Türkiye’nin yerli ve milli insansız deniz araçlarıyla çıktığı yolculuk çok ama çok değerli yeni bir dünyanın kapısını aralıyor… İHA ve SİHA’larıyla dünyada adını duyurmaya devam eden Türkiye, insansız deniz araçlarıyla da benzer bir başarı hikayesi yazıyor.
Sektördeki gelişmeler bu gerçeğin giderek daha somut bir hale geldiğini gösteriyor. Eldeki platformlara, bu platformlardan ateşlenen mühimmata ve oluşturulan ekosisteme baktığımızda Türkiye’nin bu alanda dünyanın en iyi 3-4 ülkesinden biri haline geldiğini görebiliyoruz.
İşte tam da böyle bir ortamda geçtiğimiz günlerde sosyal medyaya yansıyan bir kare dikkate değer. Polonyalı bir resmi heyetin Sefine Tersanesi’ni ziyareti sırasında paylaştığı bir fotoğrafta Marlin için geliştirilmekte olan 8’li lançer net bir şekilde görülüyor.
Aslında daha önce Marlin’in TÜBİTAK SAGE imzalı Kuzgun-KY füzesiyle test atışı yaptığını biliyoruz. Ancak bu tek bir füze atışıydı ve haliyle çoklu lançer yoktu. Şimdi fotoğraftan da anlayacağımız üzere Marlin aynı anda 8 Kuzgun füzesini ateşleyebilecek bir seviyeye geliyor.
Belli ki Sefine Tersanesi ile ASELSAN’ın bu projedeki birlikteliği çok güzel sonuçlar veriyor. Çünkü Marlin’in yolculuğu ilk günden bu yana çok değerli kabiliyet kazanımlarını da beraberinde getirdi.
Bu soruya cevap vermeden önce birkaç cümleyle de olsa Kuzgun’u anlatmak şart. Kuzgun, TÜBİTAK SAGE imzalı bir mühimmat ailesi. Proje kapsamında şimdilik üç farklı füze geliştirildi. Bunlar hem kara hem deniz hem de hava araçlarından ateşlenebiliyor. Haliyle çok farklı platformlardan Kuzgun atışı mümkün.
Kuzgun’un Marlin SİDA’dan ateşlenen KY modeli açık kaynaklara göre 20 kilometreye yakın bir menzile sahip. Bu menzil bizim için Ege gibi ada ve adacıktan oluşan bir denizde son derece caydırıcı bir güç.
Çünkü Marlin’in diğer özelliklerini bir kenara bırakıp sadece aynı anda 8 Kuzgun ateşleyebilme yeteneğini göz önüne alsanız bile ortaya çok ilginç bir gerçek çıkıyor. Bunu daha iyi anlayabilmek adına donanmaların halihazırda bu etkiyi nasıl üretebileceği sorusuna cevap arayalım.
Eğer bu mesafelerden böylesine caydırıcı bir vuruş imkanı istiyorsanız çok büyük ve güçlü bir baştopu olan hücumbota ihtiyacınız var. İşte Marlin’in belki de en dikkat çekici noktalarından biri tam da burada karşımıza çıkıyor.
İnsansız platformların harp sahasında getirdiği en büyük değişimlerden biri gözden çıkarılabilir olmaları. Çünkü insansız araçlarda personel kaybetme riskiniz yok ve bu gerçeklik işin maliyet kısmından çok daha önemli.
Sadece bu da değil… Bu platformlar hızlıca yapılabiliyor. Haliyle kaybın yerini doldurmak çok daha kolay. İşin özü, 400-500 milyon dolar maliyetlere çıkan, inşa süresi 4 yıl ve üzeri olarak kabul edilen korvetlerin olduğu bir ortamda Marlin SİDA adeta çölde bir vaha gibi.
Ukrayna başta olmak üzere son yıllarda yaşanan bazı olaylar dünyanın bu yeni gerçekliği anlamasında büyük rol oynadı. Sonuçta dev savaş gemilerinin basit insansız deniz araçlarıyla oyun dışına çıkarıldığı günler yaşadık. Bu durum artık denizlerdeki denklemin de değiştiğini tüm ülkelere gösterdi.
Marlin SİDA’nın kabiliyeti sadece 8’li lançeri değil. Marlin, keşif- istihbarat, su üstü harbi, su altı harbi, üs/liman/kritik tesis ve yüksek değerli yüzen platformların korunması gibi görevler için de biçilmiş kaftan.
Ayrıca son derece gelişmiş bir elektronik harp kabiliyeti var. Bu özelliğe sahip dünyadaki ilk insansız su üstü aracı. Portekiz’de düzenlenen NATO tatbikatında Marlin’in ülkemizi temsil ederek yine bir ilke imza attığını ve orada herkesi kendine hayran bıraktığını da ekleyelim.
Kuzgun’un bahsettiğimiz versiyonu dünyada çok az sayıda ülkede var. ABD ve İngiltere’de benzer füzeler var. Ancak onların kullandığı füzelerin menzili Kuzgun’dan daha düşük. Haliyle Türkiye aslında Kuzgun KY ile kendi alanında dünyanın en gelişmiş füzelerinden birine sahip.
İşte geçtiğimiz günlerde gördüğümüz 8’li füze lançeri eklenmiş Marlin SİDA fotoğrafı böylesine değerli iki oyuncunun tek bir gövdede birleştiğini göstermesi açısından çok kıymetli.
Kuzgun füzeleri kuşanmış Marlin SİDA’yı sadece taarruz için düşünmek haksızlık olur. Marlin sahip olduğu bu imkan ve kabiliyetlerde savunma için de son derece değerli roller üstlenebiliyor.
Örneğin kriz dönemlerinde Kızıldeniz’de tehdit altında olan sivil gemilerin korunması görevinde de Marlin’den faydalanılabilir. Ayrıca günümüzün en can yakıcı asimetrik unsurlarından biri olan Kamikaze SİDA’lara karşı da Marlin’in imkan ve kabiliyetlerini kullanmak mümkün.
İşte tüm bunları alt alta eklediğimizde Sefine-ASELSAN birlikteliğinde vücut bulan Marlin’in ihracat potansiyeli son derece yüksek görünüyor. Çok sayıda ülkenin yakından ilgilendiğini bildiğimiz Marlin’i görmek için Yalova’daki tersaneye ziyaretler sıklaştı. Kim bilir yakında çok farklı ülkelerin Marlin için Ankara’nın kapısını çaldığını duyabiliriz.