17 sene profesyonel futbol... Eibar, Sociedad, Liverpool, Real Madrid ve Bayern Münih... La Liga, Bundesliga, FA Cup şampiyonlukları... Şampiyonlar Ligi, Avrupa Şampiyonası ve Dünya Kupası zaferleri... Oynadığı her takımda kaptanlık ve birçok bireysel ödül... İspanya'nın unutulmaz orta sahası Xabi Alonso'dan bahsediyoruz.
Bask Bölgesinin San Sebastian sınırlarından çıkan en büyük kariyerlerden bir tanesi o. Ancak hikayesi doğduğu yerden 500 kilometre uzakta, Barselona'da başlıyor. Çünkü babası da İspanya'nın en ünlü futbolcularından Periko Alonso ve o henüz 1 yaşındayken Sociedad'dan Barcelona'ya transfer oluyor. O sezon babasıyla beraber bir de efsane geliyor Barcelona'ya; Diego Armando Maradona.
Periko Alonso futbolu bırakana kadar Barselona şehrinde kaldı ve oğulları Mikel'le Xabi de futbolla, belki de tam da olması gereken şehirde tanıştılar. Babalarının maçlarına gittiler ve Maradona, Carrasco, Schuster gibi isimleri izlediler. Ancak Xabi'nin gözü hep kendisinin yıllar sonra olacağı gibi orta sahada oynayan babası Periko'daydı.
Alonso ailesi Sociedad'a döndüklerinde Xabi 7 yaşındaydı ve tam bir futbol aşığıydı. Babası da onu Antiguoko takımının altyapısına götürdü. Bu durumdan dolayı mutluydu çünkü en yakın arkadaşı Mikel Arteta ile aynı takımda oynayacaktı.
La Concha plajında tanışan ve çok yakın arkadaş olan ikili, Antiguoko orta sahasını da birlikte paylaşıyorlardı. Hafta içi ayrı okullara gittikleri için birbirlerinden uzak kalıyorlar ve hafta sonunu iple çekiyorlardı. Bir daha hiçbir zaman birlikte oynayamadılar, hatta Everton-Liverpool derbilerinde rakip bile oldular ancak dostlukları hep baki kaldı...
Xabi Alonso 16 yaşındayken İngilizcesini geliştirmesi için bir grup arkadaşıyla beraber okulu tarafından İrlanda Cumhuriyeti'ne gönderildi. Burada hem dil öğrendi hem de okulun futbol takımında oynadı. Ada futboluna dair ilk gözlemlerini o günlerde yaptı ve bir gün yolunun yeniden buralara düşeceğini biliyordu. Sadece doğru zamanı beklemesi gerekti...
Antiguoko'daki başarılı futbolu onu tıpKı abisi gibi Real Sociedad'a taşıdı. Oysa en yakın arkadaşı Arteta, o İrlanda'dayken Barcelona'ya transfer olmuştu. Barcelona, Xabi'yi pek cezbetmiyordu. Liverpool'dan ayrılıp Real Madrid'e giderken de Barcelona'dan teklif almış ancak babasının yolunu izlemeyi tercih etmemişti. Önce kendini Real Sociedad'da ispatlayacak, ardından Premier Lig'in yolunu tutacaktı.
Real Sociedad'da Toschak onu kiralık oynadığı Eibar'dan devre arasında çağırıp henüz 19 yaşındayken ilk 11'e yerleştirdi. Ertesi sezon daha fazla süre almaya başladı. Bu sırada unutulmaz Sociedad kadrosu da oluşmaya başlıyordu. O sezonun devre arasında 3 kritik transfer yaptılar; Westerveld, Kovacevic ve Nihat Kahveci...
Sociedad, Xabi Alonso'nun artık değişmez oyuncu olduğu 2002/2003 sezonunda Nihat, Kovacevic, Aranzabal, Aranburu ve Karpinli muhteşem kadro ile şampiyonluk mücadelesi verdi. Ancak Zidane, Figo, Ronaldo, Raul'lu Real Madrid'i geçemediler. Yine de unutulmaz takımlar arasına girmeyi başardılar ve Xabi Alonso da 1 yıl sonra yeniden Ada'ya uçtu. Bu sefer adresi İngiltere, yeni takımı ise Liverpool'du.
Liverpool'da o sezon Rafael Benitez göreve gelmiş ve takımda da gözle görülür bir 'İspanya'dan transfer' süreci başlamıştı. Xabi Alonso ile birlikte İspanya'dan önce Luis Garcia, Josemi ve Antonio Nunez ardından da Fernando Morientes ile Mauricio Pellegrino gelmişti.
Ancak sadece Alonso ve Garcia, Liverpool'a damga vurdu. Bu öylesine bir damga oldu ki; İstanbul'da Milan'ı unutulmaz bir geri dönüşle yenerek Şampiyonlar Ligi'ni kazanacak kadar büyük ses getirdi... Liverpool finalde maçı uzatmalara götürürken son gol de yeni transfer Xabi Alonso'dan gelmişti.
O Liverpool'da Xabi Alonso, Gerrard'la beraber takımın en kilit oyuncusuydu. Luis Garcia ise özellikle Şampiyonlar Ligi'nde attığı 4 golle gruplardan sonrasına damga vurdu. Hele ki Chelsea'yi eledikleri yarı final maçında kaydettiği 'hayalet gol' bugün bile o dönem Chelsea'yi çalıştıran Mourinho'nun kabuslarına girmeye devam ediyor.
Xabi Alonso başarılarla dolu, yoğun sevgi içeren 5 yılın ardından Liverpool'a veda etti. O vedadan geriye Şampiyonlar Ligi, Uefa Süper Kupası ve FA Cup zaferi bıraktı. Liverpool'a şampiyonluk yaşatamamak ise hala içinde kalan bir ukde...
Euro 2008'i kazanan İspanya Milli Takımı'nın en önemli isimlerinden olan Xabi Alonso'nun ülkesine dönüşü kaçınılmazdı. Barcelona'nın teklifine rağmen tercihini Real Madrid'den yana kullandı. Kariyerindeki ilk lig şampiyonluğunu da Real Madrid'de yaşayan Xabi Alonso bu sürece bir Dünya Kupası, bir Avrupa Şampiyonluğu, bir de Şampiyonlar Ligi kupaları ekledi.
Herkes Real Madrid sonrası ne yapacağını merak ederken sürpriz bir kararla Bundesliga'ya, Bayern Münih'e transfer oldu. Çocukluk arkadaşı Arteta gibi o da hayran olduğu adamla çalışmak istiyordu ve kariyerini sonlandırmadan eline geçen fırsatı kaçıramazdı.
Bayern Münih'de Guardiola ile 3 sezon geçirdi. Bu da onun gelecekte yapmak istediği mesleği seçmesi için yeterli süreydi: Mutlaka teknik direktör olacaktı.
Çok geçmeden, emekliliğinden 1 yıl sonra Real Madrid Infantil A Takımı'nın başına geçti. Yani Minikler Takımı... Devasa kariyerine rağmen 'çoluk çocuk mu çalıştıracağım' demeden, yeni mesleğinin gerektirdiği gibi en aşağıdan başlayan Xabi Alonso şimdilerde Real Sociedad B Takımı'nın hocası.
Karizmasıyla, futbol tecrübesiyle, birlikte çalıştığı hocalardan öğrendikleriyle gelecek yıllarda adından söz ettirecek bir teknik adam olmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Kaynak: TRT SPOR / Serkan Akkoyun