Yalçın Demirkol, teknik direktör Fahri Bayraktar ve takım kaptanı Selda Akgöz, lig şampiyonluğu ve gelecek sezonki hedefleriyle ilgili sorulara yanıt verdi.
Demirkol, Cumhuriyet'in 100. yılında Süper Lig'de şampiyon oldukları için büyük mutluluk duyduklarını belirtti. Demirkol, sezon başında başkente bir kupa kazandırma hedefiyle yola çıktıklarını aktardı.
"Buna göre bir takım oluşturduk ve sonunda da başardık. Onun için çok mutluyuz. Bizim başarımızın en büyük sırrı sporcularımızla bir aile gibi olmamız. Bir kolej takımı havasındayız. Takımda müthiş bir birlik ve beraberlik sağladık. Sezonu alnımızın akıyla tamamladık."
Demirkol, başarılarının kamuoyunda kadın futboluna olan ilgiyi daha da artıracağına inandığını dile getirdi.
"Kulüp bünyesinde 14 yıldır faaliyet gösteriyoruz. ABB'nin desteğiyle daha iddialı, mücadele eden bir takıma dönüştük. Önceki sezon çeyrek finalde, geçen sene de yarı finalde elenmiştik. Ama bu sezon finale çıktığımız gibi kupayı da aldık. Ankara'nın artık şampiyon bir takımı var."
"Altyapıda 450 oyuncumuz var, hedefimiz bunu 4 binlere çıkarmak"
Yalçın Demirkol, iyi bir noktada olduklarını belirttiği kadın futbolunu tüm Ankara'da yaygınlaştırmak istediklerini söyledi. Demirkol, kadın futbolunda Ankara'nın tek temsilcisi olduklarını hatırlattı.
"Diğer takımlar çoğunlukla İstanbul'da. Altyapıda 450 oyuncumuz var. Üç merkezde faaliyet gösteriyoruz. Bunu bütün Ankara'ya yaymak istiyoruz. Yeni spor tesisleri buldukça kadın futboluna olan ilgi daha da artacaktır. Hedefimiz altyapı oyuncu sayımızı 3 ya da 4 binlere çıkartmak. Dünyada da kadın futboluna inanılmaz bir ilgi var. Son 3-4 yılda bu daha da arttı. Önümüzdeki sezon Şampiyonlar Ligi'nde oynayacağız. Hedefimiz Avrupa'da şampiyonluk ama bunun için bir süreç gerek. Öncelikli hedefimiz ön elemeyi geçip grup aşamasına kalmak. Bu da bizim için tarihi bir başarı olur. Avrupa'dan gelecek böylesi bir başarı bizi bambaşka bir noktaya taşıyacaktır. Bunun için mevcut kadromuzu koruyup yeni takviyelerle takımımızı daha da güçlendireceğiz. Tüm takımı, teknik heyetimizi ve sporcularımızı tebrik ediyorum. Bu şampiyonlukta bizde emeği büyük olan Sayın ABB Başkanı Mansur Yavaş Bey'e de çok teşekkür ediyorum."
Fahri Bayraktar: İyi bir yönetim, kadro ve teknik heyetle bu başarı geldi
ABB FOMGET Teknik Direktörü Fahri Bayraktar, tarihi bir şampiyonluk elde ettiklerini belirti. Bayraktar, sezon başından şampiyonluğa kadar çok ciddi zorluklar yaşadıklarını anlattı.
"Müthiş bir sevinç yaşadık. İyi bir yönetim, kadro ve teknik heyetle bu başarı geldi. Sakatlıklarımız oldu. Ama karakterli bir takım ve oyunculara sahiptik. Çok çalıştık ve sonunda başardık. Çocuklar özellikle şampiyonluğu çok istedi. Çok büyük bütçeli takımları yendik. Türkiye'de son dönemin en güzel finallerinden birini oynadık. Çok kaliteli bir futbol ortaya koyduk. Bu oyunun, federasyonun bakış açısını değiştireceğine ve birçok kulübün kadın futboluna olan desteğini arttıracağına inanıyorum. O açıdan çok mutlu oldum."
"Çok yetenekli kız çocuklarımız var"
Bayraktar, Türkiye'nin kadın futbolu için büyük bir potansiyele sahip olduğuna dikkat çekti.
