Halk arasında damar tıkanıklığı olarak bilinen tromboz önlem alınmazsa ciddi sorunlara yol açabilen bir kan hastalığı… Üstelik yapılan istatistiklere göre dünyada her dört kişiden biri tromboz nedeniyle hayatını kaybediyor. Yine Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre damar tıkanıklığı, ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer alıyor.
İşte bu önemli sağlık sorunu, geçtiğimiz günlerde Türk Hematoloji Derneği tarafından düzenlenen 48. Ulusal Hematoloji Kongresi’nde ele alınan konulardan biriydi.
Peki tromboz nasıl bir hastalık? Korunmak mümkün mü? Ne gibi sağlık sorunlarına yol açıyor? Trombozla ilgili merak edilenleri Türk Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Muhlis Cem Ar’la konuştuk.
Damar tıkanıklığı her organ için risk
Tromboz damarın pıhtı nedeniyle tıkanması anlamına geliyor. Damar tıkanıklığı, vücuttaki bütün damarlarda görülebilen bir sağlık sorunu… Prof. Dr. Ar, pıhtıların hem toplardamarları hem de atardamarları tıkayabileceğini söylüyor.
Yol açtığı etkiler de görüldüğü yere göre değişiyor. Prof. Dr. Ar, “Atardamar tıkanmaları beyindeyse felç, kalbe giden damarlarda ise miyokard enfraktüsü gibi sorunlara yol açıyor. Toplardamarlarda meydana gelen tıkanmalarda ise bacakta şişmeyle akciğer embolisi dediğimiz akciğer damarlarının tıkanmasına ve ölümle sonuçlanan durumlara yol açabiliyor” diyor.
Damar tıkanıklığının en tehlikeli olduğu bir diğer organ ise beyin. Çünkü beyin damarlarında yaşanan olası tıkanıklık inmeye sebep olabiliyor.
Hareketsizlik önemli bir risk faktörü
Sık görülen bir sağlık sorunu olan damar tıkanıklığının birçok tetikleyicisi olduğunu belirten Prof. Dr. Ar, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Bunun başında hareketsizlik geliyor. Belli bir kilonun üzerinde olmak, sigara kullanımı, diyabet ve artmış kan basıncı hipertansiyonda kolaylaştırıcı faktörler. Ama en önemlisi hareketsizlik. Özellikle pandemi döneminde insanlar ekran karşısında daha çok kaldı. Hem hareketsiz kaldılar hem de bir miktar fazla kilo aldılar. Bu dönemde özellikle toplardamarlarda venöz dediğimiz toplardamar pıhtılaşmalarının artmış olduğunu düşünüyoruz.”
Hareketsizlik nedeniyle tromboz gelişmemesi için yapılması gerekenleri Prof. Dr. Ar’dan öğreniyoruz:
“Gün içinde sıkça hareket edilmeli. Çok uzun süre oturulması gereken bir durum olduğunda bile iki dakika kalkıp şöyle bir tur atılmalı. Dört saatten uzun süre oturularak gidilen seyahatlerde de arada mola verip mutlaka ayağa kalkılarak dolaşılması çok önemli. Her gün hareket edilmeli. Mesela otobüsten bir durak erken inebilirsiniz. Sürekli ev içinde kalmak zorunda olanlar ise ev içinde tur atabilirler.”
Prof. Dr. Ar konuya ilişkin bir örnek vererek hareketsiz kalmanın ne kadar zararlı olduğuna dikkat çekiyor:
“Uyarıcı bir karikatür hatırlıyorum. Hangisi daha tehlikeli diye sormuşlar. Üç tane resim var. Birinde sandalye, diğerinde hamburger ve öbüründe sigara var. Doğru cevabın sandalye olduğu yazıyor. Yani hareketsizlik o kadar önemli bir şey.”
Geç kalınmadan tedavi edilmesi öneriliyor
Damar tıkanıklığını önlemek için alınması gereken diğer önlemler ise şöyle sıralanıyor: Vücut ağırlığının normal düzeyde olmasına özen göstermek, bol su içmek, sigaradan uzak durmak, kan şekeri ve yağlarını kontrol altında tutmak.
Neyse ki tromboz tedavi edilebilen bir sorun. Prof. Dr. Ar, tedavi sürecini şöyle anlatıyor:
“Çözüm kan sulandırıcı ilaçlar… Bu konuda hem iğne olarak cilt altı ya da damar içine uygulanan iğneler ve ilaçlar var. En az üç ay tedavi ediyoruz. Sonra bakıyoruz; risk faktörleri devam ediyor mu diye. Hastada bir kanama gözükmüş mü, ilacın bir yan etkisi var mı? Ve bu hastada tekrar bir tıkanıklık oluşma riski nedir? Ona göre hesap yapıyoruz. Üçer altışar aylık aralıklarla devam edip o riskleri tekrar hesaplıyoruz nereye gidecek diye… Eğer çok yüksek riskli ise daha önce bir kere daha geçirmişse, tekrar ediyorsa altta yatan kanser gibi bir hastalık varsa zemin hazırlayacak... O zaman neredeyse ömür boyu kan sulandırıcıları kullanmak gerekiyor ki tekrar etmesin. Çünkü çok seviyor tekrar etmeyi. İlacı kestiğiniz zaman 10 yıl içinde bu hastaların yüzde 30’unda tekrar görülüyor.”
"Yaşamı tehdit eden bir sorun"
Damar tıkanıklığı bacaklarda ortaya çıktığında ağrı, yanma, uyuşma hissi, şişme ve kızarıklık görülebiliyor. "Bu gibi durumlarda damar tıkanıklığı olduğu düşünülebilir" diyen Prof. Dr. Ar, şöyle devam ediyor:
“Eğer bu akciğere doğru emboli dediğimiz bir pıhtı ilerlemesinden kaynaklanıyorsa ani bir nefes darlığı efor kapasitesinde azalma görülüyor. Bu hastaların da yüzde 10-15’i zaten ilk olduğu anda kaybediliyor. Hastaların neredeyse üçte biri de hastanede kaybediliyor. O yüzden yaşamı tehdit eden bir sorun.”
Grafik: Şeyma Özkaynak