Trabzonspor Teknik Direktörü Hüseyin Çimşir, Trabzonspor dergisinin şubat ayı sayısındaki röportajında, 12 yaşında kapısından girdiği kulüpte teknik direktörlük görevine getirilmesinin çok güzel bir duygu olduğunu ifade etti.
"Hayalim buydu"
Çimşir, 12 yaşında futbola başladığında hayalinin Trabzonspor'da futbol oynamak olduğunu aktardı.
"Allah bunu bana nasip etti ve oynamaya başladım, sonrasında kaptanlık yaptım. Futbolculuk kariyerimin ardından yaklaşık beş yıl dışarıda görev aldıktan sonra geçen yıl tekrar kulübüme geri döndüm. Yani dokuz yıl önce oyuncu olarak ayrıldığım takımıma teknik adam olarak geri döndüm. Şimdi ise teknik direktör oldum. Özetlersek insan önce hayal ediyor ve bu hayali gerçekleştiği zaman mutlu oluyor."
Teknik direktör lisanslarının tamamlanmasının ardından Trabzonspor'da sürecin bu kadar erken gerçekleşmesini kendisinin de beklemediğini vurgulayan Çimşir, "Hayalim buydu ama bu kadar kısa sürede beklemiyordum. Şimdi görev verildi ve ben hazır bir şekilde görevimin başındayım. Kararlılıkla devam ediyorum." değerlendirmesinde bulundu.
"Sonuna kadar mücadelemizi vereceğiz"
Çimşir, takım olma yolunda geçen sezondan beri üstüne koyarak ilerlediklerini belirtti.
"Bizler de bu konuda çalışıp takımımızı daha da iyi noktalara taşımak istiyoruz. Takımımızdan beklentimiz büyük. Bu beklentilerimizi karşılayabilecek bir takımın var olduğunu düşünüyorum. İnşallah sezon sonunda beklenilen oyunu oynayarak beklentileri karşılarız."
Çimşir, önlerinde lig ve kupanın bulunduğunu aktardı.
"Bu iki kulvarda da hedefimiz belli. Sonuna kadar mücadelemizi vereceğiz. Sonunda başarılı olur muyuz, olamaz mıyız hep birlikte göreceğiz. Potansiyeli oldukça yüksek bir takımımız var. Her iki hedefi de sonuna kadar kovalayacağız. İnşallah hep beraber buna ulaşırız. Bizim en büyük artımız, saha içinde problem çözebilecek çok sayıda oyuncuya sahip olmamız. Potansiyeli yüksek bir takım olmamız büyük avantaj. İnşallah bunun karşılığını sezon sonunda alırız."
Çimşir, Trabzonspor'da kısa ve uzun vadeli hedeflerinin bulunduğunu kaydederek, "Kısa vadedeki hedefimiz, bu sezonu hedeflenen noktada tamamlamak. Uzun vadede ise oyuncu üreten, yarışan ve kulübe maddi anlamda katkı sağlayan sistem oturtmak." ifadelerini kullandı.
"Her şeyden önce taraftarım"
Hüseyin Çimşir, kulüpte görev almadığı süreçte bordo-mavili taraftarların çeşitli nedenlerle düzenlediği protestolara katılmasına ilişkin bir soru üzerine, şunları söyledi:
"Benim bu kulübe aidiyetim var. Ben sadece Trabzonspor'un içinde olduğum zaman değil, dışarıda olsam da aynı aidiyeti hissediyorum. Burası her yerden daha farklı. O zaman da kulübümün haksızlığa uğradığını düşündüğüm için bir taraftar olarak görevimi yaptım. Çünkü ister futbolcu isterse de teknik direktör olayım, fark etmez. Ben her şeyden önce bu kulübün taraftarıyım. Bu kulübün iyi gününde de kötü gününde de yanında olmamız lazım. Yine olsa yine giderim. İnandığım doğrular neticesinde hiç çekinmeden orada yer alırım. 12 yaşında kapısından içeri girdiğim Trabzonspor Kulübü, bize bunu öğretti. Ben burada mutluyum ve kendimi bu kulübe ait hissediyorum. Her zaman elimden gelenin fazlasını yapmaya çalışacağım."
"Balıkçı bir ailenin çocuğuyum"
Hüseyin Çimşir, futbolcu olmasını en çok isteyen kişinin babası olduğunu belirtti.
"Kendisi benim için çok fedakarlık yaptı. Balıkçı bir ailenin çocuğuyum. Balık işi risklidir. Bazen olur, bazen de olmaz. Bunun sonucunda geliriniz olur veya olmaz. Geçim şartları kolay değildir. Buna rağmen babam ihtiyaçlarımızı bir şekilde karşıladı. Borç alıp, ödüyordu. Sabaha karşı kalkar, içmemiz için ballı süt yapardı. Futbolcu olabilmem için de sürekli fedakarlık yaptı. Maddi açıdan haklı gerekçelerle beni belki antrenmanlara yollamayabilirdi. Sonuçta buraya da bir bütçe ayırması gerekiyordu. Yol parası, yemek parası vardı ve bunlar hep gider. Olmayan bir şeyi de vermek kolay değil. Ama sağ olsun bu konuda hakkı ödenmez."
Denize karşı bir tutkusu olduğunu vurgulayan Çimşir, "Denizde olmayı, denize bakmayı, balık tutmayı çok seviyorum. Deniz beni dinlendiriyor, huzur buluyorum. Kokusu, sesi... Sıkıntılı olsam denizle rahatlayabiliyorum. Bu çocukluk aşkı gibi bir şey. Çocukluğumdan beri denizdeyim. Evimiz denizin kenarında. Babam da balıkçı. Ailemi de sık sık götürüyorum. Özellikle oğlum denizde olmayı, balık tutmayı çok seviyor. Dededen kalma bir alışkanlık bizim için. Devam ettiriyorum." ifadelerini kullandı.
Çimşir, futbolculuk döneminde kendisini en çok etkileyen teknik adamın Özkan Sümer olduğuna işaret ederek, "Özkan hoca, hem eğitim tarafında hem de yarışma tarafında yanımızda olan öğretici, eğitmen ve bilge biridir. Benim için farklı bir yerde ve farklı bir konumdadır. Çalıştığım çok hoca var var ama Özkan Sümer çok farklı." değerlendirmesinde bulundu.