Mustafa Cengiz, Galatasaray HDI Sigorta Erkek Voleybol Takımı için düzenlenen imza töreninde gündeme dair soruları da yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile geçen günlerde yaptığı görüşmeyi anlatan sarı-kırmızılı kulübün başkanı, "Son 2,5 yılda 550 milyon liralık verginin 300 milyonunu ödedik. Kayıtlarda var. Başkaları da benim gibi rakam versin istiyorum ama kimse vermiyor. 200 milyon lira vergi borcumuz var. Diğer kulüplerin de borcu var. O da teberrulu kombine ve loca sattık. Maliye, buna karşı çıktı. Beşiktaş, Fenerbahçe ve bize ağır cezalar bindirdi ama bizim vergimizin silindiği söyleniyor. Bizim ne kadar vergimiz siliniyor veya taksitlendiriliyorsa onlarınki de o kadar oluyor ama biz Galatasaray'ız. Göze mi çarpıyor bilmiyorum." diye konuştu.
"Sayın Cumhurbaşkanı'ma her bağlamda Türk sporu adına teşekkür ederim"
Kendisini "Ben 68 kuşağıyım." diye nitelendiren Mustafa Cengiz, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili şu ifadeleri kullandı:
"Çok başbakan ve devlet başkanı ile tanışma ve çalışma şansına eriştim. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın her şeyden haberi var. İyi ki var. Bütün branşlarla ilgileniyor. Ben şok yaşıyorum. Her bir araya geldiğimizde öyle sorular soruyor ki öyle kalıyorum. Müthiş hakim. Bu toplantının bile özetini alıyordur. Her kulübü izliyor. Bu bizim için şans. Yiğidi öldürün ama hakkını inkar etmeyin. Türk sporuna müthiş destek veriyor. Kendisi olmasaydı şu anda içinde bulunduğumuz stat olmazdı. Bunu neden yadsıyoruz. Rahmetli Alpaslan Dikmen, 'Galatasaray için bir taşı ileri götürene saygı duyarım.' diyor. Aynı şeyi neden bazı insanlara teşekkür etmeyi siyaseten esirgiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı'ma her bağlamda Türk sporu adına teşekkür ederim."
Futbol takımında transfer çalışmaları
Galatasaray Kulübü Başkanı Cengiz, futbolcu transferinde teknik heyet ve oyuncu izleme ekibiyle doğru çözümü bulmak için çalıştıklarını söyledi.
Mustafa Cengiz, geçen sezon kiralık olarak Galatasaray'da forma giyen Mario Lemina'nın adının Beşiktaş ile anılmasını değerlendirdi.
"Herkes kendi destanını yazar. Galatasaray Spor Kulübü olarak bizi isteyenle beraber oluruz. Parasal tuzaklara düşmemeye çalışırız. Bütün sporcular değerli, hepsine saygı duyuyorum. Teknik heyetimiz ve oyuncu izleme ekibimizle Galatasaray için en doğru çözümü bulmaya çalışıyoruz."
"Fenerbahçe ile ne işim var. Başkanıyla hiçbir sorun yok"
Futbolda takım harcama limitiyle ilgili, "Bizi açıp tehdit ediyorlar." diyen Cengiz, şöyle devam etti:
"Bana, 'Sen limitlere karşı çıkıyorsun.' diyorlar. Neden limite karşı çıkayım. Benim rakibim en iyilerini alsın ki çıta yükselsin. Kimseden rahatsız olmam. Benim rakibim ne kadar güçlüyse ben o kadar güçlüyüm. Olimpiyatın özünde bu var. Burada bir kural var. Ben buna uyarım. Buna uymaz isem orada anarşi ve kaos vardır, devlet yoktur. Benim aldığım eğitim, öğrenim ve ailemden gördüklerim, kurallara uymamız gerektiği. Kurallara uymazsanız olmaz. Sandalye oturmak içindir, üzerinde sıçramak için değil. Sıçrarsanız sirke gitmeniz lazım. Biz, bunu anlatmaya çalışıyoruz. Yoksa benim, değerli rakibimiz Fenerbahçe ile ne işim var. Başkanıyla hiçbir sorun yok. Kişisel olarak da sempatim var."
"Fiziki tehdit yok. Mecazi anlamda söyledim"
Açıklamasında yer alan "Bizi açıp tehdit ediyorlar." ifadesine açıklık getiren Mustafa Cengiz, şunları kaydetti:
"Fiziki tehdit yok. Mecazi anlamda söyledim. Sosyal medyada idam ediliyoruz. Limitle ilgili, 'Yarın senin de başına gelir.' diyorlar. Bizi gerizekalılık ve köylü kurnazlığıyla itham ediyorlar. Hatta birisi, hedef gösteriyor ve 'İş yerini mi satacaksın çulsuz?' diyor. 'Öbürü daha zengin.' diyor. Bir insanı zenginliğiyle övüyorsanız, onun önünde eğiliyorsanız, daha zengin biri geldiğinde yere yapışmanız gerekir. Gelecek kuşaklar için sırf maddiyat olduğu için baş eğdirmeye yönelik sözler sarf ediyorsanız sizin medyacılığınızın vay haline. Ben paralı olan kişiden daha fazla kariyerli insana hürmet ederim. Çocuklarımıza bunu vermezsek çok tehlikeli, kırılgan bir kuşak oluştururuz. Yetiştiğimiz topraklar ve Anadolu, tehdide cevaz vermez. Tehdidi gelecek yılki limit için söylüyorlar. Biz düşersek cezamız neyse çekeriz. Çıkar bunu anlatırız, camiamızdan özür dileriz. 'Paraları biz harcadık. Ben sebep oldum.' deriz. Bunu diyebilmek bazıları için çok zor olabilir."