Türkiye'de düzenlenen Modern Pentatlon Dünya Kupası 2. Etap'ın karışık bayrak yarışında İlke Özyüksel ile birlikte ülke tarihinin ilk altın madalyasını kazanan Buğra Ünal, Palandöken Dağı'ndaki irtifa kampında; binicilik, eskrim, yüzme, koşu ve atış etaplarında hazırlıklarını tamamladı.
Eski atlet ve veteran olan babasının ısrarıyla, ağlayarak koşmaya başlayan ve katıldığı ilk biatlon yarışında Türkiye birincisi olan Ünal, İlke Özyüksel ile Polonya'daki 3. Avrupa Oyunları ile İngiltere'deki Dünya Şampiyonası'nda olimpiyat kotası için mücadele edecek.
"İlk 8 ülkenin arasında bulunmak ve olimpiyatlara katılmak istiyoruz"
Milli sporcu Buğra Ünal, 15 yıldır milli formayı taşıdığını söyledi.
Ünal, Avrupa Oyunları'nda ilk 8 ülkenin olimpiyat kotası alacağını ifade etti.
"İlk 8 ülkenin arasında bulunmak ve olimpiyatlara katılmak istiyoruz. Şu anki hedefimiz; kotamızı alıp, sonra olimpiyat oyunlarında nasıl final koşarız ve madalya alırız diye çalışmak. Şu an bunları planlıyoruz."
Ünal, 2020 Olimpiyatları'na kota almak için yarıştığı Dünya Şampiyonası'nda talihsiz bir olay yaşadığını belirterek, silahının bozulması nedeniyle atış yapamadığını dile getirdi.
Ünal, atışı yapması halinde Tokyo Olimpiyatları'na katılım hakkı elde edeceğini vurguladı.
"Bazen nasipten öteye gidemiyorsun. 'Nasip ve kısmet' diyorsun. İnşallah bu kez talihsizlik yaşamadan hem olimpiyatlara gitmek hem de orada nasıl madalya alırız, onu konuşmak istiyoruz. Türkiye Modern Pentatlon Federasyonu Başkanı Veli Ozan Çakır bize güvendi. Ondan dolayı federasyonumuzu, Veli Başkan öncesi ve sonrası olarak ayırıyorum. Arkamızda destek olduktan sonra biz de yeni yeni bir şeyler yapıyoruz. İlke'yle federasyon tarihinde ilk altın madalyamızı aldık. Şimdi inşallah ilk çift kotayla beraber olimpiyata gitmek istiyoruz. Nasip olursa ilk çift madalyamızı almak istiyoruz. Şu an hedefimiz ilk olarak Avrupa Oyunları'ndan çift kotayla dönmek."
"Babam beni hep peşinde ağlatarak koştururdu"
Spora başladığında iyi bir atlet olmadığını ve babasının arkasında koştuğunu anlatan Ünal, şunları kaydetti:
"Babam atletti. Babam, 'Gel oğlum biraz koşalım, yapalım, edelim...' derdi. Beni hep peşinde ağlatarak koştururdu. Aslında bu branşa biatlon ile başladım. Herkes küçükken biatlon ile başlar, yüzme ve koşu. Bir gün biatlon yarışı var, 'Biraz yüzer misin?' dediler. Eskiden de yüzmüşlüğüm vardı. Biraz yüzdüm, ondan sonra ilk biatlon yarışımda Türkiye şampiyonu oldum. Yani branşla haşır neşir olmak değil, branşı bilmiyorum bile. Ondan sonra 'Yapabilir misin?' dediler. 'Yaparız.' dedik ve öyle başladık. Türkiye şampiyonu olduktan sonra, 'Böyle bir branş var. Üzerine eskrim ve binicilik ekleniyor, atışı koyuyorsun...' dediler. Aslında pentatlon gerçekten dolu dolu ve zevkli bir branş. Zor olduğu kadar da zevkli. Ondan sonra pentatlonu tanıdık ve yavaş yavaş buna başladık."
Ünal, babasının her zaman kendisine destek verdiğini söyledi.
"Her zaman arkamda oldu. Ondan sonra federasyonumuz destek verdi. Şimdiden 'Olimpiyatlara nasıl gidebiliriz, madalya alabiliriz.' diyeceksek, küçüklükten spora başlanmalı. Babamın arkasında ağlayarak koştuğum günleri hatırlamam lazım."