Teletıp kişisel sağlık sistemi, hastaların geçirdiği hastalıkların, radyolojik görüntüler ve raporların elektronik ortamda saklanmasına ve doktorların bu bilgilere ulaşmasına olanak sağlıyor.
Hekime giden hasta yanında film taşımayacak
Sağlık Bakan Yardımcısı Şuayip Birinci, Türkiye genelindeki hastaneler ve sağlık merkezleri tarafından oluşturulan medikal veri ve radyolojik görüntülerin arşivlenmesi, uzaktan incelenebilmesi ve raporlanabilmesinin Teletıp sistemiyle sağlandığını belirterek, sistemin tüm hastanelerde yaygınlaştırıldığını söyledi.
Radyolojik görüntülerin, Teletıp sistemi altyapısı kullanılarak e-Nabız sistemi yoluyla, vatandaşların erişimine açıldığını ifade eden Birinci, bu sayede hastaların tanıda kullanılmak üzere istenilen çeşitli filmleri yanlarında taşımalarına gerek kalmadığına dikkati çekti.
Birinci, hangi sağlık kuruluşuna gidilirse gidilsin, hasta engel olmadığı sürece, hekimin elektronik imzasıyla radyolojik görüntülere ulaşabileceğini, ayrıca hastanın geçmişteki hastalıkları hakkında da bilgi edinilebildiğini söyledi.
"SGK görüntüyü görmeden para ödemiyor"
Birinci, bin 700'ün üzerinde sağlık tesisinin Teletıp sistemine entegre olduğuna işaret ederek, devlet hastaneleri, üniversiteler ve tüm özel hastanelerin sisteme görüntü göndermek zorunda olduklarını kaydetti.
Teletıp sisteminin işleyişi hakkında da bilgi veren Birinci, sistemin hastaneler, temel sağlık bakım ve görüntüleme merkezleri ile mobil radyoloji klinikleri gibi sağlık tesisleri tarafından üretilen tıbbi verileri sisteme entegre ederek, raporlama, arşivleme ve analiz iş akışlarının yönetilmesine imkan sağladığını anlattı.
Sistemin kullanımını artırmak amacıyla Sosyal Güvenlik Kurumuyla (SGK) bir düzenleme yapıldığını aktaran Birinci, buna göre, kamu, özel ve üniversite dahil tüm hastanelerde çekilen radyolojik tetkiklerin Teletıp sistemine gönderilmeden, SGK Medula sistemi tarafından fatura edilemediğini söyledi.
Birinci, sistemin en son 20 milyona yakın çekim kontrolü yaptığını da belirtti.
"40 bin hekim sistemden yararlanıyor"
Sistemde görüntünün varlığını ve doğruluğunu kontrol eden "yapay bir zekanın" da bulunduğunu belirten Birinci, şunları söyledi:
"Farklı bir görüntüyü, örneğin düz grafiği bir MR görüntüsü gibi gönderemiyorsunuz. SGK tarafından ödenmiyor. Bu anlamda da ciddi bir tasarrufun kapısını açtığını söyleyebiliriz. Hem görüntünün doğruluğu hem tasarrufu hem de tıbbi kaliteyi ön plana çıkarıyoruz. Şu an itibarıyla, sistemde 40 bin hekim bu görüntülerden faydalanıyor. Sadece 2,5 milyona yakın insan, kendi görüntüsüne erişmiş ve 10 milyon erişim var. 150 milyon adet görüntü var. Bir çekime ait yüzlerce kesit var. 70 milyona yakın rapor oluştu.
Bir süre sonra radyologlarımız herhangi bir teşhis koyduğu zaman anonim bir şekilde o teşhise ait daha önce kesinleşmiş patalog tarafından kesinleştirilmiş, bir lezyon, tümör varsa ona benzer görüntülere de erişip tanısını kolaylaştırabilir. Tereddütte kaldığı zaman çok daha hızlı teşhis koyma şansına sahip olabilir. Sistemin böyle avantajları var."
