Marmara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi öğrencisi down sendromlu Berk Canbulat, 1990'da Oktay ve Seriman çiftinin ikiz çocuklarından biri olarak dünyaya geldiğinde, down sendromu teşhisi aldı.
Dokuz aylıkken özel eğitim süreci başlayan, aynı zamanda konuşma terapisi ve fizyoterapi de alan Canbulat, spor hayatına ise 4 yaşındayken jimnastikle adım attı.
Azmi, gayreti ve ailesinin de desteğiyle jimnastikte ilerleme kaydeden Canbulat, ulusal yarışmaların yanı sıra birçok uluslararası spor müsabakasında da Türkiye'yi temsil etti.
Berk Canbulat, 2000'de Hollanda'da gerçekleştirilen Avrupa Jimnastik Şampiyonası'nda Avrupa birincisi, 2003'te İrlanda'nın başkenti Dublin'de düzenlenen Özel Olimpiyatlar Dünya Yaz Oyunları'nda iki altın ve iki gümüş madalya kazanarak şampiyon oldu. Canbulat'ın bugüne kadar kazandığı madalya ve kupaların sayısı 75'e ulaştı.
Spordaki başarısını eğitim hayatında da sürdüren Canbulat, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Lisesi Sinema Televizyon Bölümünün ardından, üniversite puanıyla bir vakıf üniversitesinin iki yıllık halkla ilişkiler bölümüne yerleşti. Canbulat, 2020'de ise MÜ Spor Bilimleri Fakültesi Antrenörlük Bölümüne başladı.
Şu an ikinci sınıfa devam eden down sendromlu eski milli jimnastikçi Canbulat, gelecek planlarını anlattı.
Jimnastikte babasını rol model aldı
Berk Canbulat, küçüklüğünden beri jimnastik yaptığını, üniversitede de bu branşta eğitim aldığını belirterek, jimnastikçi olmasında bu dalda eski milli sporcu olan babasından etkilendiğini ve onu örnek aldığını söyledi.
Üniversitedeki arkadaşlarıyla iletişiminin ve derslerinin çok iyi olduğunu belirten Canbulat, buradaki bazı öğretim üyelerini küçükken aldığı jimnastik derslerinden tanıdığını, onlarla burada beraber olmanın kendisine katkı sağladığını vurguladı.
Herhangi bir spor salonunda, belediyede ya da Türkiye Cimnastik Federasyonu'nda çalışabileceğini dile getiren Canbulat, gelecek hedefini anlattı.
"Bir an önce antrenör olmak. Uluslararası hakemlik çok istiyorum. Benim en büyük hayalim Avrupa'ya gitmek, orada antrenörlük yapmak."
Zor bir spor olarak tanımladığı jimnastiğin, yetenek ve performans gerektirdiğinin altını çizen Canbulat, "Aslında jimnastik güzel bir dal. Almanya, Rusya'da en üst seviyedeyiz." diye konuştu.
Canbulat, gençlere jimnastiğe başlamalarını tavsiye etti.
Yarışmalardaki başarısı okul hayatını da olumlu etkiledi
Anne Seriman Canbulat, Berk'e down sendromu tanısı konulduğunda ne yapmaları gerektiğine dair hiçbir bilgileri olmadığını belirterek, oğlu 7 aylıkken Ankara ve İstanbul'da nöroloji doktoruna gittiklerini ayrıca Amerika, Kanada ve Almanya'ya da mektup yazarak, yapmaları gerekenleri öğrendiklerini anlattı.
Oğlunun, aldığı eğitimler sayesinde 2 yaşında yürüdüğünü, 4 yaşında da konuşmaya başladığını söyleyen Canbulat, spora da özel eğitimcileri sayesinde yöneldiklerini kaydetti.
Canbulat, jimnastiğe başladığında komutları tam alamadığı için zorlanan Berk'in hocalarının da sık sık değiştiğini ancak zamanla oğlunun bu spora alıştığını ifade etti.
