‘Futbol Günlükleri’nde bugün Virgil van Dijk’ın dikkat çekici hikayesi var…
Hollanda’nın güneybatısında yer alan Breda şehrinde, Surinamlı anne Hellen ve Hollandalı baba Ron’un oğlu olarak, 1991’in Temmuz ayında dünyaya gözlerini açtı Virgil van Dijk.
Zor bir çocuklu dönemi geçirdi. 12 yaşında babasının onları terk etmesiyle beraber erkek kardeşi Jordan, kız kardeşi Jennifer ve annesiyle başbaşa kaldı. Eğitim hayatı, futbol derken bir taraftan da buna geçim derdi ekleniyordu. Çocuk yaşta buna çözüm arıyor, futbol topu ile hayata tutunmaya çalışıyordu. Yeşil sahada önünde top değil sanki hayalleri yuvarlanıyordu…
Saati 4 euroya bulaşık yıkadı
Virgil, Willem II altyapısında futbol eğitimine devam ederken aynı zamanda aile ekonomisine de katkıda bulunuyor, yerel bir restoranda saati dört Euro’ya bulaşık yıkıyordu. Restoranın sahibi Jacques Lips ile yıllar sonra yapılan bir röportajda van Dijk için, “İyi bir işçiydi. Bulaşıkları sert bir şekilde ovalar ve işini düzgün yapardı. Her zaman, haftanın en yoğun iki gecesinde hep buradaydı.” diyerek aslında van Dijk’ın sadece yeşil sahalarda değil hayatın her alanında disiplinli ve işine saygılı olduğunu bize aktarıyordu.
“Virgil, profesyonel futbolcu olmak için çok çalışıyordu. Ona sık sık daha fazla tencere yıkaması ve futbolculuk hayalinden vazgeçmesi gerektiğini söylüyordum. Yetmiş beş milyon Euro’ya Liverpool’a transfer olduğunu duyunca kulaklarıma inanamadım. Kesinlikle çılgınca.” diyecekti aynı röportajda Lips, ne kadar yanıldığını anlayarak…
Van Dijk Harikalar Diyarı’nda
Virgil van Dijk, 22 yaşında Groningen’den Celtic’e transfer olduğu zaman geleceği parlak, yetenek vadeden genç bir savunma oyuncusuydu. Ama hem Celtic taraftarı hem de hocaları onun bundan fazlasına sahip olduğunu kısa zamanda anladı.
Yeşil-beyazlı forma ile ilk sezonunda tüm kulvarlarda 37, ikinci sezonunda 47 ve son sezonunda 58 maça çıktı. Muhteşem defansif zekası, oyun kabiliyeti, futbol anlayışı, çabukluğu ve hava hakimiyeti ile Celtic Park’ın vazgeçilmezi oldu. 3 lig, 1 kupa şampiyonluğu yaşadı.
Her yetenekli futbolcuyu bekleyen güzel son, sonunda onu da bulmuş ve Premier Lig’den içeriye adımını atmıştı artık. Harikalar Diyarı’ndaydı. Southampton onun için Celtic’e 15 milyon euro ödemiş ve renklerine bağlamıştı. Bu Southampton taraftarları için sonu kötü bitecek güzel günlerin başlangıcıydı adeta.
Devlerin aşkı
Southampton formasıyla geçirdiği iki harika sezonun ardında 2017’nin yazında, Jürgen Klopp ile bir süredir kadro yapılanmasını devam ettiren Liverpool’un radarındaydı. Liverpool’un makus stoper tarihine bakıldığında van Dijk aranan adam mıydı, Jürgen Klopp’a göre evet.
Fakat o yaz Liverpool’un tarihte görülmemiş ısrarına ve çabasına, Southampton yönetimi ve van Dijk’ın zıtlaşmasına rağmen bu transfer bir türlü sonuca bağlanamadı. Bunun yanı sıra Southampton yönetimi Liverpool’u Premier Lig yönetimine, oyuncusuyla kulübün izni olmadan transfer görüşmesi yaptığı için şikayet etti ve Liverpool’un transfer yasağı cezası almasını talep etti.
Ne demiş Mevlana? “İstediğin bir şey olmuyorsa, ya daha iyisi olacağı içindir ya da gerçekten de olmaması gerektiği için…”. van Dijk da bu transfer için dört ay daha beklemek zorunda kaldı ve nihayet Aralık 2017’de Liverpool’a imza attı. Biri futbol sahalarının devi diğeri ise asırlık çınar, dev camia Liverpool.
Devlerin aşkına dönüşen hikaye mutlu sonla noktalanmıştı nihayet. Belki de 40-50 milyon euro seviyelerinde bitecek transfer, Liverpool’un inanılmaz ısrarı sonucu inada binince Kırmızılar’a tam 85 milyon euroya patladı. Merseyside ekibi bu transferin finansmanını, hatırlanacağı üzere Philippe Coutinho’yu Barcelona’ya 145 milyon euroya satarak yapmıştı. Aslında şimdiki transfer piyasasını düşünce van Dijk kalitesindeki biri için sizce de ucuz bile değil mi?
Van Dijk, nasıl bir oyuncu?
Virgil van Dijk, Anfield çimlerine ilk kez FA Cup’ta Everton karşısında çıktı ve son dakikalarda galibiyeti getiren golü attı. Ne başlangıç ama… Daha ilk maçtan Kop’un sevgilisi haline geldi. Kısa zamanda adına besteler yapıldı, şarkılar söylendi… Peki Virgil van Dijk’ı vazgeçilmez, değişilmez kılanneydi? Alametifarikası neydi?
