Sağlık Bakanı Recep Akdağ, bir otelde düzenlenen, Eskişehir'in sağlık hizmetlerinde bulunduğu durumun değerlendirildiği toplantının açılışında yaptığı konuşmada, Sağlık Bakanlığının 10 sağlık koordinatörünün 4 gün boyunca Eskişehir'in sağlık değerlendirmesini yapıp bir rapor hazırladığını, söz konusu raporu ilgililerle değerlendireceklerini söyledi.
"Sağlıkta dönüşümün ikinci bölümünde sağlık hizmetlerini Türkiye'de mükemmelleştirmeye kararlıyız." diyen Akdağ, şöyle devam etti:
"Türkiye, sağlık hizmetlerinde üçüncü ligden süper ligi çıkmış bir ülkedir. Dünya ülkeleri ve uluslararası sağlık örgütleri tarafından, Türkiye'nin sağlıkta dönüşümle oluşturduğu yeni sağlık sistemi, üstün hizmet anlayışı, yoksulu zengini, köyü kenti, hiç kimseyi birbirinden ayırmayan, hatta ülkemizdeki Suriyeli misafirleri de kendi insanımızdan ayırmayan sağlık anlayışı, Türkiye'yi süper lige çıkartmıştır. Bu süper ligde biz artık başa oynayan, '4 büyükler' deniyor ya '4 büyükler' arasına girmeye bu dönemde kararlıyız. Bunun için çalışmaları devam ettiriyoruz. 2002'nin sonundaki heyecanımız neyse, ondan hiçbir şey kaybetmeden sağlıkta dönüşüm programının ikinci dönemini 2017'den itibaren Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatlarıyla başlatmış bulunuyoruz."
"Provakatif söylemlerin meseleyi nereye taşıyabileceği ortaya çıktı"
Akdağ, Türkiye'de yaşayan 80 milyonun 3 milyon Suriyeli kardeşini, onların inançlarına, yaşamlarına, mezheplerine, ırklarına bakmaksızın kucakladığını söyledi.
Yıllardır mağdur edilmiş insanlara Türkiye'de hizmet verdiklerini dile getiren Akdağ, şunları kaydetti:
"Sakarya'da yakın zamanda meydana gelen olay yüreğimizi burkmuştur. Aslında bu olay hepimize ders olmalıdır. Türk milleti olarak tarih boyunca ihtiyaç duyan hiç kimseye sırtımızı dönmedik. Bizi büyük millet yapan budur. Türk milletinin en büyük özelliklerinden birisi misafirperverliğidir. Biz bir tas çorbamız varsa, paylaşmasını bilen ve bununla iftar eden bir ülkeyiz. Son zamanlarda birilerinin Türkiye'deki misafir Suriyelilere ya da diğer ülkelerden gelenlere karşı provakatif söylemlerinin ve eylemlerinin meseleyi nereye taşıyabileceği ortaya çıkmıştır. Hamile bir kadın, 10 aylık bebeğiyle katledilmiştir. Bundan dolayı büyük üzüntü duyuyoruz. Türk adaleti bu işi yapanların yakasına yapıştı ancak bütün toplum olarak bu hususta duyarlılığımızı korumalıyız."