İstanbul Park'ta düzenlenen basın toplantısında Formula 1 DHL Türkiye Grand Prix'sine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ak, "Dokuz yıl aranın ardından çok kısa bir sürede hazırlıklarını tamamladığımız bu organizasyondan ülke olarak alnımızın akı ile çıktık. 2020 yılında dünyada en çok insana ulaşan ve etkileşim alan organizasyona imza attık. FIA, pistimizin en iyi pistlere verilen Grade 1 lisansını 3 yıllığına onayladı." dedi.
Formula 1 CEO'su ve İcra Kurulu Başkanı Chase Carey'i hafta sonu İstanbul'da ağırladıklarını hatırlatan Ak, "Türkiye ve İstanbul'da Formula 1 yarışlarına gösterilen ilgi karşısında şaşkınlık içindeydi. Sadece bir yıl değil, yıllarca sürecek bir yarışın takvime dahil edilmesi için görüşmelerimiz sürüyor. FIA'dan aldığımız üç yıllık lisans zaten pistimizin her gelişmeye her an hazır olduğunun da kanıtı." şeklinde konuştu.
Hafta sonu düzenlenen yarışlarla ilgili tüm süreçlere ilişkin detayları paylaşan Ak, Cumhurbaşkanlığı tarafından 29 Aralık 2016 tarihinde verilen yetki belgesi ile yaklaşık dört yıldır bu organizasyonu Türkiye ve İstanbul'a kazandırmak için büyük çaba harcadıklarını ve 9 yıl aranın ardından yarışı İstanbul'a getirmek kadar organizasyonu sorunsuz şekilde tamamlamanın mutluluğunu yaşadıklarını ifade etti.
"Gece gündüz çalıştık ve sonunda müthiş bir başarıya imza attık"
Vural Ak, pisti hazır hale getirmek için çok çaba harcadıklarını söyledi.
"İlk müjdeyi paylaştığımız 25 Ağustos'ta başta Türkiye olmak üzere tüm dünyada, yarışların en güzel pistlerden biri olan Intercity İstanbul Park'a döneceğinin mutluluğunu hem pilotlar hem takımlar hem de tüm motor sporları tutkunları yaşadı. Dünyanın en ucuz Formula 1 yarış biletlerini satışa çıkardık ve ilk iki günde 80 bin bilet sattık. Hepimiz bu yarışı çok özlemiştik. Ancak pandemiden dolayı yarışın seyircisiz yapılması kararı alındı. En kısa sürede tüm bilet ücretlerini iade ettik. Yarışın seyircisiz yapılması ve herkesin ekranları başında bu organizasyonu seyredecek olması bizlere daha da büyük bir sorumluluk yükledi. Sadece 3 ay gibi kısa bir sürede dünyanın en büyük organizasyonunu gerçekleştirmek için yüzlerce arkadaşımızla gece gündüz çalıştık ve sonunda müthiş bir başarıya imza attık. Ne mutlu ki bize, devletimizden bir lira para almadan kendi imkanlarımızla yarışı tamamladık."
Vural Ak yarış sırasında ve sonrasında başta Formula 1 yöneticileri olmak üzere hem pilotların hem de takım direktörlerinin pistle ilgili övgü dolu açıklamalarda bulunduğunu söyledi.
Daha önce yaptığı açıklamalarda yağmur yağması halinde sezonun en konuşulacak yarışı olacağını söylediğini hatırlatan Ak, asfaltın yenilenmesi konusuna da açıklama getirdi.
"Böyle önemli bir organizasyon için risk almak istemedik"
Ak, pistte ufalanma sorunu olduğunu ve riske girmek istemedikleri için asfaltı yenilediklerini aktardı.
"Pistimizde 9 yıldır yarış yapılmıyordu ve takımların değişen araçlarla birlikte piste dair bilgileri de neredeyse sıfırlanmıştı. Pistimizin asfaltını yıllarca iyi bir kondisyonda muhafaza ettik ancak açık yarış araçları için tehlike oluşturabilecek bir ufalanma sorunu başladığından ve yeni nesil Formula 1 araçlarının oluşturduğu yüksek yere basma kuvvetinden bu sorunun bir tehlike oluşturma riskine karşı böyle önemli bir organizasyon için risk almak istemedik. FIA ve Formula 1 yetkilileri ile görüşmelerimiz sonrası onların da onayını alarak asfaltın yenilenmesi yönünde karar verdik ve hızlıca organize olarak Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızın desteğiyle çok kısa bir sürede asfaltımızı yeniledik. Asfaltın yenileme işlemi sırasında pistimizin dünyaca ünlü mimarı Herman Tilke ve ekibinden yerinde destek alarak tüm süreçleri başından itibaren denetleyip yöneterek çalışmaları hassasiyetle tamamladık. Asfaltın yenilenmesi ile Formula 1 yetkilileri yarış gününe kadar incelemelerini yapıp onayları verdiler. Yağan yağmur pilotları zorlasa da ilk günden beri dediğimiz gibi aslında pilotaj yeteneklerini ve takım stratejilerini zorlayan harika bir yarış izledik. Pistimiz herkesi kendine hayran bıraktı. Yarış sonunda tüm yetkililer, pilotlar ve takım direktörleri gelecek yıllarda da burada yarışmak için can attıklarını açıkladı."
