Organ nakli, pek çok hastanın tek şansı. Öyle ki halen 26 bin 524 kişi, umutla kendisi için uygun bir organın çıkmasını bekliyor.
Yıllar içerisinde oluşan bilinç sayesinde organlarını bağışlayan kişilerin sayısı giderek artıyor. Böylece, organ bekleyen hastaların şansları da artmış oluyor. Nitekim sadece bu yılın ilk altı ayında 2 bin 881 organ nakli gerçekleşti.
Bağış için form doldurmak yetiyor
Organ bağışı hala pek çok insanın çekinerek yaklaştığı bir konu... Bunun temelinde ise organ bağışıyla ilgili kulaktan dolma asılsız bilgiler yatıyor. Oysaki organ bağışı, tıbben yaşamını yitiren bir hastanın doku ve organlarının, nakil bekleyen başka hastaların tedavisi amacıyla kullanılmasından ibaret. 18 yaşını aşmış, akli dengesi yerinde herkes organ bağışında bulunabiliyor.
Bağış yapmak isteyenler bunu tüm devlet hastaneleri, özel hastaneler ve sağlık merkezlerinde gerçekleştirebiliyor. Tek yapılması gereken, bir form doldurmak... Ardından bilgiler, Sağlık Bakanlığının Organ ve Doku Bağışı Bilgi Sistemi’ne giriliyor. Bu bilgileri, bakanlık yetkilileri dışında kimse kesinlikle görmüyor.
Organ bağışı yapanlara, bağışçı olduğuna dair bir de kart veriliyor. Bu kart bazı kişilerde, kötü niyetle kullanılabilir endişesi yaratabiliyor. Ancak beyin ölümü gerçekleşen kişinin üstünden organ bağışçısı kartı çıksa bile, organları hemen alınmıyor. Çünkü organ bağışı için aynı zamanda ailenin yazılı onayı şart. Dolayısıyla organ bağışını önceden yapmak, bir anlamda hayatını kaybeden kişinin vasiyeti anlamına geliyor.
Organ bağışı dinen caiz
Organ bağışı konusunda en fazla merak edilen ayrıntı ise, dinen caiz olup olmadığı… Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı Din İşleri Yüksek Kurulu, bu konuyla ilgili 1970’li yıllarda çalışma yapmaya başladı. İlgili hüküm, 1980 yılında kurul kararıyla verildi. Organ bağışı, dinen caiz kabul edildi. Ancak bunun için belli kriterler bulunuyor. Öncelikle doktorların, organları alınacak kişinin öldüğüne dair kesin kanaatinin bulunması şart. Organ bağışı üzerinden ticaret yapılmaması ve nakil sırasında hayati bir tehlike bulunmaması da gerekiyor.
Organ nakli iki şekilde yapılıyor: canlıdan ve kadavradan… Canlıdan yapılan nakiller sadece böbrek ve karaciğerle sınırlı. Kadavradan yapılan nakiller ise böbrek, karaciğer, pankreas, kalp, kalp kapakları, kornea, yüz, el, kol ve bacakları kapsıyor. Kadavradan bağış, pek çok kişi tarafından yanlış anlamalara sebep olabiliyor. Her hayatını kaybeden kişiden organ nakli yapılamıyor. Beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerin organları, nakil bekleyen hastalara uyum sağlayacak nitelikteyse operasyon gerçekleştiriliyor.
26 bin 524 hasta organ nakli bekliyor
Türkiye genelinde bugüne kadar organ bağışında bulunanların sayısı 468 bin 710’a ulaştı. Organ bağışı konusunda başı çeken şehir İzmir… İzmir’deki bağışçı sayısı 66 bin 964. Ardından sırayı 55 bin 598 bağışçı ile İstanbul, 34 bin 330 bağışçı ile Kocaeli alıyor. Organ bağışıyla ilgili istatistiklere göre, kadınlar bu konuda biraz daha duyarlı. Türkiye genelinde organ bağışında bulunanların yüzde 51.03’ü kadın, yüzde 48.97’si ise erkek.
Organ nakli bekleyen hasta sayısı Temmuz 2019 verilerine göre 26 bin 524… Bunların 22 bin 868’i, yani çok büyük kısmı böbrek nakli bekleyen hastalar. 2250 kişi karaciğer, 1116 kişi kalp ve 289 kişi pankreas nakli bekliyor. Organ nakli konusunda titiz bir çalışma yürütülüyor. Bu işlem her hastanede yapılamıyor. Türkiye’de 32 şehirde, 103 organ nakli merkezinde bu önemli operasyonlar gerçekleştiriliyor. Beyin ölümü gerçekleşen bir hastanın organlarının kime nakledileceğine, Ulusal Organ ve Doku Nakli Koordinasyon Merkezi karar veriyor. Koordinasyon Merkezi, veri tabanındaki bilgiler ışığında kime hangi organın nakledileceğini kararlaştırıyor.
Kaynak: www.organ.saglik.gov.tr