Süper Lig’in 22. haftasında sahasında konuk ettiği Demir Grup Sivasspor'u 2-1 mağlup eden Trabzonspor’da başkan Ahmet Ağaoğlu, maçın ardından açıklamalarda bulundu.
Ağaoğlu, galip geldikleri için mutlu olduklarını kaydetti.
"Nereden geldiğin, nerede olduğun önemli değil, nereye gideceğin önemli. Maç maç düşünüyoruz. Oynadığımız maç Sivasspor maçıydı. Galip geldik mutluyuz. Önümüzde Beşiktaş maçı var. Ondan sonra da maçlar var. Hepsi zor maçlar, hiç bir maç kolay değil. Artık yolun yarısını geçtikten sonra herkes kendi hesabını yapıyor. UEFA hesabı yapan var. Şampiyonluk hesabı yapan ve kümede kalma hesabı yapan var. Şu anda ne olduğun önemli değil, nerede bitireceğin önemli. Nereye gideceğin önemli. Nasip."
"Gol attığı zamanda skoru belirliyor"
Ağaoğlu, gol krallığında liderliğini sürdüren Sörloth'un performansıyla ilgili olarak da konuştu.
"Golcü oyuncunun performansı her maç belirleyici oluyor. Çünkü takımın golcüsü. Gol attığı zamanda skoru belirliyor. Skoru belirlediğiniz zamanda neticeyi belirliyorsunuz. Bundan sonrası için aman lider olduk peşinden de şampiyon olduk diye bir şey yok. 7 takım şampiyonluk mücadelesi veriyor. Bunların vermiş olduğu mücadeleyi yok sayamazsınız. Onların vermiş olduğu mücadeleden daha fazlasını vermek. Geldiğimiz yeri sakın kimse abartmasın. Geldiğiniz gibi gidebilirsiniz de. Onun için orayı muhafaza etmek, her maça da aynı ciddiyetle bakmak lazım, belki daha fazla. Son saniyede yediğimiz gol tamamen konsantrasyon eksiliğinden geldi. Maç içerisinde gösterilen mücadele ve dikkat bir anda dağıldı ve dağıldığı anda da rakip size cezayı kesiyor. O gol son 7-8 dakikada yenmiş olsaydı, daha farklı şeyler konuşabilirdik. Onun için çok dikkatli olmamız lazım. Ayakların yere basması diye bir tabir var. Bırakın ayakların yere basmasını o ayaklar hiçbir zaman kalkmamalı. Gerekirse ayakları sürüye sürüye yürüyeceğiz."
"Taraftardan memnunum"
Başkan Ağaoğlu, müsabakayı 35 bin seyircinin izlediğini de aktardı.
"Taraftarların desteği ve enerjisi olmadan bir tarafımız yarım kalıyor. 35 bin seyirci vardı. Takımla birlikte inanmış, takımın oynadığı futboldan keyif alan baskı yediği zaman takımla beraber baskı altına giren, yani her şeyini takımla beraber yaşayan bir taraftarımız var."