Ak, Formula 1 Sportif Direktörü Ross Brawn, FIA Formula 1 Yarış Direktörü Michael Masi, Mercedes Takım Patronu Toto Wolff, Mercedes takımının sürücüsü Lewis Hamilton'ın yarış ile ilgili övgü dolu açıklamalarını da okudu.
"Tüm kurumlar seferber oldu"
Vural Ak, üç ay gibi kısa bir sürede pisti hazırlamak için başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere herkesin desteğini aldıklarını belirtti.
"Bu başarının arkasında büyük bir ekip ve takım çalışması var. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın yarışı Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı himayelerine alması ile tüm kurumlar seferber oldu. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Sayın Adil Karaismailoğlu ve Bakanlığımız asfaltın yenilenmesini gerçekleştirirken, İstanbul Valisi Sayın Ali Yerlikaya'nın koordinasyonunda tüm kamu kurumları büyük destek verdi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve Jandarma Komutanlığı çalışmalarını aralıksız sürdürdü. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu'nun talimatlarıyla tüm belediye ekipleri ve kurumları seferber oldu. TBMM Başkanı Sayın Mustafa Şentop da yarış günü şampiyonlara kupalarını takdim ederek bizleri onurlandırdı. İlk günden bu yana yarış için profesyonelce ve dostça destek veren FIA ve Formula 1 yöneticilerine ve İcra Kurulu Başkanı Chase Carey'e de teşekkür ediyorum. Dünyaca ünlü sanatçımız Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Sayın Murat Karahan'ın İstiklal Marşı'mızı seslendirmesi ve Solo Türk'ün F-16'larla yaptığı inanılmaz gösteri organizasyonumuza değer kattı."
"Milyonların gözü İstanbul'a çevrildi"
Ak, İstanbul'un tanıtımına önemli bir katkı sunulduğundan da bahseti.
"Pandemi nedeniyle dünyada tüm spor organizasyonları ertelendi. EURO 2020 ve Tokyo 2020 Olimpiyatları yapılamadı. Bu nedenle sporseverler Formula 1 yarışlarını daha da büyük ilgiyle takip etti. Geçtiğimiz hafta boyunca İstanbul tüm dünya medyasında büyük yer buldu ve sosyal medyada yapılan paylaşımlarla sürekli en çok paylaşım yapılan konular arasına girdi. Uzun zamandır İstanbul'un ihtiyacı olan bu tanıtımla yeniden milyonların gözü İstanbul'a çevrildi. Yarışın bu kadar heyecan dolu ve eğlenceli olması da paylaşımların zirveye çıkmasına destek oldu."
Nisan ayında yarışı istemediklerini söyleyen Ak, "Nisan ayının bizim için 4 sakıncası var. Birincisi pandemi. Önümüzde 4 ay kaldı. Pandemi yukarıya doğru giderken daha iyi olacağına inanmıyorum. İkinci bir yarışı da seyircisiz yapmayı kaldıramayız. Hemen 3 ay sonra tekrar bu yoğunlukta inşa edemeyebiliriz. Aynı soğuk hava ve iklim nisan ayında da geçerli olabilir. Haziran ve eylül ayı arasında ılıman bir havada yarışın yapılmasını tercih ediyoruz. 10 ay sonraya atarsak bu takvimi, seyircili yapabiliriz. Seyircili yaparsak sosyalleşme ve eğlence konusunda birçok şey yapabiliriz. Ramazan ayıyla alakalı hiçbir problemimiz yok ama bu sosyalleşme de ramazan ayında çok fazla olamayacağı için tercih etmiyoruz. Devletimizin cebinden bir lira para almadan kendi imkanlarımızla organizasyonu yaptık. Şikayetimiz yok, çok da mutluyuz. Bu tip organizasyonların devletin cebinden para çıkmadan yapılmasını savunuyorum. Şirketler katkıda bulunarak buna yeteri kadar finansmanı sağlayabilirler. 80 bin biletin tamamını iade ettik, bir gelir oluşmadı. Yanımıza paydaşların gelmesi gerekiyor. 8-9 aylık bir ara girerse, paydaşlar bulabiliriz diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
Seremonide alkollü içki kullanılmaması konusuna da açıklama getiren Ak, "2011 yılından beri yürürlükte olan bir uygulama, kanun ne diyorsa biz onu yaptık. 2013 yılında da sertleşti uygulama. 2011'de de alkollü içecek patlatılmamıştı. Kanunlara uyduğumuz için patlatılmadı, kanunlara tabii ki uyacağız. Bu konuya biz daha önce cevap vermeye bile gerek duymadık. Biz böyle bir şey istesek bile F1 yönetimi buna müsaade etmezdi. Kanuna niye uyuyorsunuz diye soru sormak çok anlamlı değil." değerlendirmesinde bulundu.
Organizasyonun seyircisiz olmasına rağmen FIA'nın ve kendilerinin davetlileri olduğunu söyleyen Ak, "Sosyal mesafeye uyulması konusunda çok ısrarımız vardı ancak yarışın heyecanıyla insanların birbirine çok yakınlaştığını gördük. Ancak herkes maskeliydi, HES kodları kontrol edildi, ateş ölçümleri yapıldı. Herhangi bir olumsuz sonuç yaşanmadan yarışı tamamladık." açıklamasında bulundu.