Barış Bayraktar, hikayesi, sporun hayatındaki önemi ve hayata bakışıyla ilgili açıklamalarda bulundu.
Manisa'nın Akhisar ilçesinde 1992 yılında doğan Barış, sırasıyla bedensel engelli halter, tekerlekli sandalye basketbol ve para dans branşlarını yaptığını söyledi.
Akhisar Belediye Gençlik ve Spor Kulübünün bedensel engelli halter takımıyla 2013'te spora başladığını belirten Barış, 2,5-3 yıl bu branşı yaptıktan sonra Beşiktaş Bedensel Engelliler Spor Şubesi Genel Menajeri Erdem Göksel'in girişimleriyle önce basketbol, sonra da para dansla tanıştığını ifade etti.
Barış, 4,5 sene tekerlekli sandalye basketbol oynadığını, son iki senedir ise para dans yaptığını anlattı.
Şu an İstanbul'da yaşayan Beşiktaş Belediyesi Engelsiz Sanat Topluluğu'nun milli sporcusu, katıldığı uluslararası 3 para dans yarışmasında 5 birincilik elde ettiğini kaydetti.
Barış, para dans yaptığı için çok mutlu olduğunu belirtti.
"Tekerlekli sandalye dans sporu çok özel bir branş. Çünkü içinde aynı zamanda sanat da barındırıyor. Bu yüzden çok özel ve kıymetli. Dansı seviyorum, uzun yıllar burada kalıcı olmak, başarılı bir sporcu olmak istiyorum. Bunun için çaba sarf ediyorum."
Barış, "Spora başlarken zorluklar yaşadın mı?" sorusuna yanıt verdi.
"Spor keyifli bir iş. Her spor branşının kendine özgü zorlukları var ama önemli olan ne istediğinizi bilmek, ondan vazgeçmemek. Peşinden gittiğiniz zaman zevk alıyorsunuz, severek yapıyorsunuz. Akabinde başarı da geldikten sonra üzerine bal kaymak oluyor."
"Yapamama korkusu" hiç yaşamadığını söyleyen milli para dansçı, ailenin önemine işaret etti.
"Bu noktada ailemin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Engelli bireyin ailesinin yaklaşımı, yönlendirişi çok önemli. Çünkü kendi ayakkabısını bağlayacak durumda olup ama bağlamayan birçok tanıdığım var. Her işi ailesine gördüren... Ailenin 'O yapamaz, bilmez, aman oğlum susadın mı, aman kızım acıktın mı, yemek getireyim mi?' yaklaşımından kaçınması gerekiyor. Çünkü birey ondan sonra içine kapanık yetişiyor, evinden dışarı adım atamıyor, evinden dışarı çıktığı zaman da sanki herkes ona bakıyormuş gibi düşüncelere kapılıyor."
"Denemeden bilemeyiz"
"İnsan ne olursa olsun, kendi hedeflerinin peşinden gitmeli ve sokağa çıkmalı. Engelli, engelsiz diye ayırt etmiyorum. Yaşadığımız hayat gerçekten çok kısa ve bunu en iyi şekilde değerlendirmemiz gerekiyor. Zorluklar tabii ki olacak ama tırmalayacağız. Michael Jordan'ın, 'Başarısız olmayı kabul edebilirim fakat denememeyi asla kabul edemem.' şeklinde çok sevdiğim bir sözü var. Halter yaptım, tekerlekli sandalye basketbol oynadım, şu an dansla ilgileniyorum. Amatör olarak yapmış olduğum farklı sporlar da var. Keyif aldığınız sürece hayat güzel. Hayat gerçekten her şeye rağmen yaşamaya değer. Dünyaya umutla bakmalıyız. İnanın kimse size hayatınızda altın tepside bir şey sunmuyor. İstiyorsanız, onu kendiniz almak zorundasınız. O yüzden çalışmak, çaba sarf etmek, devam etmek, yılmamak zorundayız."
Barış, sporun tekerlekli sandalye kullanmayı öğrettiğini, sağlığı elveren kişilerin akülü sandalye kullanmalarını doğru bulmadığını dile getirdi.
"Çünkü hayatınızı kısıtlıyor. Kullanmış olduğumuz sandalye 5-6 kilo ağırlığında, akülü sandalyenin ağırlığı 70-80 kilolara çıkabiliyor. Sizi özgürleştirmiyor, hayatınızı daha çok kısıtlıyor. Sporun bireye böyle bir avantajı var. Engelli bireyin hayatında spor bu anlamda daha da özel yer teşkil ediyor. Zaten engelinizden dolayı vücudunuzun belli başlı kısmını kullanabiliyorsunuz, bazı noktaları ya daha zayıf kullanıyorsunuz ya da hiç kullanamıyorsunuz. Vücudunuzun çalıştırabildiğiniz kas gruplarını tembel bırakırsanız, 'İşlemeyen demir pas tutar' hesabına dönüyor. O yüzden spor hayatımızda önemli."
Herkese spor yapmaları tavsiyesinde bulunan Barış, "Denesinler, denemeden bilemeyiz. Belki kendilerinin dahi keşfetmedikleri yetenekleri var. Bu müzik, tiyatro, resim veya sporun herhangi bir branşı da olabilir." dedi.
Barış, desteklerinden dolayı başta ailesi olmak üzere Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Başkanı Muaz Ergezen ve Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat'a teşekkürlerini iletti.