"Anadolu'da özellikle çok yetenekli kız çocuklarımız var. Kadın futbolu daha çok gelişecek. Ama bunun için federasyonun bu konuya el atması gerek. Kadın sporcularımızın çoğu öğrenci. Bir kısmı öğretmen. Kızlar bu işten para kazanırsa kadın futbolu daha da gelişecektir."
Fahri Bayraktar, Türkiye Futbol Federasyonunun sorunları çözmesi durumunda kadın futbolunda Türkiye'nin uluslararası arenada çok daha iyi noktaya geleceğine inandığını belirtti.
Bayraktar, ABB, ALG Spor ve Galatasaray gibi çok az takımın maçlarını profesyonel sahalarda oynayabildiğini aktardı.
"Kadınlar Süper Ligi'nde bizim gibi kendi sahası olan çok az takım var maalesef. Ligde gittiğimiz bazı deplasman maçlarında futbol oynadığımız sahalarda tuvalet ve soyunma odaları yoktu. Federasyonun bu durumları düzeltip bir kalite getirmesi lazım. Örneğin lig maçlarında daha tecrübeli hakemlerin olması gerek. Kadınlarda çeyrek, yarı ve final maçlarında kıdemli hakemler atanırken lig maçlarında bu durum yok. Daha çok 'Tecrübe kazansın' düşüncesiyle çok genç hakemler kadın ligine atanıyor. Bu, doğru bir uygulama değil. Önem verilmeli. O durumda kadın futbolunun kalitesi artar ve daha da gelişir."
Selda Akgöz: Atmosferi çok yüksek, asla unutamayacağım bir maç oynadık
Başkent ekibinin milli kalecisi ve kaptanı Selda Akgöz ise İzmir'deki play-off finalinde Fenerbahçe Petrol Ofisi'ni 4-2 yendikleri maçı asla unutmayacağını söyledi.
Selda Akgöz, hayatının en heyecanlı maçını oynadığını belirtti.
"Çok önemli bir maçtı. 90 artı 7'ye kadar gerideydik. Yeniliyorduk, çaresizdik ama kazanacağımıza da inanıyorduk. Penaltıyı aldık ve kördüğüm çözüldü. Atmosferi çok yüksek, asla unutamayacağım bir maç oynadık."
Selda, futbola 17 yaşında lisede başladığını anlattı.
"Aslında hentbol kökenli bir sporcuyum. O anlamda altyapım vardı. Futbola başladığım sene milli takıma seçildi. Şu an 30 yaşındayım ve o gün bugündür milli formaya hizmet ediyorum. Aynı zamanda beden eğitimi öğretmeniyim. Kahramanmaraş Pazarcık'ta görev yapıyorum."
Selda, ABB FOMGET ile kariyerindeki ikinci şampiyonluğu yaşadığını aktardı.
"Geçen sene de ALG Spor ile kazanmıştık. O açıdan ayrıca gururluyum. Final öncesi kedim 'Casper'i getirdim, totemimdi benim o. Siyah ojelerimi sürdüm ve maça öyle çıktım ve Cumhuriyet'in 100. yılında o kupayı Ankara'ya getirmeyi başardık. O açıdan çok mutluyum."
Selda, kadın futbolunun Türkiye'de iyi noktada olduğunu düşündüğünü anlattı.
"En basitinden biz eskiden erkek forması giyerek maçlara çıkardık, bugün kendi formalarımızla oynuyoruz. Maddi olarak çok daha iyi durumdayız. Zor günler yaşadık ama bugünlere geleceğimizi de biliyordum. Onun için çalışmalarımıza hep devam ettik. Kadın futbolu; medya, sponsorluk gibi durumlarla son 3-4 yıldır çok daha iyi durumda. Erkek futboluyla yarışmak için biraz daha zamana ihtiyaç var bence ama farkın her geçen gün azaldığını düşünüyorum. Ben bugün kadın futbolu sayesinde hayatımı kazanıyorum. Çünkü milli sporcu olduğum için atandım. Bu, futbol sayesinde oldu. Onun için genç arkadaşlarımın pes etmemelerini ve çalışırlarsa başaracaklarına inanmalarını istiyorum. Benim örneğin final maçımı Zonguldak'taki beldemde, köyümde tüm hemşehrilerim izlemiş. Eskiden futbolda ne işin var diyenler bugün bizimle gurur duyuyor. Ön yargılar kırılıyor. Köyüme gittiğimde beni tanımayanlar bile seninle gurur diyoruz, dediler. Bu, beni çok mutlu etti."