Ayhan Güney, UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Kapadokya'daki koşuya 75 ülkeden 2 bin 250 sporcunun katılacağını belirtti.
Türkiye'deki en geniş katılımlı patika koşusunu 2014 yılından bu yana düzenlediklerini ifade eden Güney, hazırlıklarda son aşamaya gelindiğini ve iyi bir organizasyon gerçekleştireceklerini dile getirdi.
Güney, katılımcı ve ülke sayısı açısından güzel bir süreç yaşandığını anlattı.
"75 ülkeden 2 bin 250 civarında bir koşucuyu ağırlayacağız. Yakınları, aileleri, görevliler ve yarış için Kapadokya'ya gelen tüm sayıyı düşünürsek 3 bin 500 - 4 bin kişilik bir grubu Kapadokya'da ağırlayacağız."
Ayhan Güney, organizasyona katılacak ülke sayısının artmasının kendilerini yeniden motive ettiğini belirtti.
"Katılım biraz daha iyi olabilirdi ama çevresel sorunlarımız var. Özellikle Ukrayna'da yaşanan olaylar dolayısıyla biraz eksilmeler oldu. 2 bin 500 civarında beklentimiz vardı ama 2 bin 250 katılımcı var. Yaklaşık 150 sporcu kaybı Ukrayna'dan oldu. Beklentimiz doğrultusunda gitti, ülke sayısı bizi mutlu etti çünkü geçen yıl 63 ülke vardı, pandemiden dolayı. Bu sene 75 ülkeye çıktı. Bu durum da bizi tekrardan motive etti."
"Bunlar, üst limiti olmayan seyahat hareketleri"
Ayhan Güney, organizasyonun ülke tanıtımı ve turizme katkısının önemine değindi. Güney, bu tür organizasyonların ilk amaçlarından birinin turizm olduğunu dile getirdi.
"Bunlar, üst limiti olmayan seyahat hareketleri. Ülkemizin de bu tür turizme çok ihtiyacı var. Bunun farkındayız ve yıllardır bunun için uğraşıyoruz. Yılların verdiği tecrübe ve harcadığımız emek bir şekilde hayata geçmeye başladı, bu sevindirici. Milyonlarca dolarlık turizm katkısı ve tanıtım katkısı sağlıyor."
Güney, etkinliği ulusal ve uluslararası çok sayıda medya mensubunun takip edeceğini belirterek, bunun tanıtıma katkısının önemine vurgu yaptı.
"Yurt dışından gelen medya ilgisi de bizi fazlasıyla sevindiriyor. Ülkemizde bu tür organizasyonların sayısının artması çok önemli ama bir şekilde bunun her yıl devam etmesi gerekiyor. Tabii bu tür organizasyonların en önemli özelliği sürekliliğinin olabilmesi. Eğer bunu tüm organizasyonlarımızda ülke olarak başarabilirsek, bu sürekliliği sağlarsak, önümüzdeki 5-10 yıl içinde dünya çapında birçok organizasyonumuz olacaktır."
Atilla Kuduoğlu: Beklentimizi fazlasıyla almaya başladık
Salomon Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Atilla Kuduoğlu da beklentilerinin karşılığını aldıklarını ifade etti. Kuduoğlu, organizasyonda 8. yıllarını geçirdiklerini hatırlattı.
"Biz organizasyondan beklentimizi fazlasıyla almaya başladık çünkü ilk başladığımız yıllarda katılımcı sayısı azdı, tabii ki bizim beklentimiz satış. Satışlarımız da düşüktü ama 8 yıl boyunca ciddi bir mesafe kat ettik."
Kuduoğlu, Türkiye'de yeni bir spor mecrası oluşturduklarına değindi.
"Spor adına bir mecra oluşturduğumuzu düşünüyoruz. Türkiye'de bizden öncesinde pek yapılmayan bir spor dalı. Bu spor dalını geliştirip bir mecra oluşturup sonra o mecraya satışımızı yaptık. Bizim beklentimiz buydu. Bunun akabinde biz yaptıktan sonra değişik farklı organizasyonlar da ortaya çıktı. Şu anda Türkiye'de aşağı yukarı her ay, hatta bazı aylarda neredeyse her hafta bir Ultra-Trail organizasyonu var. Bu da bu işi nasıl büyüttüğümüzün bir göstergesi."
Kuduoğlu, memnuniyetleri sebebiyle geçen yıl 5 yıllık yeni bir sözleşmeye imza attıklarını hatırlattı.
"Yurt dışındaki organizasyonları da takip ediyor, görüyoruz. Biz, inanılmaz imkanlar sunuyoruz. Organizasyonumuz kusursuz demeyelim ama kusursuzu her zaman arıyoruz. Kendi içerisinde Kapadokya turizm bölgesi olduğu için sadece spor yapma imkanı sunmuyor. Gelen sporunu yapıyor, Kapadokya'nın olağanüstü doğasını görüyor, balonla geziyor, yer altı şehirlerini görüyor. 600 tane kilise var. Kiliseleri ziyaret ediyor. Aynı zamanda hem turizm hem spor organizasyonu. Çocuk yarışı yapıyoruz, çocuklar yarışıyor. Bu kendi başına bir festival. Yurt dışındaki en büyük organizasyondan artımız, organizasyon kalitemizin onlarınkinin çok üstünde olması. Bu da organizasyon firmamız ve Aydın Bey'den kaynaklanıyor. Geçen yıl bir örnek yaşadım. Ultra Trail 119 kilometre. 100'üncü kilometrede Karlık diye bir istasyon var. Buraya Güney Amerikalı bir sporcu geldi, çok üşüyordu. Oturdu kenarda. 'Çorba alın' dedim, 'yanımda cüzdanım yok' dedi. Çünkü yurt dışındaki yarışlarda para alıyorlar. Bizim yarışlarımızda restoran gibi her türlü servis var. Biz sporculara her imkanı sunuyoruz. Bizim eksiğimiz tanıtım. Onun da bu sene daha iyi olacağını ümit ediyorum."