Avrupa şampiyonasına giderken oğlunun birinci olacağını hiç düşünmediğinden bahseden anne Canbulat, "Yurt dışında daha başarılı eğitim verildiğini düşünüyordum. Çünkü bizi burada kimse bilmiyor. Orada da neler yapılacağı biliniyor. Sporda da öyle olduğunu düşünmüştük ama öyle değilmiş." dedi.
Avrupa başarısının Berk'in okulunu devam ettirmesini de sağladığını vurgulayan Canbulat, daha sonra da dünya yarışmasına katıldıklarını anlattı.
Eğitim hayatında da spordaki gibi çeşitli zorluklar yaşadıklarını aktaran Canbulat, oğlunu her anaokulu, ilkokul, lise ve üniversitenin kabul etmediğini söyledi.
Annesi "gölge öğretmenliğini" yapıyor
Anne Canbulat, oğluyla her derse girdiğini çünkü onun bazı konularda her şeyi kavramasının zor olduğunu belirterek, "Bunları önlemek için 'gölge öğretmen' şeklinde beraber derslere katılıyoruz, ben not tutuyorum sonra evde çalışıyoruz." dedi.
Okulda her şeyin iyi ilerlediğini, arkadaşları ile hocalarının oğluna karşı anlayışlı olduğunu anlatan Canbulat, oğlunun buradan yardımcı antrenör olarak mezun olacağını sözlerine ekledi.
Üniversitedeki arkadaşlarının bakış açılarını geliştirdi
Canbulat'ın sınıf arkadaşı ve atletizm sporcusu Ulaş Aslan da okulun kafesinde tanıştığı Berk ile güzel bir arkadaşlık kurduklarını dile getirdi.
Canbulat'ın derslere olabildiğince dikkatini verdiğini, sorulara birçok kişinin veremediği yaratıcı cevaplar bulduğunu belirten Aslan, bunun da kendilerini etkilediğini ve farklı bir bakış açısı geliştirmelerini sağladığını ifade etti.
Aslan, Berk'le aynı durumdaki çocuklara bakış açılarının olumlu yönde geliştiğini belirterek, "Berk ve Berk'in durumunda olan öğrencilere, sporculara, farklı bir gözle bakılıyor, tabiri caizse 'ötekileştirme' dediğimiz kavram oluyor. Berk, bizim sınıfımızda o kavramı tamamen yıktı diyebilirim." dedi.
Lisanslı sporcu Canbulat'ın yükselen bir kariyeri olduğunu söyleyen Aslan, "İlerleyen dönemde Berk'in yardımcı antrenör belki de başantrenör olacağına inanıyorum." ifadelerini kullandı.
İlk antrenörünün gözünde "disiplinli, meraklı, sevgi dolu, ilgili ve hevesli" bir sporcu
Canbulat'ın Marmara Üniversitesindeki jimnastik derslerine giren öğretim üyesi Prof. Dr. Oya Erkut da 4 yaşındayken tanıştığı Berk'in ilk antrenörü olduğunu söyledi.
Erkut, küçükken de disiplinli, meraklı, sevgi dolu, ilgili ve hevesli bir sporcu olan Canbulat ile çalışmanın hiçbir zaman zor olmadığını çünkü ailesinin çok ilgili davrandığını belirtti.
Prof. Dr. Erkut, Berk'in düzenli olarak antrenmanlara geldiğini ve iyi bir antrenör olma yolunda ilerlediğini kaydetti.
"Her şeyi öğrenmeye, bizim yaptıklarımızın aynısını tekrar etmeye çalışıyor ve verilen görevleri de mümkün olduğu kadar hızlı şekilde yapmaya gayret ediyor. Ben başarılı bir yardımcı antrenör olacağına inanıyorum. Şu anda da spor okullarında yanımızda çalışmaya, yardımcı antrenörlük yapmaya başladı zaten."