Virgil van Dijk’ı diğer oyunculardan ayıran en önemli özelliği liderliği ve soğukkanlılığı. Hataya tahammülün olmadığı stoper pozisyonunda müthiş bir özgüvenle oynayan Hollandalı, tereyağından kıl çeker gibi hamleleriyle tüm otoritelerin takdirini topluyor.
Uzun boyu ile hava hakimiyetini de elden bırakmayan van Dijk, kendisinden beklenmeyecek kadar da süratli ve çabuk. Adama Traore, Raheem Sterling gibi oldukça süratli oyuncuların karşısında bu hızına defalarca şahit olduk. Bitti mi, hayır… Zaman zaman skorer kimliğini de ön plana çıkaran van Dijk, her ne kadar Liverpool’da henüz gösteremese de aynı zamanda çok iyi bir duran top kullanıcısı. Bunun için Celtic döneminde kullandığı frikikleri izlemenizi tavsiye ederim.
Liverpool’da neleri değiştirdi?
Hollandalı aslında Liverpool’un sınıf atlamasında aslan payına sahip olan isimlerin en başında geliyor. Pes etmeyen bir lider ve bunu Liverpool kimliği ile çok iyi özdeşleştiriyor.
Taraftarın sevgilisi haline geldi ve hem Kırmızılar’da hem de Hollanda Milli Takımı’nda kaptanlığa kadar yükseldi ancak mütevazılığı bir an olsun bırakmadı. Geldiği günden bu yana kazanılan Şampiyonlar Ligi, UEFA Süper Kupası, FIFA Kulüpler Dünya Kupası ve bu sezon Premier Lig’de gösterilen üstün performansın başrollerinde.
Liverpool taraftarı ve yönetimi daha önce Fowler, Owen, Torres, Suarez, Xabi Alonso vb. oyuncularda yaşadığını artık tekrar yaşamak istemiyor. Oyuncularını rakiplerine ne pahasına olursa olsun bırakmaya niyetli değiller artık.
Kabuk değiştiren, özüne dönen ve artık kazanan bir takım olan Kırmızılar daha önce yaşadığı acı ayrılıklardan ders çıkarmış gibi görünüyor zira Ada’da bugünlerde Liverpool’un van Dijk’a uzun süreli sözleşme teklif edileceği yazılıyor. İkisi de birbirine bu kadar yakışmışken bize sadece bunu keyifle yıllarca izlemek düşecek gibi.
Ballon d'Or 2019 ve Messi ile ilgili sözleri
Lionel Messi ve Cristiano Ronaldo ile beraber Ballon d'Or adaylarının arasındaydı. Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu, UEFA Süper Kupası zaferi ve Kulüpler Dünya Kupası galibiyetlerinin yanı sıra Premier Lig Yılın Futbolcusu apoletleri ile dahil oldu bu yarışa. Yıllarca ödüle ambargo koyan Messi-Ronaldo ikilisine karşı favoriydi ancak ödülü Messi’ye kaybetti.
Bir defans oyuncusu bu ödülü en son 2006 yılında almıştı. Fabio Cannavoro’dan sonra ödülün sahibi olabilirdi ancak bunu başaramadı. Çoğu kişiye ve otoriteye göre van Dijk ödülü sonuna kadar hak etmiş ve ona haksızlık yapılmıştı ancak o yine de mütevazılığı elden bırakmadı ve Lionel Messi’nin ödülü hak ettiğini söyledi.
50 maç çalım yemedi
Virgil van Dijk çok ilginç bir rekoru da elinde bulunduruyor. Hollandalı oyuncu Premier Lig’de tam 50 maç çalım yemeyerek kırılması oldukça zor bir rekoru elinde bulunduruyor. 50 maç sonra bunu başarabilen futbolcu ise 2019 Ağustos ayında oynanan mücadelede Arsenal forması giyen Fildişi Sahilli Nicolas Pepe olmuştu.
Ömer Bayram’ın yakın arkadaşı
Galatasaray, Ömer Bayram’ı transfer ettiğinde Virgil van Dijk’ın Ömer’i Twitter’dan tebrik etmesine birçok kişi şaşırmıştı. Hollandalı oyuncu Ömer Bayram’a, “Sen ve ailen için mutlu oldum. Birlikte uzun bir yoldan geldik ve çok çalışmanın karşılığını aldık.” diyerek geçmişi yad ediyordu.
Ömer Bayram ise daha sonra verdiği bir röportajda, van Dijk ile Hollanda’da beraber büyüdüklerini ve yakın arkadaş olduklarını söylerek, “Virgil van Dijk bizim eve gelirdi, annem kuru fasulye yapardı, patates kızartması falan yerdik” diyordu.
Formasında neden soyadını kullanmıyor?
Genelin aksine Virgil van Dijk sırtında soyadı yerine ismini taşıyor. Bunun açıklamasını ise Virgil van Dijk’ın amcası Steven verdiği bir röportajda şöyle açıklıyor:
“Virgil, ailesinde yaşananlar göz önüne alınınca gerçekten inanılmaz şeyler başardı. Babası uzun yıllar onun yanında değildi ve bu masalın gerçek kahramanı şüphesiz annesi. Bir sebebi olmadan babanızın soyadını formanızdan çıkarmazsınız. Virgil bu hareketi ile açıkça ne hissettiğini söylüyor aslında.”
Virgil van Dijk… Zorlu geçen çocukluk döneminden hayallere uzanan, futbol topuna adanmış bir yaşam. Şimdiden Liverpool’un unutulmaz futbolcularının arasına girdi bile. Sıradaki hedefi ne olabilir? Gelmiş geçmiş en iyi savunma oyuncusu olmak? Pek tabii…