Efsane güreşçi lakabı "Koca Yaşar" yerli çim çeşidine verildi

Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğüne (TAGEM) bağlı Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsünce üretimi yapılan ve efsane güreşçi Yaşar Doğu'nun lakabı olan "Koca Yaşar" adı verilerek tescil ettirilen yerli çim çeşidinin kaba yem açığının kapatılmasında önemli rol alması planlanıyor.

Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsünce, 21 yıllık araştırmalar sonucunda 2001 yılında seleksiyon ıslah yöntemi kullanılarak yerli tek yıllık çim çeşidi üretildi. 2019'da Tarım ve Orman Bakanlığı Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkezi Müdürlüğüne gönderilen "Koca Yaşar" adı verilen çim çeşidi bu yıl tescil edildi.

"İlkadım" çeşidinden sonra sıra "Koca Yaşar"da

Enstitü müdürü Kibar Ak, Türkiye'de hayvancılığın sorunlarının başında kaba yem açığının geldiğini belirtti.

[Fotoğraf: AA]

Ak, enstitü olarak bu sorunun giderilmesi için çalışmalarını sürdürdüklerini anlattı.

"Üç yıl önce İlkadım adını verdiğimiz çim çeşidini tescil ettirerek Türk tarımının hizmetine sunduk. İlkadım çeşidi piyasada tutundu ve yoğun olarak ülkemizde kullanılmaya başlandı. Hem çiftçilerin hem üreticilerin hem de besicilerin önemli açığını kapattı. Enstitümüz bunu görerek adaptasyon kabiliyetine sahip, farklı çeşitlerin geliştirilmesine yönelik yaptığı çalışma sonucunda Koca Yaşar adlı çeşidi de tescil ettirdi."

Ak, Koca Yaşar çim çeşidinin piyasada deneme çalışmaları esnasında "süt otu" olarak adlandırıldığına işaret etti.

"Bu çeşidin alternatif olarak piyasaya sunulmasının özellikle kaba yem açığı yönünden Türk tarımına çok iyi hizmet edeceğini düşünüyoruz. Bundan sonra da farklı çeşitler üretmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz." 

[Fotoğraf: AA]

"Ucuz et ve süt için kaba yem üretimi önemli"

Enstitüde görevli araştırmacı ziraat yüksek mühendisi Kadir İspirli de dünyada hayvancılığın yüzde 60'ının yem girdisi olduğuna işaret etti.

İspirli, yem girdisi ne kadar ucuza mal edilirse et ve sütün de o denli ucuza mal edilebileceğini vurguladı.

"Yem ne kadar ucuz olursa vatandaşımıza bol miktarda kaliteli et ve süt yedirme imkanı olur. O yüzden kaba yem üretimi çok önemli. Fakat ülkemizde hayvan varlığımızın ihtiyacını karşılayacak miktarda kaba yem ürettiğimiz söylenemez. Yaklaşık yüzde 55, 60 civarında gibi bir kısmını kaliteli kaba yem kaynağı olarak bildiğimiz baklagil ve buğdaygillerinden karşılıyoruz. Geri kalan kısmını da sebze artıkları, anız artıkları gibi veya anız otlatması gibi yöntemlerle karşılamak durumdayız." 

İspirli, İlkadım adını verdikleri, 3 yıl önce tescil edilen yem bitkisinin şu anda Türkiye'de yüzde 30'a yakın oranda ekildiğini ve kaliteli yem verdiğini aktardı.

İspirli, Türkiye'de yaklaşık 2 milyon 500 bin hektar alanda kaba yem ekimi yapıldığını belirtti.

"Bunun yüzde 50'sini tek yıllık ve çok yıllık baklagil yem bitkileri oluşturuyor. Yüzde 20'ye yakın kısmını da buğdaygil yem bitkileri oluşturuyor. Buğdaygil yem bitkilerinin içinde de ne yazık ki çok yıllık tohumluk hiç yok. Yulaf gibi çavdar gibi yeşil ot amaçlı arpa yetiştiriciliği var." 

[Fotoğraf: AA]

"Koca Yaşar çeşidi dekarda yaklaşık 6,5 ton civarında yaş ot veriyor"

İspirli, son zamanlarda tek yıllık yem bitkisi üretiminin gündeme geldiğini ve yaygın bir şekilde ekilmeye başlandığını aktardı.

"2014 yılından bu tarafa tek yıllık çimlerin 4 bin 500 dekarlık alanlardan 2021 yılı sonu itibariyle yaklaşık 30 bin hektarlara kadar arttığını görüyoruz. Yani hızlı bir şekilde artıyor ve açık kabul edilen bir alanı kapatmaya gidiyor. Biz de bu süreçte çeşitlerimizi geliştirip çiftçilerimizin kullanımına sunduk. Koca Yaşar çeşidi dekarda yaklaşık 6,5 ton civarında yaş ot veriyor. 1500 ila 1600 kilogram kuru ota karşılık geliyor. Çiftçimiz ektiği zaman çok yıllık yoncadan bir yılda aldığı kuru ot miktarına denk neredeyse kuru ot alıyor. Koca Yaşar çeşidi yılda 3-4 kez sulama durumuna göre hasadı yapılabilir. Taze olarak veya kurutulmuş olarak hayvana yedirebilir. Yüzde 9 civarında proteini var ve nispi yem değeri ise yüzde 96'dır. Kaliteli bir performans ortaya koyuyor."

İspirli, çim çeşidine "Koca Yaşar" adının efsane güreşçi Yaşar Doğu'dan dolayı verildiğine dikkat çekerek, "İnşallah çeşidimiz hem Türkiye hem de dünya şampiyonu olacak Yaşar Doğu gibi." ifadesini kullandı.