"Teşhis süresini kolaylaştıracağız"
Birinci, sistemle hem hekimin işinin kolaylaştığını hem de teşhis süresinin kısaldığını kaydetti.
"Dünyada bu tarz modellerde 60 tane hastane duyulunca çok büyük proje gibi anlatılır." diyen Birinci, şöyle konuştu:
"Şu anda sisteme entegre bizim bin 700'ün üzerinde sağlık tesisimiz var. Bu kadar büyük bir yapı, problemsiz çalışıyoruz. Türkiye'ye özgü bir model. Uluslararası standartları kullanarak tamamen Türk mühendisler tarafından geliştirilmiş, lisanslı tamamen yerli ve milli bir proje. Birçok dünya ülkesi, bizim standartlarımızı kendi ülkesinde kullanmak istiyor."
"Çekim kalitesi ve raporlama kalitesi kontrol edilecek"
Bakan Yardımcısı Birinci, SGK ile sistemi entegre etmelerindeki en büyük avantajlardan birisinin Kurumun görüntüyü görebilmesi olduğuna işaret ederek, şu ifadeleri kullandı:
"1 Kasım itibarıyla, raporu gelmediği zaman da tetkikle alakalı işlemin tamamlanmadığını kabul edeceğiz. Bu da raporu yazılmamış görüntüyü ödememek durumunda kalmış olacak. Çünkü elektronik ortamda, SGK'ya biz gönderiyoruz. MEDULA sistemi, bizim Teletıp sistemi üzerinden kontrollerini yapıyor."
Sistemde 19 milyona yakın tomografi, 15 milyona yakın MR görüntüsü ve 90 milyona yakın da düz grafi bulunduğunu aktaran Birinci, dünyada bu kadar büyük sağlık verisinin toplandığı bir portalın olmadığına dikkati çekti.
Sistem sayesinde hem hastaların işinin kolaylaştığını hem de bilim adamlarının çok hızlı sonuca erişebildiklerini dile getiren Birinci, "En önemli kazançlardan birisi de Bakan Bey'in talimatıyla hem çekim kalitesinin ölçümü hem de raporlama kalitesinin kontrolünü sağlayan bir sistemin devreye alınmasıdır. Yakında onu da devreye alacağız. Çekim kalitesini kontrol eden ve uygun olmayan çekimler sebebiyle atlanmış hastalık ve tümör görüntülerin de yakalandığı, tanıya erişimde yaşanabilecek eksikliklerin tamamen ortadan kaldırıldığı ya da çok aza indirildiği bir süreç yaşayacağız." şeklinde konuştu.
"Uzaktan sesli ve görüntülü konsültasyon yapma imkanı"
Birinci, sistemin uzaktan raporlama imkanını da sunduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Herhangi bir radyolog, bir hocasıyla da uzaktan aynı anda aynı görüntü üzerinde çalışabiliyor. Birlikte görüntülü ve sesli konsültasyon yapabiliyorlar. Aralarında bir hasta için yaptıkları konsültasyonun ses kaydı da hasta dosyasına kaydedilebiliyor. Geriye dönük baktığınızda, herhangi bir tereddüt oluştuğunda gerekli kişilerin de bu konuda gerekli müdahaleyi ve yorumu yaptığını görme şansına sahip oluyorsunuz. Şu anda biz nerede ne kadar görüntü çekildiğini biliyoruz. Bazı cihazlar radyasyon dozunu gönderebiliyorlar. Gelecekte teknolojik alt yapı geliştikçe bu daha da çok artacak. Hastalarımız da yakında e-Nabız aracılığıyla, ne kadar radyasyon aldığını da bilmiş olacak. En büyük avantajımız, vatandaşlar e-Nabız aracılığıyla, görüntülerine her yerden erişebiliyorlar. Onların müsaade ettiği her hekim erişebiliyor ve artık film taşımaya son diyoruz."
Kaynak: AA