleyebilir." değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA